Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• ultimate: 1.son, nihai, en son 2.esas, temel, parçalarına ayrılmayan, münferit, çözümlenemez
• ultimatum: ultimatom, son uyarı
• ultramontane: 1.papa' nın mutlak hakimiyetini aşırılıkla isteyen zümrenin sistemi 2.dağların ötesinde olma, özel olarak alp dağlarının ötesinde oturanlar
• ultramundane:
• umbrage: 1.gölge yapan şey 2.alınma,gücenme
• unaccountable: anlatılamaz, anlaşılmaz, esrarlı, sorumsuz
• unaffected: yapmacıksız, doğal, içten, değişmemiş, etkilenmemiş
• unanimity: oybirliği, fikir birliği, birlik
• unanimous: aynı fikirde uyuşmuş olan, ittifak halinde
• unavoidable: kaçınılmaz
• unbearable: dayanılmaz, çekilmez, katlanılmaz
• unbecoming: yakışıksız, uygunsuz, yakışık almayan
• unbelief: inançsızlık, imansızlık
• unbiased: tarafsız
• unbridled: gem vurulmamış, dizginsiz, dizginlenemez, önüne geçilmez unbridle gemini çıkarmak, dizginini çıkarmak
• uncommon: sıradışı, olağandışı, alışılmamış, nadir
• unconscionable: vicdansız, insafsız, mantıksız, ölçüsüz, aşırı
• unconscious: s. baygın, bilinçsiz, kasıtsız
• unction: yağ sürerek takdis etme / Merhem sürme /bedene sürülen yağ
• unctuous: yağlı, yoğurulabilen, kaypak, yapmacık samimiyet gösteren
• undeceive: gözünü açmak, uyandırmak, aklını başına getirmek
• undercharge: az para almak, değerinden az fiyat istemek, az şarj etmek, iyi doldurmamak değerinden az fiyat, yeterince doldurmama
• underexposed: düşük ışıklı
• undergarment: iç çamaşırı
• underhanded: gizli, el altından, yardımcısı az, personeli az
• underlie: altında olmak, altında yatmak, temelini oluşturmak
• underling: ast, başkasının emrindeki kimse
• underman:
• undermine: altını kazmak, baltalamak, sarsmak
• underrate: yeterince değer vermemek, küçümsemek, küçük görmek
• undersell: fiyat kırmak, ucuza satmak
• undersized: küçük, normalden küçük, cılız
• understate: olduğundan az göstermek, küçük söylemek
• undervalue: hafife almak, küçümsemek, az değer biçmek
• underworld: yeraltı dünyası, cehennem, ahiret, ruhlar diyarı
• underwrite: imzalamak, altına yazmak, sağlama almak, sigorta etmek
• undue: 1.aşırı, çok fazla, lüzumsuz 2.kanunsuz 3.uygunsuz, yersiz, yolsuz, usülsüz 4.vadesi dolmamış
• undulate:
• undulous:
• unfavorable: elverişsiz, olumsuz, sakıncalı, aksi, ters, açık veren (hesap)
• ungainly: hantal, kaba, sakar, biçimsiz, hırpani
• unguent: merhem
• unicellular: Tek hücreli
• unify: birleştirmek, aynı yapmak
• unique: tek, benzersiz, biricik, rakipsiz, yegâne, eşsiz, mükemmel, bir değerli [mat.], özgün eşsiz şey, nadir şey
• unison: aynı perdeli ,ahenk,uygunluk
• unisonant:
• unitarian: teslis doktrini karşıtı kimse
• univalence:
• unlawful: kanunsuz