Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• dilute: f. seyreltmek; sulandırmak; açmak (renk); cansızlaştırmak; etkisini azaltmak s. seyreltik; sulandırılmış; etkisi azalmış
• diminution: i. eksiltme, azaltma, eksilme, azalma; küçültme
• dimly:
• diphthong: i. diftong, ikili ünlü; ses bağı
• diplomacy: i. diplomasi, ilişkilerde ustalık, siyaset
• diplomat: i. diplomat
• diplomatic: s. diplomatik, siyasi, dış politika ile ilgili, ilişkilerde usta; resmi belgelere dayanan; orijinalin tam kopyası olan
• diplomatist: i. diplomat, insan ilişkilerinde usta kimse
• disagree: f. aynı fikirde olmamak, uyuşmamak
• disallow: f. izin vermemek, menetmek, reddetmek; inkâr etmek; iptal etmek; saymamak
• disappear: f. gözden kaybolmak, yok olmak
• disappoint: f. hayal kırıklığına uğratmak
• disapprove: f. beğenmemek, uygun görmemek, kabul etmemek, onaylamamak, reddetmek, karşısında olmak; kınamak
• disarm: f. silâhsız bırakmak, silâhsızlandırmak, silâhsızlanmak, silâhı bırakmak; zararsız hale getirmek; yatıştırmak; şüphesini gidermek
• disarrange: f. düzenini bozmak, karıştırmak
• disavow: f. doğruluğunu kabul etmemek, onaylamamak, yalanlamak, reddetmek, inkâr etmek
• disavowal: i. onaylamama, ret, reddetme, tanımama, kabul etmeme, inkâr, red
• disbeliever: i. inançsız kimse, imansız kimse, ateist
• disburden: f. yükünü hafifletmek, yükünden kurtulmak; içini boşaltmak, rahatlatmak
• disburse: f. para sarfetmek, para harcamak; ödemek
• discard: f. ıskartaya çıkarmak, ayırmak, bir köşeye atmak, ıskartaya ayırmak, kurtulmak, terketmek, kâğıt atmak, boş kâğıt oynamak i. boş kart, ıskarta, artık, atılmış şey, çöp; kâğıt atma
• discernible: s. farkedilebilir, görülebilir
• disciple: i. mürit, havari, öğrenci, öndere bağlı olan kimse, çömez
• disciplinary: s. disiplinle ilgili, disiplin, terbiye amaçlı
• discipline: f. terbiye etmek i. disiplin
• disclaim: f. vazgeçmek, iddiadan vazgeçmek; inkâr etmek, yalanlamak, tanımamak, kabul etmemek, onaylamamak, feragat etmek
• discolor: [discolor (Amer.) ] f. rengi değişmek, rengini bozmak, soldurmak, lekelemek, bozmak, solmak
• discomfit: f. bozmak, bozum etmek, mosmor etmek (Argo), sinir etmek; yenmek
• discomfort: f. rahatsız etmek, bozmak, keyfini kaçırmak i. sıkıntı, rahatsızlık, huzursuzluk, ağrı, sızı
• disconnect: f. bağlarını koparmak, birbirinden ayırmak, fişini çekmek, çıkarmak, kesmek
• disconsolate: s. avutulamaz, tesellisiz, acılı, avunamaz, yüreği yanık
• discontinuance: i. ara, duraklama, kesilme, son verme; vazgeçme
• discord: i. anlaşmazlık, uyumsuzluk, ahenksizlik, ihtilaf, fikir ayrılığı; akortsuzluk, falso, gürültü
• discountenance: f. bozmak, şaşırtmak; yüz vermemek, soğuk davranmak, hoşgörmemek
• discover: f. keşfetmek, farketmek
• discredit: f. itibarını sarsmak, gözden düşürmek; kötülemek; kuşku duymak, güvenmemek i. itibarını sarsma, saygınlığını sarsma, gözden düşürme; güvensizlik, şüphe
• discreet: s. tedbirli, ihtiyatlı, ağzı sıkı, sır saklayan, ketum, sağduyulu
• discrepant: farkli
• discriminate: f. ayırdetmek, ayrıcalık yapmak, fark gözetmek, ayırt etmek, ayrı tutmak; farklı muamele etmek
• discursive: s. tutarsız, yersiz; konudan konuya geçen
• discussion: i. tartışma, görüşme
• disenfranchise: f. haklarından mahrum etmek, oy hakkını kullandırtmamak
• disengage: f. kurtarmak, salıvermek, boşa almak, çözmek, kurtulmak, geri çekilmek [ask.]; ilişkisini kesmek
• disfavor: [disfavor (Amer.) ] i. beğenilmeme, hoşlanılmama, gözden düşme
• disfigure: f. biçimini bozmak, çirkinleştirmek
• dishabille: i. ev kılığı, yarı giyinik olma
• dishonest: s. sahtekâr, hileli, aldatıcı; karaktersiz; namussuz, şerefsiz, dürüst olmayan
• disillusion: f. gözünü açmak, hayal aleminden çıkarmak; düş kırıklığına uğratmak i. gözünü açma, hayal aleminden çıkarma; düş kırıklığı, hayal kırıklığı
• disinfect: f. dezenfekte etmek, mikroplardan arındırmak, ilaçlamak
• disinfectant: s. dezenfektan, mikrop öldürücü, antiseptik