En çok kullanılan 5000 İngilizce kelime

• lack: f. eksik olmak i. eksiklik, yoksunluk
• ladder: f. kaçırmak i. merdiven
• ladle: f. kepçe ile almak i. kepçe
• lady: i. hanımefendi s. kadın
• laid: [lay] f. koymak, yerleştirmek, sermek
• lake: i. göl, koyu kırmızı boya
• lamb: i. kuzu i. Hazreti İsa
• lame: f. sakatlamak s. topal, sakat
• lamp: i. lâmba, fener, ampul
• lamppost: i. sokak lâmbası direği
• lampshade: i. abajur
• landlady: i. evsahibi
• lane: i. patika, dar yol
• language: i. dil, mesleki dil
• large: s. geniş, büyük
• larger: [large] s. geniş, büyük
• largest: [large] s. geniş, büyük
• lash: f. kırbaçlamak i. kirpik, kamçı ucu
• late: s. geç
• later: zf. daha sonra
• latin: i. Latince, Latin s. latinceye ait, romen katolik
• launch: f. denize indirmek, fırlatmak i. savaş gemisi filikası
• laundry: i. çamaşır, çamaşırhane
• laundry-basket: çamaşır sepeti
• lavatory: i. tuvalet
• law: i. hukuk, yasa
• lawful: s. yasal, adil
• lawyer: i. avukat
• layers:
• lazy: s. tembel
• leader: i. lider, önder, baş
• leadership: i. liderlik, önderlik
• leaf: i. yaprak, sayfa
• league: i. küme, lig
• leak: f. sızmak, sızdırmak i. sızıntı, kaçak
• lease: f. kiralamak i. kiralama, kira kontratı, kira bedeli
• least: i. en az miktar s. en az zf. en az derece
• leather: f. kösele ile kaplamak, kamçılamak i. deri, kösele
• lecture: f. konferans vermek i. konferans, ders
• lee: i. kuytu
• leg: f. koşmak i. bacak
• legacy: i. miras
• legal: s. yasal, hukuki
• lemon: i. limon s. limon rengi, limonlu
• length: i. uzunluk, süre
• lens: i. mercek
• less: bğ. daha az. i. daha az şey s. daha az
• lesson: i. ders
• let's:
• letter: f. basmak i. harf, mektup
• letter box: mektup kutusu.
• lettuce: i. marul
• level: f. düzeltmek, dengelemek i. düzey s. düz, yatay
• lever: f. kaldıraçla kaldırmak i. kaldıraç
• liar: i. yalancı
• liberal: i. özgürlükçü kimse s. liberal, özgür düşünceli
• liberty: i. özgürlük
• library: i. kütüphane, kitaplık, çalışma odası
• licence: f. yetki vermek i. lisans, ruhsat, ehliyet
• lick: f. yalamak i. yalama, tokat
• lid: i. kapak
• life: i. hayat, can, ömür
• light: f. aydınlatmak i. aydınlık, ışık s. açık, hafif
• lighter: i. çakmak, mavna
• likely: s. olası, mantıklı zf. büyük ihtimalle
• limit: f. sınırlandırmak i. sınır
• limited: i. sınırlı, kısıtlı
• lincoln:
• line: f. çizmek i. çizgi, satır
• lion: i. aslan i. aslan takımyıldızı [astr.], aslan burcu [astr.]
• lip: i. dudak
• lips:
• liquid: i. sıvı madde s. sıvı, akıcı, berrak
• liquidate: f. tasfiye etmek
• list: f. listelemek i. liste
• literature: i. edebiyat
• litter: f. dağıtmak i. tahtırevan, çöp, sedye
• little: i. az miktar s. ufak zf. azıcık
• liver: i. karaciğer
• loaf: f. aylaklık etmek i. ekmek somunu
• loan: f. ödünç vermek i. borç, ödünç
• lobster: i. ıstakoz, böcek
• local: i. yöre sakini s. kısmi, yerel
• locate: f. yerleştirmek, yerini saptamak
• location: i. yer, mevki
• log: f. seyir defterine yazmak, mesafe katetmek i. kütük, seyir defteri
• london: i. Londra
• lone: s. yalnız, kimsesiz, tek
• lonely: s. yalnız
• long: f. arzu etmek, özlemini çekmek i. uzun zaman s. uzun
• longer: [long] s. uzun
• look for: aramak, beklemek
• loose: f. serbest bırakmak s. gevşek zf. gevşek olarak
• lorry: i. kamyon
• loss: i. zarar, kayıp
• lot: f. bölüştürmek i. hisse, çok
• loud: s. gürültülü zf. yüksek sesle
• louis:
• lovely: s. güzel, hoş, sevimli
• low: f. böğürmek i. böğürme s. alçak, düşük