En çok kullanılan 2000 İngilizce kelime

• appeal: f. başvurmak, hoşuna gitmek i. rica, başvuru, cazibe
• appearance: i. dış görünüş, ortaya çıkma
• appetite: i. iştah,istek
• apple: i. elma
• applicant: i. aday, istekli, başvuru sahibi
• application: i. uygulama; başvuru
• appoint: f. tayin etmek, atamak, belirlemek
• appointment: i. randevu, buluşma, tayin
• approximate: s. yaklaşık, yakın, benzer
• apricot: i. kayısı
• april: [April] i. nisan
• architect: f. tasarlamak i. mimar, yaratıcı
• architecture: i. mimarlık, mimari, yapı, inşaat
• are: i. ar
• area: i. alan, bölge, yüzölçümü, harekât bölgesi, bodrum girişi
• argument: i. tartışma, görüş, iddia
• arise: f. ortaya çıkmak, yükselmek, kaynaklanmak
• aristocrat: i. aristokrat, asilzade, soylu
• arm: f. silâhlanmak; i. kol; dal, şube, silâh, cephane
• armchair: i. koltuk
• army: i. ordu; topluluk, kalabalık
• around: zf. etrafta, çevrede, bu civarda ed. aşağı yukarı
• arrival: i. geliş, varış, varma, gelme, gözükme, ortaya çıkma, gelen şey, mal girişi
• arrow: i. ok, ok işareti
• art: i. sanat, beceri s. sanatsal
• article: i. eşya, makale, şey, bent, fıkra [huk.]
• artificial: s. yapay, suni, yapmacık
• artist: i. sanatçı, ressam
• as: zf. kadar, olarak, gibi, iken i. gibi bğ. ki; madem; olduğu gibi, diği gibi, iken, irken; karşın, rağmen; mademki
• AS?DE: KENDİ KENDİNE SÖYLENEN SÖZLER
• ash: i. kül, dişbudak ağacı
• ashamed: s. mahçup, utanmış
• aside: zf. bir kenara, ayrı
• asleep: s. uyuyan, zf. uykuda,
• ass: i. kıç (argo), ahmak, eşek herif (Argo)
• assembly: i. toplantı, montaj
• assistant: i. asistan, yardımcı, tezgâhtar
• associate: f. birleştirmek i. ortak s. birleşmiş, arkadaş olan
• astonish: f. şaşırtmak, hayret ettirmek
• at: i. savaşçı [brit.], eyt ed. de, e
• at least: en azından
• Atmosphere: i. atmosfer, ortam
• atom: i. atom, çok az miktar
• attention: ünl. dikkat i. ilgi
• Attitude: i. davranış, durum, fikir
• attractive: s. çekici, alımlı
• august: i. Ağustos s. saygıdeğer, muhteşem
• Aunt: i. hala, teyze, yenge
• autumn: i. sonbahar; güz
• available: s. müsait, mevcut, kullanışlı
• average: i. ortalama s. sıradan
• awake: f. uykudan kalkmak, farkına varmak s. uyanık
• aware: s. farkında, uyanık
• away: zf. uzakta, durmadan s. deplasmanda
• awful: s. berbat, oldukça büyük, müthiş
• baby: i. bebek, piliç (kız) s. bebeksi
• back: f. geri geri gitmek i. sırt s. geri
• background: i. geçmiş deneyimler, arka plân
• backward: s. geri, yavaş öğrenen zf. geri geri
• bad: i. kötü s. küfürlü
• badly: zf. fena halde, çok, ağır
• bag: f. yakalamak, çalmak i. çanta, torba
• baggage: i. valiz
• bake: f. fırında pişirmek i. yemekli toplantı [amer.]
• baker: i. fırıncı, portatif fırın
• balance: f. dengelemek, dalgalanmak i. denge
• balcony: i. balkon
• bald: s. kel, yalın, sıkıcı
• ball: f. yumak yapmak i. top, balo
• ballerina: i. balerin
• ballet: i. bale
• balloon: f. balonla uçmak, şişmek i. balon s. kabarık
• ban: f. yasaklamak, boykot etmek i. yasak
• banana: i. muz
• band: f. bantlamak i. grup, bant, şarkı (plâk)
• bank: f. parasal işlerini yapmak i. banka, kıyı
• bar: f. parmaklıkla çevirmek i. bar, baro ed. hariç
• base: f. dayandırmak i. temel s. alçak
• basement: i. bodrum, bodrum katı, taban
• basic: s. basit, esas, temel
• basket: i. pota, sepet
• bat: f. vuruş yapmak i. yarasa, raket
• bath: f. yıkanmak i. banyo
• be: f. olmak, bulunmak, var olmak, anlamına gelmek
• bean: i. fasulye, tane, metelik
• beat: f. dövmek, çalmak (davul) i. darbe s. bitkin
• beautiful: s. güzel, hoş
• beauty: i. güzellik
• because: bğ. çünkü, diği için
• bed: f. yatırmak i. yatak, nehir yatağı
• been: [be] f. olmak, bulunmak, anlamına gelmek
• beer: i. bira
• before: zf. önce, önde bğ. den önce ed. önünde
• behind: zf. arkada, geriye ed. ardındaki
• bell: f. böğürmek i. zil, çan
• below: zf. aşağı, altta ed. altında
• belt: f. kemer takmak i. kemer, kuşak
• Bench: i. bank, kürsü
• bend: f. bükmek, kıvrılmak i. kıvrım, dönemeç
• benefit: f. yararı dokunmak i. yarar, çıkar, kazanç