En çok kullanılan 2500 İngilizce kelime

• a: i. lâ [müz.], pek iyi
• ability: i. yetenek, kabiliyet
• able: s. yapabilen, gücü yeten
• aboard: zf. gemiye, uçağa, trene, gemide, uçakta, trende
• about: zf. yaklaşık, hemen hemen ed. hakkında
• above: s. yukarıdaki, sözü geçen ed. üstünde
• abroad: zf. yurt dışında, yurt dışına
• absence: i. yokluk, bulunmama
• absent: f. bulunmamak s. devamsız
• absolute: s. mutlâk, kesin
• absurd: s. anlamsız, saçma
• accessible to: Ulaşılabilir, erişilebilir
• accident: i. kaza; rastlantı
• accommodate: f. uyum sağlamak, kalacak yer sağlamak
• accommodation: i. uyum, kalacak yer
• according to: göre
• account: f. açıklamak, hesap vermek i. banka hesabı; hesap verme
• accurate: s. tam, kesin, doğru
• accuse: f. suçlamak, itham etmek
• ache: f. ağrımak, acımak i. ağrı, sızı
• achievment: başarı, elde etme, kazanma
• acquaint: f. bilgi vermek, tanıtmak
• across: zf. karşıdan karşıya ed. karşısında
• active: s. aktif, çalışan, faal
• actor: i. aktör, oyuncu, erkek oyuncu, katılımcı
• actress: i. aktris, kadın oyuncu
• actual: s. gerçek, asıl, aktüel, güncel, şimdiki
• address: f. hitap etmek i. adres, konuşma
• administration: i. yönetim, idare
• adult: i. yetişkin
• advance: f. ilerletmek i. ilerleme, avans
• advanced: s. ilerlemiş, ileri
• advantage: i. avantaj, üstünlük
• adventure: i. macera, serüven
• advice: i. nasihat, öğüt
• aerial: i. anten
• aeroplane: i. uçak
• affair: i. iş, mesele, konu, gönül macerası
• afraid: s. korkan, korkmuş
• after: zf. sonra, daha sonra, ardından, bğ. dikten sonra
• afternoon: i. öğleden sonra
• afterwards: zf. sonra, ondan sonra
• again: zf. tekrar, yine, yeniden, bir daha
• against: ed. aykırı, aleyhinde, -e karşı
• age: f. yaşlandırmak i. yaş; asır; devir, çağ
• aged: s. yaşında, yaşlı
• agency: i. ajans, acenta
• agent: i. acenta, temsilci, ajan
• aggressive: s. agresif, saldırgan
• ago: s. önce, evvel
• agreement: i. anlaşma, sözleşme
• agriculture: i. tarım, ziraat
• ahead: zf. ilerde, önde, önceden, ileri
• aid: f. yardım etmek i. yardım, destek
• air: i. hava; gökyüzü; tavır
• alarm: f. alârm vermek, panik yapmak i. alârm
• algebra: i. cebir
• alike: s. benzer, aynı, benzeyen
• alive: s. canlı, sağ, hayatta
• all: i. herkes, her şey, hepsi s. bütün, tüm
• all right: ünl. fena değil, peki, olur, tamam
• alliance: i. ittifak, bağ, antlaşma
• alligator: i. timsah
• almost: zf. yaklaşık olarak, neredeyse, az daha
• alone: s. yalnız, tek başına
• along: zf. boyunca, süresince; ileriye
• aloud: zf. yüksek sesle, bağırarak
• already: zf. zaten, çoktan; şimdiden; bile
• also: zf. de, da, dahi, hem, hem de, ayrıca, üstelik, keza
• although: bğ. karşın, ise de, rağmen, olduğu halde, gerçi
• althought: rağmen
• altogether: zf. tamamen, bütün bütün, büsbütün, hepten
• always: zf. her zaman, daima
• am: [be] f. olmak, bulunmak, var olmak; anlamına gelmek; mal olmak; tutmak (para); durmak
• ambassador: i. büyükelçi, elçi, temsilci
• ambition: i. hırs, heves, tutku, ihtiras
• ambush: f. tuzak kurmak i. tuzak
• among: ed. arasına, arasında, içinde
• amount: f. toplama ulaşmak i. miktar, tutar, toplam
• an: bir [kendisinden sonra gelen kelime sesli harfle başlıyorsa]
• and: bğ. ve, ile, de
• anger: f. kızdırmak i. öfke, kızgınlık
• angry: s. kızgın, kızmış
• animal: i. hayvan s. hayvanlarla ilgili
• ankle: i. ayak bileği
• anniversary: i. yıldönümü, yıldönümü kutlaması
• annual: i. yıllık, senelik
• another: s. başka, öbür, farklı zm. başka bir tane
• Ant: i. karınca
• Anti: i. muhalif, karşı olan kimse ök. anti, karşı, zıt, karşıt, aykırı
• anxiety: i. endişe, kaygı, sıkıntı
• anxious: s. endişeli; hevesli, can atan
• any: s. hiç, hiçbir zm. her ne, herhangi biri
• anybody: i. kimse, hiç kimse, herhangi biri, kim olsa
• anyone: zm. kimse, hiç kimse, herhangi biri, kim olsa
• anything: i. bir şey, hiçbir şey, herhangi bir şey, ne olsa, her şey
• anyway: zf. her halükârda, nasıl olsa, zaten, neyse
• anywhere: zf. herhangi bir yere, bir yere, hiçbir yerde
• apart: zf. ayrı olarak, ayrı, ayrı bir yere, uzağa s. ayrı
• apart from: başka, dışında