Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• plasticity: i. yoğrulabilirlik, plastiklik, esneklik, şekil verilebilirlik
• platitude: i. bayağılık, basmakalıp söz, beylik lâf
• plaudit: i. alkış
• plausible: s. akla yakın, makul, mantıklı, yüze gülücü, olası
• playful: s. oyuncu, oynak, şakacı
• playwright: i. oyun yazarı, tiyatro yazarı
• plea: i. bahane, mazeret, savunma, dava, rica, talep, yalvarma
• pleasant: s. hoş, güzel, keyifli
• pleasurable: s. zevkli, hoş, hoşa giden
• plebeian: i. plep, halk tabakasından kimse s. halk tabakasına özgü, bayağı
• pledgee: i. rehin alan
• pledgeor:
• plenary: s. bütün üyelerin hazır bulunduğu, genel, sınırsız, tam
• plenipotentiary: i. tam yetkili kişi s. tam yetkili, mutlâk
• plenitude: i. bolluk, çokluk, bereket, bütünlük, tamlık
• plenteous: s. bol, bereketli, çok
• plumb: f. doğrultmak, iskandil etmek, derinine inmek, ölçmek (derinlik), derinlemesine araştırmak, su tesisatını kurmak, kurşunla kaplamak i. çekül, şakul, iskandil s. dikey, düşey, tam, su katılmamış
• plummet: f. dimdik düşmek, dalmak i. çekül, zoka, tesviye ruhu, iskandil kurşunu, ağırlık, yük
• pluperfect: i. önceki geçmiş zaman, geçmiş zamanın hikâyesi
• plural: i. çoğul s. çoklu
• plurality: i. çokluk, çoğulluk, çoğunluk, ekseriyet, birden fazla makamı olma (din)
• plutocracy: i. plutokrasi, zenginerki, zenginler idaresi
• pneumatic: i. hava basılmış lastik, şişirilmiş lastik, hava basınçlı alet s. hava ile ilgili, havalı, hava basılmış, hava basınçlı, hava boşluklu
• poesy:
• poetaster: i. şair bozuntusu
• poetic: s. şiirsel, şairane, şiir, romantik
• poetics: i. şiir sanatı
• poignancy: i. keskinlik, dokunaklılık, acılık
• poignant: s. keskin, yakıcı, acı, dokunaklı, etkili, delici
• poise: f. dengede tutmak, dengelemek, asılı durmak, havada durmak, dik tutmak (baş), kaldırmak (baş) i. denge, duruş, havada asılı kalma, dengelilik, temkin, kendine hakim olma
• polar: i. ucay s. kutup, kutupsal, kutupyıldızı gibi, yol gösteren, zıt, tam tersi
• polemics: i. fikir savaşı, polemik, inanç tartışması
• pollen: i. polen, çiçek tozu
• pollute: f. kirletmek, bozmak, çevreyi kirletmek, karalamak, namusunu kirletmek
• polyarchy:
• polycracy:
• polygamy: i. poligami, çok eşlilik
• polyglot: s. çok dil bilen, çok dilli, çok dilde basılmış i. çok dilde basılmış kitap, çok dil bilen kimse
• polygon: i. çokgen, poligon, çok köşeli cisim
• polyhedron: i. çok yüzlü cisim
• polysyllable: i. çok heceli sözcük
• polytechnic: i. çeşitli dallarda eğitim veren teknik üniversite, teknik okul s. politeknik, çok çeşitli teknik konuları içeren
• polytheism: i. politeizm, çoktanrıcılık
• pommel: f. yumruklamak i. topuz, kılıç kabzasındaki top, eyer kaşı
• pomposity: i. kendini beğenmişlik, kendini kafdağında görme, azamet, gösteriş, görkem
• pompous: s. kendini beğenmiş, azametli, cafcaflı, görkemli, şatafatlı, tantanalı, şişirilmiş (dil)
• ponder: f. iyice düşünmek, kafa yormak, kafa patlatmak, düşünüp taşınmak, ölçüp tartmak, ölçüp biçmek
• ponderous: s. ağır, hantal, sıkıcı, hareketsiz
• pontiff: i. papa, başpiskopos, başrahip, ruhani lider, dini lider
• populace: i. halk, avam, ayaktakımı