Kpds Kelimeleri

• atrocious: s. vahşi, gaddar, gaddarca, zalim, acımasız, berbat, çok kötü
• attack: f. saldırmak, hücum etmek i. saldırı, hücum
• attain: f. ulaşmak, erişmek, varmak, gelmek, elde etmek, kazanmak
• attainment: i. ulaşma, erişme, elde etme, kazanma
• attempt: f. teşebbüs etmek, denemek i. girişim, teşebbüs
• attend: f. dikkatini vermek, katılmak
• attentive: s. dikkatli, özenli, nazik, kibar
• Attitude: i. davranış, durum, fikir
• attract: f. çekmek, cezbetmek
• attribute: f. bağlamak, dayandırmak, atfetmek, yormak i. özellik, nitelik, sıfat, araz; sembol, simge
• auction: f. açık artırma ile satmak i. mezat
• audacious: s. cesur, yürekli, gözüpek, cüretli; küstah
• audit: f. denetlemek, kontrol etmek, incelemek i. denetim; hesapların kontrolü, hesap denetimi; sistemli inceleme
• augment: f. artırmak i. geçmiş zaman öneki (yunanca vb.)
• auspice: i. kuş falı
• auspicious: s. hayırlı, uğurlu, şanslı, kutlu, tâlihli, elverişli
• austere: s. sert, haşin; hoşgörüsüz, ciddi, ağırbaşlı; sade, süssüz
• authentic: s. otantik, asıl, esas, gerçek, doğru, güvenilir
• author: i. yazar, yaratıcı
• automate: f. otomatikleştirmek, makineleştirmek
• autonomous: s. otonom, özerk
• auxiliary: i. yardımcı, yardımcı fiil s. yardımcı, destek; yedek
• available: s. müsait, mevcut, kullanışlı
• avalanche: i. çığ; heyelan
• avarice: i. para hırsı, açgözlülük
• avenge: f. öcünü almak, intikamını almak; acısını çıkarmak
• avert: f. çevirmek, başka tarafa çevirmek; önlemek, gidermek
• aviary: i. kuşhane
• aviation: i. havacılık
• avidity: i. hırs, istek, açgözlülük
• avoid: f. kaçınmak
• award: f. vermek (ödül), karar vermek i. ödül
• awe: f. korku vermek, korkutmak i. saygıyla karışık korku, korku, huşu, haşmet, ululuk
• awkward: s. sakar, zorluk çıkaran, garip
• bachelor: i. bekâr erkek, fakülte mezunu
• backbencher: i. yönetimde görev almayan parlementer, kıdemsiz parlamento üyesi
• backfire: f. 1. (motorun ateşi) geri tepmek. 2. geri tepmek, istenilenin aksi olmak.
• background: i. geçmiş deneyimler, arka plân
• backpay:
• backtrack: f. sözünden dönmek, sarfınazar etmek, vazgeçmek, aynı yoldan geri dönmek
• backward: s. geri, yavaş öğrenen zf. geri geri
• backyard: i. arka bahçe, arka avlu
• bad-tempered: s. aksi, huylu, huylu: kötü huylu, huysuz, ters
• baffle: f. şaşırtmak, şaşkına çevirmek, önlemek, engel olmak, bozmak, boşa çıkarmak, zor gelmek
• bait: f. yem takmak, yemlemek; cezbetmek, kandırmak; köpek saldırtmak; kızdırmak, rahatsız etmek, canını sıkmak i. yem, olta yemi; cezbeden şey, cezbetme, kandırma; mola
• balance: f. dengelemek, dalgalanmak i. denge
• banal: s. bayağı
• banish: f. kovmak, sürmek
• barbed wire: dikenli tel
• bard: i. ozan, saz şairi