Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• irritant: i. tahriş edici madde, sinirlendirici şey, kışkırtıcı s. tahriş edici, sinirlendiren, sinirlendirici, kızdırıcı, rahatsız edici
• irritate: f. kızdırmak, sinirini bozmak
• irruption: i. istila, baskın, zorla girme, akın
• isle: i. ada, adacık
• islet: i. adacık
• isobar: i. izobar, eşbasınç, izobar eğrisi
• isochronous: s. eşzamanlı, eşfrekanslı
• isolate: f. izole etmek, ayırmak, tecrit etmek, soyutlamak, yalıtmak, arıtmak, ayrı tutmak
• isothermal: s. izotermal, eşısılı
• itinerant: s. seyyar, gezici
• itinerary: i. yol, izlenecek yol, yol kılavuzu, seyahat rehberi, gezi notları s. yolculuk
• itinerate:
• jargon: i. jargon, özel dil, meslek argosu, mesleki dil
• jaundice: i. sarılık, kıskançlık, haset, önyargı
• jeopardize: [jeopardize (Amer.) ] f. riske atmak, tehlikeye atmak
• jingo:
• jocose: s. şakacı, komik
• jocular: s. şakacı, güldürücü
• joggle: f. hafifçe sarsmak, sallamak, diş yapmak i. sarsma, sarsıntı, geçme parçası, zıvana
• journalize:
• joust: f. atlı mızrak dövüşü yapmak, gazetedeki yazıları ile atışmak, polemiğe girmek i. atlı mızrak dövüşü
• jovial: s. neşeli, keyifli, şen şakrak, sevinçli
• jubilation: i. çok sevinme, bayram etme, şenlik
• judgment: i. tahmin, düşünce, yargılama, kanı, yargı, sağduyu, hüküm, karar, muhakeme
• judicature: i. yargılama hakkı, yargıçlık, hakimlik, yargıçlar
• judicial: s. hukuki, adli, mahkemeye ait, yargıçlara ait, tarafsız, yargılayan, eleştirici
• judiciary: i. adlı, yargıçlar
• judicious: s. makul, akıllıca, akla uygun, aklı başında
• juggle: f. hokkabazlık yapmak, topları havaya atıp tutmak, oynama yapmak, oynamak, yer değiştirmek, dengelemek
• jugglery: i. hokkabazlık, hilebazlık, dolandırıcılık
• jugular: i. şahdamarı s. boyun, boğaz
• juicy: s. sulu, cıvık, özlü, çekici, ilginç, ağız sulandırıcı, kârlı
• junction: i. kavşak, birleşme yeri, bağlantı noktası, dörtyol ağzı
• juncture: i. birleşme, ek yeri, birleşme yeri, dikiş yeri, önemli an, nazik durum
• junta: i. cunta, yönetime el koyan askeri birlik, siyasi grup
• juridical: s. adli, yasal, tüzel, yargı
• jurisdiction: i. yargı, yargılama yetkisi, yetki alanı
• jurisprudence: i. hukuk ilmi
• juror: i. jüri üyesi, yeminli kimse
• justification: i. haklı neden, gerekçe, mazeret, savunma, haklı çıkma, temize çıkma, sayfanın sağından taşmama
• juvenile: i. genç, çocuk, çocuk kitabı s. genç, gençlere özgü
• juxtapose: f. yan yana koymak, dizmek, sıralamak
• keepsake: i. hatıra, andaç
• kerchief: i. eşarp, başörtü, fular, atkı
• kernel: i. çekirdek içi, çekirdek, tane, öz
• kiln: i. kireç ocağı, fırın, tuğla ocağı
• kiloliter: i. kilolitre
• kilometer: [kilometer (Amer.) ] i. kilometre
• kilowatt: i. kilovat
• kimono: i. kimono