Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• exemplar: i. örnek, suret, model, kopya, simge, sembol
• exemplary: s. örnek, ibret verici
• exemplify: f. örnek oluşturmak, örneklemek, temsil etmek, örnek göstermek, örnek vermek, resmi onaylı suretini çıkarmak
• exempt: f. muaf tutmak, çürüğe çıkarmak s. muaf, özgür, serbest
• exert: f. kullanmak, harcamak, uygulamak
• exhale: f. nefes vermek, oh çekmek, çıkarmak, yaymak
• exhaust: f. boşaltmak, tüketmek i. egzoz
• exhaustible: s. biter, tükenir
• exhaustion: i. boşaltma, dermansızlık, tükenme, yorgunluk, bitkinlik, takâtsizlik
• exhaustive: s. ayrıntılı, detaylı, etraflı, kapsamlı, zahmetli, yorucu
• exhilarate: f. canlandırmak, neşelendirmek, coşturmak
• exhume: f. mezardan çıkarmak, deşmek, yeniden ortaya çıkarmak
• exigency: i. gereklilik, zorunluluk, mecburiyet, gerek, ihtiyaç, acil durum
• exigent: s. acil, zorlayıcı, titiz, müşkülpesent
• existence: i. varoluş, ömür, olma, varlık, hayat
• exit: f. çıkmak i. çıkış
• exodus: i. göç, toplu göç, akın
• exonerate: f. suçsuz çıkarmak, temize çıkarmak, aklamak, muaf tutmak
• exorbitance: i. aşırılık, ileri gitme, fahişlik
• exorbitant: s. aşırı, fahiş, çok fazla
• exorcise: f. (cin, kötü ruh v.b.´ni) dualarla defetmek.
• exotic: s. egzotik, başka iklime ait, yabancı, acayip, garip
• expand: f. şişirmek, büyütmek, genişletmek
• expanse: i. genişlik, geniş alan, açılma, yayılma
• expansion: i. genişleme, gelişme
• expatriate: f. sürgün etmek, sürmek i. sürgün edilmiş kimse, yabancı ülkede yaşayan kimse, gurbetçi s. sürgün edilmiş, yabancı ülkede yaşayan
• expect: f. beklemek, ümit etmek
• expectancy: i. bekleme, bekleyiş, beklenti, umut, ümit
• expectorate: f. balgam çıkarmak, kan tükürmek, öksürerek çıkarmak, tükürmek
• expediency: i. uygunluk, çıkar, menfaat, çıkar yol, çare
• expedient: i. çare, yol, önlem, tedbir s. uygun, avantajlı, yerinde, çıkarlara uygun düşen, çıkarcı
• expedite: f. hızlandırmak, kolaylaştırmak, göndermek, yollamak
• expeditious: s. çabuk, tez, hızlı, eli çabuk
• expend: f. harcamak, sarfetmek, tüketmek, bitirmek
• expense: i. harcama, masraf, gider
• expiate: f. cezasını çekmek, kefaret vermek
• explicate: f. yorumlamak, açıklamak, anlatmak
• explicit: s. açık, belirgin, aşikâr, belli, açık sözlü
• explode: f. patlatmak, yıkmak
• explosion: i. patlama, infilak, ateş alma, parlama, artış, kudurma, tepesi atma
• explosive: i. patlayıcı madde s. patlayıcı
• exposition: i. sergileme, teşhir, sergi, açıklama, yorumlama
• expository: s. izah edici, açıklayıcı, yorumlayan
• expostulate: f. sitem etmek, itiraz etmek, uyarmak, eleştirmek, öğüt vermek
• exposure: i. bırakma, açıkta bırakma, ortada bırakma, maruz kalma, sergileme, teşhir, açığa çıkarma, ortaya çıkarma, poz, cephe
• expressive: s. anlamlı, ifadeli, etkileyici, dokunaklı, canlı
• expulsion: i. kovma, çıkarma, kovulma, çıkma, akma
• extant: s. halâ var olan, kaybolmamış, geçerliliğini kaybetmemiş
• extemporaneous: s. hazırlıksız, doğaçtan yapılan, anında yapılan
• extempore: s. hazırlıksız, anında yapılan