Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• geology: i. jeoloji, yerbilim, jeolojik yapı
• germane: s. konu ile ilgili, ilgili, bağlı
• germinate: f. çimlenmek, filizlenmek, gelişmeye başlamak, filizlendirmek
• gestation: i. gebelik süresi, gebelik dönemi, oluşma dönemi
• gesticulate: f. jest yapmak, el hareketleri ile konuşmak
• gesture: f. jest yapmak, el hareketleri ile konuşmak i. jest, işaret, iyi niyet gösterisi, hareket
• ghastly: s. korkunç, ölü gibi solgun, berbat, zoraki zf. dehşetle, korkunç, feci, berbat
• gibe: f. dalga geçmek, alay etmek, dokundurmak i. alay, dalga geçme, taş
• giddy: s. başı dönen, sersemlemiş, baş döndürücü, hoppa, uçarı, terelelli, sersem, zevzek
• gigantic: s. dev gibi, kocaman, devasa
• giver: i. verici, veren, keşideci
• glacial: s. buzul, buzsu, buz
• glacier: i. buzul
• gladden: f. sevindirmek, memnun etmek
• glazier: i. camcı, perdahçı, sır kaplamacı
• glimmer: f. parıldamak, ışık vermek (hafif) i. hafif ışık, zayıf ışık
• glimpse: f. gözüne ilişmek, görünüp kaybolmak, göz atmak i. gözüne ilişme, görüverme, belirti, işaret
• globose: s. küresel
• globular: s. küre biçiminde, küresel, küre şeklinde, küreciklerden oluşan
• glorious: s. ünlü, şerefli, olağanüstü
• glutinous: s. yapışkan, yapış yapış, glüten gibi
• gluttonous: s. obur, pisboğaz
• gnash: f. gıcırdamak, gıcırdatmak
• gordian knot:
• gosling: i. kaz yavrusu, acemi çaylak
• gossamer: i. örümcek ağı, incecik şey, bürümcük s. hafif ve incecik
• gourd: i. sukabağı, sukabağı testisi
• gourmand: i. boğazına düşkün kimse, ağzının tadını bilen kimse s. boğazlı, obur, pisboğaz
• graceless: s. kaba, nahoş, görgüsüz, terbiyesiz
• gradation: i. derece, aşama, ton, derece derece sıralanma
• gradient: i. eğim, meyil, irtifa, düğüm, düşüm s. derece derece değişen, yürüyebilen [zool.]
• granary: i. tahıl ambarı, hububat ambarı
• grandeur: i. büyüklük, azamet, heybet, ihtişam, görkem, soyluluk, kibarlık, lüks, saltanat
• grandiloquent: s. yerinde, tumturaklı
• grandiose: s. heybetli, görkemli, muazzam, göz alıcı, tantanalı
• grantee: i. yardım alan kimse, burslu öğrenci, hibe alan kimse, imtiyaz sahibi
• grantor: i. hibe eden kimse, bağış yapan kimse, burs veren kuruluş
• granular: s. granül, taneli, tanecikli, pürüzlü
• granulate: f. granüle etmek, öğütmek, tanelemek, tanelenmek, kabarcıklanmak
• granule: i. granül, tanecik, zerre
• grapple: f. yakalamak, tutmak, bağlamak, boğuşmak, uğraşmak, kanca ile tutunmak, filika demiri kullanmak i. kanca, çengel, filika demiri, sarılma, göğüs göğüse savaş
• gratification: i. memnuniyet, hoşnutluk, iftihar, zevk, haz, ikramiye, ek ödeme, para ödülü
• gratify: f. hoşnut etmek, memnun etmek, tatmin etmek, gidermek, kendini kaptırmak, sevindirmek
• gratuitous: s. bedava, haksız, nedensiz, sebepsiz, gereksiz, uluorta
• gratuity: i. hediye, armağan, ikramiye
• gravity: i. ağırlık, çekim, önem
• gregarious: s. toplu halde yaşayan, salkım halinde yetişen, topluluk seven, sokulgan
• grenadier: i. el bombası atan asker
• grief: i. acı, üzüntü, dert, gam, keder
• grievance: i. dert, sorun, şikâyet, yakınma, kindarlık, kincilik