En çok kullanılan 2500 İngilizce kelime

• calendar: f. kaydetmek, düzenlemek (belge) i. takvim
• call: f. çağırmak, aramak (telefon) i. çağrı
• calm: f. sakinleştirmek i. sakinlik s. dingin
• camera: i. kamera, gizli
• camouflage: f. kamufle etmek i. kamuflaj, gizleme
• camp: f. kamp yapmak, konaklamak i. kamp s. kamp, bayağı
• campaign: f. kampanyaya katılmak, adaylığını koymak i. sefer, kampanya
• can: f. ebilmek, konservelemek i. teneke kutu
• Canal: i. kanal, suyolu
• cancer: i. kötü şey, kanser
• candidate: i. aday, namzet
• candle: i. mum, kandil
• capacity: i. kapasite, yeterlik s. azami
• capital: i. başkent, büyük harf, sermaye s. ana, büyük
• captain: f. kaptanlık etmek i. kaptan
• car: i. araba, otomobil
• card: f. kart açmak i. kart
• career: f. dörtnala koşmak i. meslek hayatı
• carnival: i. karnaval, şenlik
• carpet: f. halı kaplamak i. halı
• case: f. gözetlemek, örtmek i. olay, dava
• cash: f. paraya çevirmek i. nakit, ufak madeni para (çin)
• castle: f. rok yapmak (satranç) i. kale
• cat: i. kedi, dedikoducu kadın
• Cattle: i. sığırlar, insanlar
• ceiling: i. tavan, yükseklik sınırı
• cell: i. hücre, göz
• cellar: i. mahzen, kiler
• cent: i. sent, doların yüzde biri
• center: f. merkezde toplanmak, ortalamak i. merkez, orta
• century: i. yüzyıl
• ceremony: i. ayin, dini tören
• certain: s. kesin, belirli
• certainly: zf. kesinlikle, şüphesiz ünl. tabii
• certificate: f. belgelemek i. belge, sertifika
• chain: f. zincirlemek i. zincir, dizi s. seri
• chair: f. sandâlyeye oturtmak, makama geçirmek i. sandalye, makam ünl. başkan! (parlemento)
• chairman: i. başkan, reis
• chalk: f. tebeşirle yazmak i. tebeşir
• champion: f. savunmak i. şampiyon s. şampiyon
• championship: i. şampiyonluk, üstünlük
• chance: f. riske girmek i. şans, risk s. tesadüfi
• character: i. harf, karakter, özellik
• charm: f. cezbetmek i. cazibe, albeni
• charming: s. çekici, büyüleyici, cazibeli
• chart: f. plânını çizmek i. çizelge, tablo, kroki
• chatter: f. gevezelik etmek i. konuşkan kimse, dırdır (Argo)
• cheap: s. ucuz, değersiz zf. ucuza
• cheese: i. peynir, meyve konservesi
• chemical: s. kimyasal, kimya
• cherry: i. kiraz, vişne s. kiraz kırmızısı
• chess: i. satranç, köprü tahtası
• chewing-gum: [le] çiklet
• chick: i. civciv, yavru kuş, kız, piliç
• chicken: f. korkak davranmak i. tavuk, ödlek s. korkak
• chief: i. şef s. en üst rütbeli, belli başlı
• child: i. çocuk, evlat
• childhood: i. çocukluk çağı, çocukluk
• children: [child] i. çocuklar, küçükler, evlatlar
• chin: f. konuşmak i. çene
• chord: i. tel, akort
• christian: i. hristiyan, dini bütün kimse s. hristiyan, dürüst
• church: i. kilise, hristiyan toplumu s. kilise ile ilgili
• cigarette: i. sigara
• cinema: i. sinema
• circle: f. çevrelemek i. çember, daire, çevre
• circular: i. sirküler, genelge s. dairesel
• circumstances: i. şartlar, koşullar
• circus: i. sirk, sirk gösterileri
• citizen: i. vatandaş, uyruk
• city: i. şehir s. kent
• civic: s. şehir ile ilgili
• civil: s. medeni, sivil, resmi
• clasp: f. bağlamak, sarılmak i. sarılma, kavrama, el sıkma
• class: f. sınıflandırmak i. sınıf, mevki
• classic: i. klasik eser s. klasik, kaliteli
• clear: f. açıklamak, aydınlatmak s. açık, berrak zf. açıkça
• clerk: f. yazmanlık yapmak i. kâtip
• clever: s. zeki
• cloakroom: i. vestiyer, gardrop, tuvalet [brit.]
• clock: f. saat tutmak i. saat
• clothe: f. giydirmek, sarmak
• clothes: i. giysi
• cloud: f. karartmak, bulutlanmak i. bulut, küme, bulanıklık
• club: f. sopalamak i. sopa, kulüp
• coach: f. eğitmek i. fayton, yolcu vagonu, antrenör
• coal: f. kömür vermek i. kömür
• coast: f. sahil boyunca gitmek i. deniz kenarı, deniz kıyısı
• coat: f. kaplamak, örtmek i. palto, ceket
• cobweb: i. örümcek ağı, tuzak
• coconut: i. hindistan cevizi, kafa
• coffee: i. kahve, kahverengi
• coffin: f. tabuta koymak i. tabut
• coin: f. para basmak i. madeni para
• cold: i. soğuk, nezle, soğukalgınlığı s. soğuk, üşümüş
• collap: çökmek, yıkılmak
• collar: f. yakalamak, yakasına yapışmak i. yaka, tasma
• colony: i. sömürge, koloni
• color: f. boyamak [color (Amer.) ] i. renk, boya
• colour: [colour (Brit.) ] f. boyamak i. renk