Kpds Kelimeleri

• indoctrinate: f. aşılamak, öğretmek, telkin etmek, beynini yıkamak, doktrinleştirmek
• indolence: i. tembellik, uyuşukluk, üşengeçlik, ağrısız olma
• indomitable: s. yılmaz, boyun eğmez, direnen
• induce: f. ikna etmek, kandırmak, teşvik etmek, sebep olmak, uyarmak, indüklemek, sonuç çıkarmak
• industrious: s. çalışkan, gayretli, hamarat
• inert: s. hareketsiz, durağan, dingin, etkinlik göstermeyen, atıl, uyuşuk, uyuz, tembel
• inevitable: s. kaçınılmaz, çaresiz
• infamous: s. adı çıkmış, kötü şöhretli, rezil, kepaze, berbat, utanç verici, yüz kızartıcı, yüz kızartıcı suç işlemiş
• infantry: i. piyade
• infertile: s. verimsiz, çorak, kıraç, kısır
• infidel: i. imansız kimse, kâfir, gâvur s. imansız, imansızlara ait
• inflammable: s. yanıcı, parlayıcı
• influence: f. etkilemek i. etki
• influenza: i. grip
• inform: f. bildirmek, haberdar etmek
• infuriate: f. kudurtmak, çileden çıkarmak, kızdırmak, deli etmek
• ingenious: s. marifetli, hünerli, becerikli, usta, ustaca yapılmış, zeki, yaratıcı
• ingenuous: s. açık sözlü, saftrik, doğal, temiz kalpli, içten, saf, masum
• ingratitude: i. nankörlük
• inherit: f. miras olarak almak, kalıtımla kazanmak, miras almak, mirasa konmak
• inimical: s. düşman, karşıt, ters, zararlı
• inimitable: s. taklit edilemez, benzersiz, eşsiz
• initial: i. baş harf s. ilk
• initiate: f. başlatmak, önayak olmak, öğretmek, göstermek, üyeliğe kabul etmek, sunmak s. üye (yeni), yetiştirilmiş kimse
• injustice: i. haksızlık, adaletsizlik, insafsızlık
• innate: s. doğuştan olan, allah vergisi, doğuştan, doğal
• innovate: f. yenilik getirmek, yenilik yapmak, değişiklik yapmak
• insignificant: s. önemsiz, değersiz, anlamsız, cüzi, silik
• insist: f. ısrar etmek, kararlı olmak
• insolent: s. terbiyesiz, saygısız, küstah, aşağılayıcı, küçük düşürücü, cüretkâr
• inspect: f. denetlemek
• inspire: f. ilham vermek, canlandırmak
• install: f. kurmak, yerleştirmek, monte etmek, atamak
• instigate: f. ayağa kaldırmak, kışkırtmak, teşvik etmek, kundaklamak, tahrik etmek, fitnelemek, körüklemek, ayartmak
• instil: f. damla damla akıtmak, damlatmak, sokmak, işlemek, aşılamak
• instinct: i. içgüdü, sezgi, yetenek, kabiliyet s. dolu
• institute: f. kurmak i. enstitü, klinik, kurum
• instruct: f. öğretmek, bilgilendirmek, görevlendirmek, okutmak, emir vermek, talimat vermek
• instructive: s. öğreten, öğretici, eğitici
• instrument: i. alet, araç, enstrüman
• insulate: f. yalıtmak
• insult: f. onurunu kırmak i. aşağılama, hor görme
• insure: f. sigorta etmek, sigorta ettirmek, sağlama almak, sigortalamak, temin etmek, garantiye almak
• insurrection: i. başkaldırma, isyan, ayaklanma, ihtilal
• intangible: i. manevi değer s. soyut, manevi
• integrate: f. bütünlemek, tamamlamak, integralini almak, birleştirmek, kaynaştırmak, katmak, ilave etmek
• intensity: i. şiddet, gerilim, güç, yoğunluk, koyuluk, çarpıcılık
• intention: i. niyet, amaç
• interact: f. birbirini etkilemek, karşılıklı etkilemek i. perde arası, antrakt
• interface: i. arayüzey, interfaz