En çok kullanılan 2000 İngilizce kelime

• occupy: f. oturmak, meşgul etmek
• occur: f. ortaya çıkmak, meydana gelmek
• ocean: i. okyanus
• october: i. Ekim
• of: ed. nin, ın, den, li, yüzünden
• off: s. uzak, devre dışı zf. kapalı ed. den, dan, dışında, haricinde
• offence: [offence (Brit.) ] i. suç, saldırı
• office: i. büro s. büro
• officer: f. idare etmek i. subay, memur
• official: i. memur s. resmi, devlet
• Official meeting: Resmi toplantı
• often: zf. sık sık
• oh: ünl. o!, ey!
• oil: f. yağlamak i. yağ, petrol
• old: s. bayat, eski, yaşlı i. eski zamanlar
• on: s. olmakta olan zf. sürekli olarak ed. üstünde, üzerinde
• once: zf. bir zamanlar i. bir kere bğ. olur olmaz
• one: i. bir tane, tek s. tek
• only: s. tek zf. sadece bğ. yalnız
• operation: i. ameliyat, işleyiş
• opinion: i. düşünce
• opportunity: i. fırsat
• opposite: s. zıt zf. karşı ed. karşısında
• orange: i. portakal, turuncu
• ordinary: s. sıradan i. olağan şey
• organ: i. organ, araç, örgüt
• origin: i. kök, köken
• original: i. asıl s. özgün
• other: i. diğer s. başka zf. bundan başka
• otherwise: bğ. yoksa zf. bunun dışında, başka
• our: zm. bizim
• out: f. dışarı çıkarmak i. çıkış s. dış
• outside: i. dışarı s. dış zf. dışarıya, açık havada
• oven: i. fırın, ocak
• over: s. sona ermiş zf. fazla, aşırı, öte ed. üstünde
• owner: i. mal sahibi
• oxygen: i. oksijen
• packet: f. paketlemek i. paket, bohça
• page: f. çağrı cihazını aramak i. sayfa
• pain: f. canını yakmak i. ağrı, acı
• painful: s. acıtan, üzücü, can sıkıcı
• painter: i. ressam, boyacı
• pair: f. çift olmak i. çift
• palace: i. saray
• pale: f. solmak i. sınır s. soluk, açık
• pan: f. sert eleştiri yapmak i. kır tanrısı [mit.] i. tabiat
• panic: f. paniğe kapılmak i. panik, telaş
• paper: f. kâğıt kaplamak i. kâğıt, kâğıt para, evrak s. önemsiz
• paradise: i. cennet
• paragraph: i. paragraf
• parent: s. ana, temel i. ebeveyn
• park: f. parketmek i. park, otopark
• part: f. ayırmak i. kısım ök. yarı, kısmen
• part-time: s. yarım günlük z. yarım gün
• particular: i. ayrıntı s. belirli, özel
• partner: f. ortak etmek i. ortak, eş
• party: i. parti, grup
• passenger: i. yolcu, gezgin
• passport: i. pasaport, giriş izni
• password: i. parola, şifre
• past: i. geçmiş s. eski zf. geçecek şekilde
• path: i. patika, yol, meslek
• patience: i. sabır
• patient: i. hasta s. hoşgörülü, sabırlı
• pattern: f. örnek almak i. örnek, model s. ideal
• payment: i. ödeme, masraf
• peace: s. barış i. sükunet ünl. susun
• pen: f. kaleme almak i. kümes, tükenmez kalem
• penalty: i. ceza, penaltı
• pencil: f. kurşunkalemle yazmak i. kurşunkalem
• people: f. insan yerleştirmek i. halk, insanlar
• pepper: i. biber, biber serpmek
• perfect: f. mükemmelleştirmek i. tamamlanmış geçmiş zamanlı fiil s. mükemmel, kusursuz
• performance: i. performans, gösteri
• perhaps: zf. belki
• period: i. periyot, dönem, aybaşı
• permission: i. izin, ruhsat
• person: i. kişi
• personality: i. şahsiyet, kişilik
• petrol: i. benzin
• phone: f. telefon etmek i. telefon
• photo: f. fotoğraflamak i. fotoğraf, resim ök. foto
• phrase: f. uygun sözcük ve cümlelerle ifade etmek i. deyiş, sözcük grubu
• piano: s. hafif i. piyano zf. hafif sesle
• picnic: f. piknik yapmak i. piknik, basit iş
• picture: f. resmetmek, çizmek i. resim s. film
• pie: f. karışıklık çıkarmak i. turta
• piece: f. parça eklemek i. parça
• pig: f. yavrulamak (domuz) i. domuz, pisboğaz tip
• pile: f. yığmak i. yığın s. katlı (dokuma)
• pill: f. aleyhte oy vermek i. hap, sıkıntı
• pilot: f. kılavuzluk etmek i. pilot, kılavuz s. deneme
• pin: f. iğnelemek i. toplu iğne
• pink: f. kenarını şekilli kesmek i. pembe, zirve s. solcu (ılımlı)
• pipe: f. boru ile taşımak i. boru, pipo
• pitch: f. ziftlemek i. zift, derece
• pity: f. merhamet etmek i. merhamet, acıma
• place: f. yerleştirmek i. yer, mekân
• plain: i. düzlük, ova s. sade, süssüz zf. sade bir biçimde
• plane: f. düzlemek i. uçak, düzlem s. düz