Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• aspiration: i. istek, özlem, arzu, can atma, soluklu okuma, soluma, nefes alma, emme
• aspire: f. çok istemek, can atmak, arzulamak, peşinde olmak
• assailant: i. saldırgan, eleştirici, dil uzatan
• assassin: i. katil, suikâstçi, kiralık katil
• assassinate: f. suikâst düzenlemek, öldürmek
• assassination: i. suikâst, adam öldürme
• assay: f. ayarını belirlemek, ayarlamak, denemek, kalkışmak; değerli maden içermek i. tahlil, deneme; ayar belirleme
• assent: f. kabul etmek, razı olmak i. kabul, rıza, onay
• assess: f. değer biçmek, belirlemek, değerini bilmek; para cezası vermek
• assessor: i. vergi tahakkuk memuru; yargıç yardımcısı
• assets: i. aktif, mal varlığı, varlıklar, servet, alacaklar
• assiduous: s. gayretli, çalışkan, özenli, dikkatli, devamlı, sürekli
• assignee: i. devralan kimse, vekil
• assimilate: f. özümlemek, sindirmek, özümsemek, benimsemek, özümsenmek, benimsenmek; benzetmek
• assonance: i. asonans, yarım kafiye
• assonant: i. yarım kafiye s. yarım kafiyeli
• assonate:
• assuage: f. hafifletmek, yatıştırmak, bastırmak, dindirmek
• astringent: i. astrenjan, kanamayı durduran ilaç, damarları büzen ilaç s. büzücü, sıkıştırıcı, kanı durduran, sert, şiddetli
• astute: s. zeki, akıllı, cin gibi, kurnaz, açıkgöz
• atheism: i. ateizm, dinsizlik, tanrıya inanmama, allah'a inanmama
• athirst: s. susamış
• athwart: zf. çaprazlama, karşıdan karşıya; aykırı, tersine, karşıt ed. karşı tarafa, karşı, zıt
• atomizer: [atomizer (Amer.) ] i. püskürteç, atomizer, püskürtücü
• atone: f. telâfi etmek, gönül almak
• atonement: i. günahları hazreti İsa'nın çekerek ödemesi i. telâfi, kefaret, gönül alma, ödeme (günah)
• atrocious: s. vahşi, gaddar, gaddarca, zalim, acımasız, berbat, çok kötü
• atrocity: i. vahşet, canavarlık, gaddarlık, acımasızlık; gaf, pot
• attache: i. ataşe
• attest: f. ispat etmek, kanıtlamak, onaylamak, doğrulamak, beyan etmek, iddia etmek, yemin ettirmek
• attorney-general: i. başsavcı (brit.), adalet bakanı (amer.), başsavcı
• auburn: s. kumral; koyu kestane
• audacious: s. cesur, yürekli, gözüpek, cüretli; küstah
• audible: s. duyulabilir, işitilebilir, akustik
• audition: f. ses sınavı yapmak i. işitme gücü, işitme; ses sınavı, kulak sınavı,
• auditory: s. işitsel, işitme
• augment: f. artırmak i. geçmiş zaman öneki (yunanca vb.)
• augur: f. kehanette bulunmak, önceden bildirmek, işareti olmak, alâmet olmak i. kâhin, falcı, müneccim
• augustinian:
• aura: i. gizemli ortam, ruh; koku, buhar, hava, atmosfer, sıcak basması
• aural: s. kulak, işitme ile ilgili
• auricle: i. kulak kepçesi, kulakçık
• auricular: s. fısıldanmış, gizlice söylenmiş; kulaktan kulağa yayılmış; kulak kepçesiyle ilgili
• auriferous: s. altınlı, altın içeren
• aurora: i. şafak tanrıçası [mit.]
• auspice: i. kuş falı
• austere: s. sert, haşin; hoşgörüsüz, ciddi, ağırbaşlı; sade, süssüz
• autarchy: i. otarşi, özerklik, bağımsız ekonomi politikası
• authentic: s. otantik, asıl, esas, gerçek, doğru, güvenilir
• authenticity: i. otantiklik, doğruluk, gerçeklik, güvenilirlik