Kpds Kelimeleri

• heap: f. tepeleme doldurmak, ağzına kabar doldurmak, yüklemek i. yığın, küme, öbek, bir sürü, bir yığın, döküntü, hurda yığını
• hearsay: i. söylenti, dedikodu, kulaktan dolma bilgi
• heart-breaking:
• heartache: i. kâlp ağrısı, dert, gönül yarası
• hearth: i. ocak, fırın, şömine tabanı, yuva
• heartless: s. kalpsiz, insafsız, cansız, hevessiz, uyuz
• heat: f. ısıtmak i. sıcaklık, hararet, ısı
• heat-stroke:
• heated argument:
• heathen: i. dinsiz kimse, putperest, kâfir, vicdansız kimse, barbar, vahşi s. putperest
• heavenly: s. göksel, ilahi, tanrısal, cennete ait, cennetlik, kutsal, insanüstü, eşsiz
• heavy-hearted: s. kederli, üzgün, umutsuz, karamsar
• hectic: s. ateşli, heyecanlı, telaşlı, yoğun
• hedge: f. etrafını çevirmek, çit ile çevirmek, sınırlamak, engellemek, kısıtlamak, garantiye almak, önlem almak, dolaylı konuşmak, kaçamak cevaplar vermek i. çit, engel, önlem, tedbir, engelleme, yatırım s. kötü, aşağı
• hedonism: i. hedonizm, hazcılık
• heed: f. dikkat etmek, önemsemek, aldırmak, kulak vermek i. dikkat etme, önemseme, aldırma, kulak verme
• heel: f. topuğunu yere vurarak dans etmek i. topuk
• hegira: i. hicret
• heinous: s. iğrenç, çirkin
• helm: i. dümen, idare, kontrol, yönetim, miğfer
• helmet: i. miğfer, tolga, kask, başlık
• help: f. yardım etmek i. yardım, çare ünl. yardım edin
• hemisphere: i. yarıküre, yarımküre
• hence: zf. buradan, bundan, bundan dolayı, bunun için, bunun sonucu olarak, şu andan itibaren
• herald: f. müjdelemek, haber vermek, bildirmek, yayınlamak, selamlamak, takdim etmek i. haberci, müjdeci, elçi, hanedan armacısı
• herb: i. ot, bitki
• herculean: s. herkül gibi, herkül'e ait
• herd: f. gütmek, sürmek, toplamak i. sürü
• hereditary: s. kalıtsal, ırsi, intikal eden
• heredity: i. kalıtım, soyaçekim, ırsiyet, soydan geçen özellik
• heresy: i. sapıklık, sapınç, aykırı düşünce
• heritage: i. miras, kalıtım
• hermetic: s. hava geçirmez, sımsıkı kapalı, büyüye ait, anlaşılması zor
• hermit: i. inzivaya çekilmiş kimse, yalnız yaşayan kimse, topluluktan kaçan kimse, keşiş
• heroine: i. kahraman (kadın), kadın kahraman, yarı tanrıça
• herring: i. ringa balığı [zool.], ringa [zool.]
• hesitate: f. tereddüd etmek
• heterogeneous: s. heterojen, ayrı cinsten, farklı yapıda
• hibernate: f. kış uykusuna yatmak, kışı ılıman bir yerde geçirmek, kışı uykuda geçirmek
• hide: f. saklamak i. deri, cilt
• hideous: s. çirkin, iğrenç, korkunç
• highbrow: i. ukalâ
• highway: i. anayol, otoban
• hijacking: i. uçak kaçırma, gasp, hırsızlık
• hike: f. yürümek, dolaşmak, gezmek, gezinti yapmak, yürüyüşe çıkmak, yukarı çekmek i. yürüyüş, gezinti, uzun yürüyüş, yükselme, yukarıya çıkma
• hilarious: s. şamatalı, neşeli, eğlendirici, gürültülü
• hinder: f. engel olmak, alıkoymak, aksatmak, engellemek, aksamak, sonraya kalmak s. arkadaki, daha arkadaki
• hinge: f. menteşelemek i. menteşe
• hint: f. çıtlatmak, üstü kapalı söylemek, dokundurmak, hissettirmek i. ima, üstü kapalı söz, ipucu, dokundurma, çıtlatma, tavsiye, fikir, işaret, iz
• hinted: