go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 930 kişi  02 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

often

zf. sık sık
  • Human identity is the most fragile thing that we have, and it's often only found in moments of truth.
    Alan Rudolph
    İnsan kimliği sahip olduğumuz en hassas şeydir ve sıklıkla sadece doğruluk anlarında bulunur.
  • There are two distinct types of silk taffeta: yarn-dyed and piece-dyed. Piece-dyed taffeta is often used in linings and is quite soft. Yarn-dyed taffeta is much stiffer and is often used in evening dresses.
    İki farklı tip ipek tafta vardır:iplik-boyalı ve parça-boyalı.Parça-boyalı tafta sık sık astarlarda kullanılır ve oldukça yumuşaktır,İplik-boyalı tafta çok daha settir ve sık sık gece elbiselerinde kullanılır.
  • It's amazing how the day fills up I often wonder, to be absolutely honest......if I'd ever really have time for a job.
    Günün nasıl geçip gittigi beni şaşkınlıklar içinde bırakıyor. Dürüst olmak serekirse sık sık bunu merak ediyorum…İş için gerçekten zamanım olsaydı…
  • But many people dislike her because she often behaves badly.
    Fakat pek çok kişi onu sevmez çünkü sık sık kötü davranır.

  • But the drivers behind him often get angry.
    Fakat arkasındaki sürücüler sık sık sinirlenirler.

  • If you're asking for a distinction I think it's often unclear.
    Eğer farklılığını soruyorsan çoğu zaman belli olmadığını düşünüyorum.
  • Do not laugh much or often or unrestrainedly.
    Çok fazla,sık sık yada frenlenemeyecek şekilde gülme.
  • Do you come here often?
    Buraya sık sık gelir misin?

  • We often come to your football stadium but we saw that your supporters were too bad.
    Biz sıklıkla sizin stadyumunuza geliyoruz fakat gördük ki taraftarlarınız çok kötü.
  • One's profession is very often determined by one's personality.l love my job...no decision making.
    Birinin mesleği çoğu zaman onun karakeri tarafından belirlenir. Ben işimi seviyorum, karar alma gibi bir görevim yok.
  • She comes out for the holidays sometimes, but.. Not as often as we'd like.
    Bazen tatillerde geliyor ama… bizim istediğimiz sıklıkta değil.
  • Do you often see your friends?
    Arkadaşlarınızı sık sık görür müsünüz?

  • - I think not. You've often expatiated on the thorough good feeling.....
    -Öyle değil sanırım. İyi duygular üzerine baştan sona etraflıca açıklamalar yaptın sık sık…
  • -How often do you look after him Marcus?
    -Every once in a while.
    -Ne sıklıklsıa onunla ilgileniyorsun?
    -Her fırsatta.
  • - What did you say?
    - I want a divorce, Macon, I rented an apartment downtown.
    - Honey, listen, it's been a hard year. We've had a hard time. People who lose a child often feel this way.
    - Sen ne dedin?
    - Boşanmak istiyorum. Macon, şehir merkezinde bir daire kiraladım.
    - Tatlım, dinle. Çok zor bir yıl oldu. Çok zor zamanlar geçirdik. Çocuğunu kaybeden kişiler genellikle bu şekilde hissederler.
  • - I was happy to get your call, and learn that you were finally in town. I bet that trip did you a lot of good after all you been through.
    - I sent you a card, did you get my card?
    - Oh yes. Lovely card, thanks.
    - But I want to say to you in person. I am so sorry about Helen. I only met her than once, but we talk often on the phone after the engagement.
    - Aradığına ve sonunda şehre geldiğini öğrendiğime sevindim. Yaşadıklarından sonra eminim bu seyahat sana iyi gelmiştir.
    - Sana kart gönderdim, aldın mı kartımı?
    - Oh, evet. Güzel karttı, teşekkürler.
    - Ama karşılıklı da söylemek isterim. Helen için çok üzgünüm. Onunla bir kez tanıştım ama nişandan sonra sık sık telefonda konuştuk.
  • - I was happy to get your call, and learn that you were finally in town. I bet that trip did you a lot of good after all you been through.
    - I sent you a card, did you get my card?
    - Oh yes. Lovely card, thank you.
    - But I want to say to you in person. I am so sorry about Helen. I only met her than once, but we talk often on the phone after the engagement.
    - Aradığına ve sonunda şehre geldiğini öğrendiğime sevindim. Yaşadıklarından sonra eminim bu seyahat sana iyi gelmiştir.
    - Sana kart gönderdim, aldın mı kartımı?
    - Oh, evet. Güzel karttı, teşekkür ederim.
    - Ama karşılıklı da söylemek isterim. Helen için çok üzgünüm. Onunla bir kez tanıştım ama nişandan sonra sık sık telefonda konuştuk.
  • - I was happy to get your call, and learn that you were finally in town. I bet that trip did you a lot of good after all you been through.
    - I sent you a card, did you get my card?
    - Oh yes. Lovely card, thank you.
    - But I want to say to you in person. I am so sorry about Helen. I only met her than once, but we talk often on the phone after the engagement. She was a fine woman. A fine fine human being.
    - Aradığına ve sonunda şehre geldiğini öğrendiğime sevindim. Yaşadıklarından sonra bahse girerim bu seyahat sana iyi gelmiştir.
    - Sana kart gönderdim, aldın mı kartımı?
    - Oh, evet. Güzel karttı, teşekkür ederim.
    - Ama karşılıklı da söylemek isterim. Helen için çok üzgünüm. Onunla bir kez tanıştım ama nişandan sonra sık sık telefonda konuştuk.
  • "Love" is that condition in which the happiness of another person is essential to your own... Jealousy is a disease, love is a healthy condition. The immature mind often mistakes one for the other, or assumes that the greater the love, the greater the jealousy.
    Robert A. Heinlein
    "Aşk", diğer kişinin mutluluğunun sizinki için gerekli olduğu durumdur... Kıskançlık bir hastalıktır, aşk sağlıklı bir durumdur. Olgunlaşmamış zeka sıklıkla birini diğeriyle karıştırır veya aşk ne kadar büyükse kıskançlığın da o kadar büyük olduğunu farz eder.
  • 'God's plan' is often a front for men's plans and a cover for inadequacy, ignorance, and evil.
    Mary Daly

1,922 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024