Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• phenomenal: s. doğal olaylarla ilgili, olağanüstü, harika
• phenomenon: i. olgu, fenomen, algılanabilen şey, bilince yansıyan olay, doğal olay, harika, olağanüstü şey
• philander: f. asılmak, kur yapmak, flört etmek, kadın peşinde koşmak
• philanthropic: s. insancıl, iyiliksever, hayırsever
• philanthropist: s. hayırsever i. insancıl kimse, hayırsever kimse
• philanthropy: i. insancıllık, insan sevgisi, hayırseverlik, iyilikseverlik
• philately: i. pul kolleksiyonculuğu, pulculuk, filateli
• philharmonic: s. müziksever, filarmonik
• philogynist:
• philologist: i. filoloji bilgini, dilbilimci, dil uzmanı
• philology: i. filoloji, dilbilim, dil yoluyla toplumun kültürünü inceleyen bilim
• philosophize: [philosophize (Amer.) ] f. felsefe ile uğraşmak, filozofça düşünmek, filozofça konuşmak
• philosophy: i. felsefe, soyut düşünüş, dünya görüşü
• phlegmatic: s. soğuk, duygusuz, ilgisiz, ağırkanlı
• phonetic: s. fonetik, sesçil, sesleri gösteren
• phonic: s. sesle ilgili, ses, sese ait
• phonogram: i. fonogram, ses işareti, fonografla yapılan ses kaydı
• phonology: i. fonoloji, sesbilim
• phosphorescence: i. fosforlanma, fosfor gibi ışıldama
• photoelectric: s. fotoelektrik
• photometer: i. fotometre, ışıkölçer
• photometry: i. fotometri, ışıkölçüm
• physicist: i. fizikçi
• physics: i. fizik
• physiocracy:
• physiognomy: i. yüz, yüz ifadesi, çehre
• physiography: i. fiziki coğrafya, fizyografi
• physiology: i. fizyoloji, işlevbilim
• physique: i. vücut yapısı, bünye
• picayune: i. beş paralık şey, önemsiz şey s. önemsiz, beş paralık, adi
• piccolo: i. küçük flüt, küçük piyano, pikolo
• piece: f. parça eklemek i. parça
• piecemeal: s. parça parça yapılmış, bölük pörçük zf. parça parça, bölük pörçük
• pillage: f. yağmalamak, talan etmek, ganimet olarak almak i. soygun, yağma, soygunculuk, talan, yağmacılık, ganimet
• pillory: f. boyundurukla sergilemek, rezil etmek, dillere düşürmek i. boyunduruk (suçlular için), boyundurukla teşhir etme, rezil etme
• pincers: i. kıskaç, maşa
• pinchers:
• pinnacle: i. zirve, doruk, tepe nokta, sivri tepeli kule
• pioneer: f. öncülük etmek i. öncü s. önde giden
• pious: s. dindar, sahte sofu, sahte, göstermelik, saygılı
• pique: f. incitmek, kırmak, gücendirmek, merak uyandırmak, çekmek i. kırgınlık, gücenmiş olma, pike
• piteous: s. acınacak halde, zavallı, acıklı
• pitiable: s. acınacak halde, zavallı, acınacak, değersiz
• pitiful: s. merhametli, acınacak halde, zavallı
• pitiless: s. merhametsiz, acımasız, taş yürekli
• pittance: i. bağış (dini), çok az ücret, çok az miktar, az sayı
• placate: f. yatıştırmak, sakinleştirmek, gönlünü almak
• placid: s. sakin, durgun, kendi halinde
• plagiarism: i. eser hırsızlığı, intihal
• planisphere: i. düzlemyuvar