Kpds Kelimeleri

• varsity: birinci gelen okul takımı
• vary: değiştirmek, çeşitlemek
• vassal: vasal, derbeyine bağlı kimse, kul, uyruk, hizmetli köle gibi, vasal
• vast: geniş, çok büyük
• veal: dana eti
• vegetation: bitkiler, bitki örtüsü, ot gibi yaşama, tümör, ur
• vehemence: coşkunluk, ateşlilik, sertlik, şiddet
• vehicle: i. araç
• vein: i. toplardamar, huy
• velocity: hız ,sürat
• velvet: i. kadife s. kadife gibi, yumuşak
• vendetta: kan davası
• venerable: muhterem, saygıdeğer, kutsal, mübarek
• venereal: zührevi, cinsel
• vengeance: intikam, öç alma / son derece
• venom: yılan zehiri, akrep zehiri, zehir, kin, düşmanlık
• ventilate: havalandırmak, oksijen vermek, açıkça tartışmak, açığa vurmak, belirtmek
• venture: f. riske atmak i. cüret, tehlikeli girişim
• verbalize: (amer.) sözle ifade etmek, fiile çevirmek, sözlü ifade edilmek
• verdict: i. yargı, hüküm
• verge: sınırında olmak, eşiğinde olmak, çalmak (renk), yaklaşmak, meyletmek sınır, eşik, kenar, piskopos asası, daire, sütun gövdesi
• verify: doğrulamak, kanıtlamak, soruşturmak, onaylamak, gerçekleştirmek
• vermin:
• vernacular: argo, lehçe, şive, konuşma dili anadile ait, yerel dille yazılan, argo, yerel, bölgesel
• versatile: çok yönlü, dönek, becerikli, değişken
• verse: dize, mısra, dörtlük, kıta, ayet, şiir, koşuk, nazım şiir yazmak, koşuk biçimine koymak
• versus: karşı, aleyhinde
• vertebrate: omurgalı hayvan omurgalı
• vessel: damar/gemi
• vestige: iz, eser, zerre, dumura uğrayan organın kalıntısı
• veteran: kıdemli, tecrübeli, eski emektar, eski asker, eski kurt, tecrübeli kimse
• vexed:
• vibrate: titreşmek, titremek, tereddüd etmek, duraksamak, sallanmak
• vicariously: vekaleten/dolaylı olarak
• vice: i. ahlaksızlık, vekil ed. yerine ök. ikinci, yardımcı
• vice versa: karşılıklı olarak, ve tersi
• vice-:
• vicinity: civar, çevre, etraf, dolay, havali
• vicious: kötü niyetli
• vicious circle: i. kısır döngü
• victim: i. kurban
• victory: i. zafer, başarı
• vigil: uyanık kalma
• vigour: güç, yaşama gücü, kuvvet, dinçlik, enerji
• vile: alçak, değersiz, adi, rezil, aşağılık, iğrenç, berbat, kepaze, hasis
• vindicate: korumak, hakkını korumak, hıncını almak, intikamını almak, savunmak, temize çıkarmak, haklı çıkarmak
• vindictive: kinci, intikam güden, cezai, kindar
• vine: s. asma i. bağ kütüğü
• vintage: bağbozumu, mahsul (üzüm), kaliteli şarap, imal, model, tip
• violate: 1.ihlal etmek, bozmak, çiğnemek 2.tecavüz etmek