Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• comport: f. uymak, bağdaşmak, yakışmak
• composure: i. sakinlik, dinginlik, huzur, rahat
• comprehensible: s. kavranabilir, anlaşılır, makul, anlaşılabilir
• comprehension: i. anlayış, kavrama, idrak, kavrayış, akıl, kapsam, anlama
• comprehensive: s. geniş, kapsamlı, anlayışlı, etraflı, idrak edebilen, meslek ortaokulu [brit.], geniş kapsamlı
• compress: f. kompres yapmak, bastırmak, sıkıştırmak, özetlemek, kısaltmak i. kompres
• compressible: s. sıkıştırılabilir, bastırılabilir
• compression: i. sıkıştırma, bastırma, basınç, özetleme, kısaltma, kompresyon, tazyik
• comprise: f. kapsamak, içermek, içine almak, ihtiva etmek; oluşmak
• compulsion: i. zorlama, baskı, mecburiyet, yükümlülük, dürtü
• compulsory: s. zorunlu, mecburi, zorlayıcı
• compunction: i. vicdan azabı, pişmanlık, esef
• compute: f. hesaplamak, hesap etmek; bilgisayar kullanmak
• concede: f. ödün vermek; kabullenmek, kabul etmek zorunda kalmak; uygun bulmak
• conceit: i. kibir, kurum, kendini beğenme; fikir, düşünce; şımarıklık
• conceive: f. aklı almak, düşünmek, tasavvur etmek, anlamak, kavramak; ifade etmek, yazmak, ortaya çıkarmak; yaratmak, gebe kalmak
• concerto: i. konçerto
• concession: i. kabul, teslim, taviz, ödün, ruhsat, izin, imtiyaz, ayrıcalık
• conciliate: f. gönlünü almak, dostluğunu kazanmak, yatıştırmak, uzlaştırmak, barıştırmak
• conciliatory: s. yatıştırıcı, gönül alıcı, uzlaştırıcı
• conclusive: s. son, kesin, kati, inandırıcı
• concord: i. uyum, anlaşma, uygunluk, barış, armoni, harmoni, hızlı ve lüks uçak
• concordance: i. uyum, ahenk, dizin
• concur: f. aynı anda olmak, rastlamak, elbirliği yapmak, hemfikir olmak, uyuşmak, kesişmek
• concurrence: i. rastlantı, kesişim, zamanlaması rastlama, uyuşma, kesişme noktası, fikir birliği, elbirliği
• concurrent: s. birleşen, eşzamanlı olan, yardımlaşan, kesişen, uyuşan i. aynı anda olma
• concussion: i. sarsma, şok, sarsıntı, darbe, beyin sarsıntısı
• condensation: i. yoğunlaşma, gazdan sıvıya dönüşme, yoğunlaştırma; kümeleme, yığma, buğu, özet, kısaltma
• condense: f. sıvı hale dönüşmek (gaz), yoğunlaşmak, koyulaşmak, yoğunlaştırmak
• condescend: f. tenezzül etmek, lütfetmek, küçümseme ile davranmak
• condolence: i. başağlığı, başsağlığı, taziye
• conduce: f. katkıda bulunmak, neden olmak, götürmek
• conducive: s. neden olan, yardım eden
• conductible: s. ileten, geçirebilen
• conduit: i. kanal, oluk, suyolu, boru, nakil boru hattı
• confectionery: i. pasta, şekerleme, pastalar, şekercilik, pastane, tatlıcılık
• confederacy: i. birlik, devletler birliği, amerikan güney eyaletleri konfederasyonu (iç savaş), komplo
• confederate: f. birleşmek, birleştirmek, ittifak ettirmek, ittifak etmek i. müttefik, konfederasyona bağlı kimse, suç ortağı s. konfedere, birleşik, konfederasyon ile ilgili, suç ortağı
• confer: f. vermek, sunmak, danışmak, görüşmek
• conferee: i. konferansa katılan kimse, ödül alan kimse
• confessor: i. itirafçı, günah çıkaran papaz; tehlike karşısında dinini inkâr eden kimse
• confidant: i. sırdaş, dert ortağı
• confide: f. güvenmek, sır açmak; sır vermek; emanet etmek, teslim etmek
• confidence: i. güven, inanç, kendine güven
• confident: s. güvenli, emin, kuşkusuz, kendine güvenen, atak, cüretli, inançlı
• confinement: i. kapatılma, hapsedilme, sınırlama, hapis; loğusalık
• confiscate: f. kanunen el koymak, haczetmek, kamulaştırmak; istimlak etmek
• conflagration: i. yangın felâketi
• confluence: i. birlikte akma; kesişme noktası, kavşak, izdiham
• confluent: s. birleşen, birbirine karışan, birlikte akan i. birbirine karışan akarsu