En çok kullanılan kelimeler
En çok kullanılan fiiller
Boşluk doldurma (kelimeler)
Boşluk doldurma (fiiller)
Kelime tamamlama
Fiil tamamlama
Kelime Eşleştirme
Fiil Eşleştirme
Kelime Telaffuzları
Fiil Telaffuzları
Fiil çekim testleri
|
 zf. sık sık I often wonder what our old house would be like today. Zaman zaman eski evimizin bugün neye benzeyeceğini merak ediyorum. She would often be lost in deep thought, with the saddest look upon her face. Yüzündeki en üzgün bakışla,o,sıksık derin düşüncelerde kaybolurdu.22.12.2009 purple - ?eviren: Duran ! A lie told often enough becomes the truth.
Vladimir Lenin Yeterince sık söylenen yalan gerçek olur.18.06.2010 onr - ?eviren: derya ! William Zanzinger often has accidents. William Zanzinger sık sık kaza yapar.
 Yeah, yeah, I've often wondered about that. Tabi ,tabi, bunu hep merak etmişimdir.
  I must say, it-it isn't often that we have an applicant... of your maturity and, varied experience. sizin olgunluğunuz ve çeşitli deneyiminzde olan bir başvurana rastlamamız pek sık olna bir şey olmadığını söylemeliyim. How often have l told yo you should retrain for another job .Then you wouldn't have to stand in that cold-store. lt's unhealthy, Sana kaç kez bir başka iş için eğitim görmen gerektiğini söyledim. O zaman bu soğuk dükkanda böyle durmak zorunda kalmazdın. bu çok sağlıksız. He played the piano and often accompanied us in our ceremonies. Piyano çalar ve sık sık bize törenlerimizde eşlik ederdi. Her boss often says, “Ms. Yamakawa Works hard eight hours a day. She’s a hard worker and a good employee.”
Patronu sık sık “Bayan Yamakawa günde sekiz saat sıkı çalışır. Sıkı bir çalışan ve iyi bir işçidir.” Der.
 He often visited me in Paris, and we dined in expensive restaurants. But he was always discreet.
Paris’te beni sık sık ziyaret etti ve pahalı restoranlarda akşam yemeği yedik. Ama kendisi her zaman tedbirliydi.
You don't let it out very often, Ortaya çıkmasına pek
izin vermiyorsun,… It's often been a sanctuary for me. Orası benim için bir sığınak gibidir.
  The first person at a crime scene often turns out to be a viable suspect. Olay yerinde görülen ilk kişi, genellikle en geçerli şüpheli olarak çıkar karşımıza. He was a delicate child, often sick. He slept in the dormitory with the other children. O sık sık hastalanan çok hassas bir çocuktu.Diğer çocuklarla birlikte yurtta yatardı. How often do you go out? Ne sıklıkla dışarı çıkarsınız?
 I often used to search your truck in the old country. Memlekette senin tırını sık sık arardım.
  You'd be amazed at how often the small, neglected things become the most important. Küçük, ihmal edilmiş şeylerin ne kadar sık en önemli şey haline gelmesi sizi afallatır. My kid sister often walked in her sleep. Küçük kız kardeşim sık sık uykusunda yürüyordu.
 We would often be sorry if our wishes were gratified.
Aesop
İsteklerimiz tatmin edilirse,çoğunlukla üzülürüz.20.04.2010 onr - ?eviren: Duran ! I often felt a sort of envy of humans..... of that thing they called spirit. İnsanlara, onların ruh dedikleri şeye karşı hep bir tür kıskançlık duydum.15.09.2009 enscapsulation !
1,922 c?mle
|