En çok kullanılan 5000 İngilizce kelime

• break down: bozmak, yıkılmak
• break-out: aniden başlama, patlak verme(savaş)
• Breakfast: i. kahvaltı
• breast: f. göğüs germek i. göğüs, yürek
• breath: i. nefes, soluk
• breeze: f. coşarak gitmek i. esinti
• bribe: f. rüşvet vermek i. rüşvet
• brick: f. tuğla ile örmek i. tuğla s. tuğladan yapılmış
• bridge: f. köprü yapmak i. köprü, briç
• brief: f. özetlemek i. özet s. kısa ve öz
• bright: s. parlak, neşeli, berrak
• brillant: s. keskin zekâlı, berrak
• brilliant: i. pırlanta s. parlak, keskin zekâlı
• british: i. İngiliz halkı, İngilizler s. Britanya ile ilgili
• broad: i. kadın s. geniş, genel
• brother: ünl. vay be i. erkek kardeş, dost
• brown: f. karamak, kızarmak i. kahverengi
• brush: f. fırçalamak, süpürmek i. fırça, hafif dokunuş
• budget: f. bütçe yapmak i. bütçe
• buffalo: f. gözdağı vermek i. karasığır
• build: f. inşa etmek, kurmak i. yapı
• building: i. bina, inşa etme
• built: s. yapılmış
• bulb: f. şişerek soğan biçimini almak i. çiçek soğanı, ampul
• bullet: i. mermi, kurşun
• bump: f. çarpmak i. çarpışma, darbe ünl. küt
• Bumper: i. bereketli şey, ağzına kadar dolu kadeh
• bumpy: s. engebeli, sarsıntılı
• bunch: f. deste yapmak i. demet
• bus: f. otobüsle taşımak
• Bush: i. çalı, gür saç
• business: i. iş, mesele
• busy: s. meşgul, işlek
• but: i. itiraz zf. sadece bğ. fakat, ancak, oysa
• butcher: f. kesmek i. kasap, cani
• Butter: f. tereyağı sürmek i. tereyağı
• Button: f. düğmelemek i. düğme, puan
• by: zf. yakın ed. yanında, yoluyla, kadar (süre) ök. yan
• by the way: sırası gelmişken, yol kenarında
• cab: f. taksi ile gitmek i. taksi, kiralık araba
• cabbage: i. lâhana
• cabin: i. kabin, kulübe, kamara
• Cable: f. kablo döşemek i. kablo, telgraf
• cage: f. kafeslemek i. kafes, hapishane
• cake: f. kabuk bağlamak i. kek, kalıp
• calendar: f. kaydetmek, düzenlemek (belge) i. takvim
• calf: i. dana, sersem genç veya çocuk
• california: i. Kaliforniya
• call: f. çağırmak, aramak (telefon) i. çağrı
• calm: f. sakinleştirmek i. sakinlik s. dingin
• camel: i. deve
• camera: i. kamera, gizli
• camouflage: f. kamufle etmek i. kamuflaj, gizleme
• camp: f. kamp yapmak, konaklamak i. kamp s. kamp, bayağı
• campaign: f. kampanyaya katılmak, adaylığını koymak i. sefer, kampanya
• can: f. ebilmek, konservelemek i. teneke kutu
• can't: f. yapamamak, edememek
• canada: i. Kanada
• Canal: i. kanal, suyolu
• cancer: i. kötü şey, kanser
• candidate: i. aday, namzet
• candle: i. mum, kandil
• cannot: f. yapamamak, edememek
• cap: f. örtmek i. kasket, başlık
• capable: s. kabiliyetli, kapasiteye sahip
• capacity: i. kapasite, yeterlik s. azami
• capital: i. başkent, büyük harf, sermaye s. ana, büyük
• captain: f. kaptanlık etmek i. kaptan
• captured: esir edilmiş, yakalanmış
• car: i. araba, otomobil
• carbon: i. karbon
• carbon-paper: karbon kağıdı
• card: f. kart açmak i. kart
• career: f. dörtnala koşmak i. meslek hayatı
• carefully: zf. dikkatlice, itinayla
• cargo: i. kargo, yük
• carlos:
• carnival: i. karnaval, şenlik
• carpet: f. halı kaplamak i. halı
• case: f. gözetlemek, örtmek i. olay, dava
• cash: f. paraya çevirmek i. nakit, ufak madeni para (çin)
• cash-register: yazar kasa
• cast: f. atmak, rol vermek i. atma, oyuncular
• castle: f. rok yapmak (satranç) i. kale
• cat: i. kedi, dedikoducu kadın
• Cattle: i. sığırlar, insanlar
• caution: f. uyarmak i. ikaz, tedbir ünl. dikkat
• cease: f. durmak, sona ermek
• ceiling: i. tavan, yükseklik sınırı
• celebration: i. kutlama, tören
• cell: i. hücre, göz
• cellar: i. mahzen, kiler
• cement: f. betonlamak, güçlendirmek i. çimento
• cent: i. sent, doların yüzde biri
• center: f. merkezde toplanmak, ortalamak i. merkez, orta
• central: i. santral [amer.] s. merkezi
• centre: i. göbek, merkez
• century: i. yüzyıl
• cereal: i. tahıl, kahvaltılık gevrek s. tahıllı
• ceremony: i. ayin, dini tören