Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• peevish: s. titiz, huysuz, lanet, aksi, hırçın
• pellucid: s. saydam, şeffaf, berrak, anlaşılır
• penalty: i. ceza, penaltı
• penance: i. kefaret, günaha karşılık ceza (kilise), papazın kararlaştırdığı ceza
• penchant: i. tutku, eğilim, meyil
• pendant: i. kolye, asılı şey, pandantif, sallantılı süs (kolye vb.), ilave, benzer olan şey s. asılı, sarkık, sarkan, sallantılı, askıda, tamamlanmamış
• pendulous: s. sarkan, asılı, sallanan
• pendulum: s. sarkaçlı i. sarkaç, pandül, rakkas
• penetrable: s. girilebilir, işlenebilir, delinebilir, etki edilebilir
• penetrate: f. içine girmek, arasından geçmek, sokulmak, işlemek, içyüzünü anlamak, nüfuz etmek
• penetration: i. içe girme, içine işleme, delme, keskinlik (göz), nüfuz, etki, kavrama, zekâ
• peninsular: s. yarımada şeklinde, yarımadalı, yarımada ile ilgili
• penitence: i. pişmanlık, tövbe
• penitential: i. pişmanlık ilahileri kitabı s. pişmanlık, kefaret
• pennant: i. flama, alev, bayrak (küçük), flandra, şampiyonluk forsu, şampiyonluk
• pension: f. emekli etmek i. emeklilik, pansiyon
• pentad: i. beşlik
• pentagon: i. Pentagon, Amerika savunma bakanlığı
• pentagram: i. beş köşeli yıldız
• pentahedron: i. beş yüzlü şekil
• pentameter: i. beş heceli mısra
• pentathlon: i. pentatlon, beş aşamalı yarış
• pentavalent: s. beş değerli
• penultimate: i. sondan bir önceki hece s. sondan bir önceki
• penurious: s. fakir, yoksul, cimri, kıt, kısıtlı
• penury: i. yoksulluk, yokluk, para sıkıntısı, kıtlık, cimrilik
• perambulate: f. gezmek, dolaşmak, ölçmek (arazi), gezinmek
• perceive: f. algılamak, hissetmek, sezmek, kavramak, kestirmek, idrak etmek, farketmek, seçmek
• perceptible: s. algılanabilir, sezilebilir, kavranabilir, somut, anlaşılır
• perception: i. algılama, idrak, algı, basiret, idrak yeteneği, sezgi, kavrama, seziş, sezme, tahsil (para)
• percipience: i. idrak, anlayış, sezme
• percipient: s. idrak yeteneği olan, algılaması güçlü, çabuk kavrayan
• percolate: f. süzmek, sızdırmak, filtreden geçirmek, sızmak, süzülmek
• percolator: i. süzgeçli kahve ibriği, süzücü
• percussion: f. parmaklar ile vurmak, vurarak masaj yapmak i. vurma, çarpma, parmaklar ile vurma, vurmalı çalgılar s. vurma, vurmalı, darbeli
• peremptory: s. mutlâk, kesin, buyurucu, olumlu
• perennial: i. uzun omürlü bitki, çok yıllık bitki s. uzun ömürlü, kalıcı, sürekli
• perfectible: s. tamamlanabilir, geliştirilebilir, eksikleri giderilebilir
• perfidy: i. hainlik, sadakâtsizlik, gaddarlık, vefasızlık
• perforate: f. delmek, delikli yapmak, içine işlemek
• perform: f. oynamak, yerine getirmek
• perfumery: i. parfümeri, ıtriyat, parfümler
• perfunctory: s. üstünkörü, baştan savma, yarım yamalak, yapmış olmak için, formalite icabı
• perhaps: zf. belki
• perigee: i. yerberi
• periodicity: i. belli aralıklarla gerçekleşme, periyodik olarak tekrarlanma, frekans
• peripatetic: s. gezginci, fazla ayrıntılı, gezimciliğe ait (aristo)
• perjure:
• perjury: i. yalan yere yemin, yalancı şahitlik, yeminini bozma
• permanence: i. süreklilik, devamlılık, devam, istikrar, kalıcılık