go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 774 kişi  20 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

lovely

s. güzel, hoş, sevimli
  • How her feathers shine! What a beautiful form and what splendid wings! Such a wonderful Bird should have a very lovely voice, since everything else about her is so perfect.
    Tüyleri nasılda parlıyor,ne güzel bir şekil ve ne muhteşem kanatlar,böylesine harika bir kuşun çok hoş bir sesi olmalı,çünkü onun hakkındaki başka herşey çok mükemmel.
  • Then the man bought a lovely house on the edge of the town.
    Sonra adam şehrin kıyısında hoş bir ev satın aldı.
  • Ron Howard is as good a person as you could want to work with on film. He never lost his cool. He's the most easygoing, lovely man, but he's got this enormous intelligence and a wonderful humanity.
    Christine Baranski
    Ron Howard filmde birlikte çalışmayı isteyebileceğin kadar iyi bir insan,o,asla soğukkanlılığını kaybetmedi,o,enbabacan ve sevimli adamdır,fakat o,bu muazzam zekaya ve harika bir insanlığa sahiptir.
  • They're going to kill the president of this lovely country and replace him with a military dictatorship.
    Onlar bu güzel ülkenin başkanını öldürecekler ve yerine bir askeri diktatörlük kuracaklar.
  • I did buy her a lovely scarf.
    Ona hoş bir eşarp
    almıştım.

  • Oh, that lovely title, ex-president.
    Dwight D. Eisenhower
    Oh,hoş bir ünvan,eski başkan.
  • You're so young. How can you look so lovely and fresh without sleep? Makes me jealous!
    O kadar gençsin ki. Uyumadan nasıl böyle sevimli ve zinde görünebiliyorsun. Beni kıskandırıyor.
  • I was only trying to cheer her up by telling her how lovely she looked.
    Ne kadar hoş olduğunu söyleyerek moralini düzeltmeye çalışıyordum sadece.
  • Lois, this is such a lovely home.
    Lois, Eviniz çok güzelmiş.
  • Good night and thanks for a lovely evening.
    İyi geceler ve hoş bir akşam için teşekkürler.

  • I do believe you've been drinking. Oh, dear! What happened to your lovely tail feathers ?
    İçmekte olduğuna sahiden inanıyorum. Aman Tanrım! Güzel kuyruk tüylerine ne oldu?
  • Welcome, friends. We are gathered here today in this lovely garden......to join Rose Anne Leary and Julian Hedge......in holy matrimony.
    Hoşgeldiniz arkadaşlar. Bugün burada Rose Anne Leary ve Julian Hedge' i kutsal evlilik bağıyla birleştirmek için toplanmış bulunuyoruz.
  • It was a lovely morning.
    Hoş bir sabahtı.
  • From what I remember, San Antonio
    is lovely this time of year.
    Hatırladığım kadarıyla, San Antonio
    bu aylarda çok güzel oluyordu.
  • Come on, let's get you home
    to your lovely wife.
    Hadi seni eve ve sevecen eşine götürelim.
  • I know a lovely little out-of-the-way restaurant in a former sewing machine factory. It's called Brasserie Al Pontile
    Eski bir dikiş makinesi fabrikasında bulunan sevimli ve farklı bir restoran biliyorum. Adı da Brasserie Al Pontile.
  • Then the man bought a lovely house on the edge of the town. A big house, a huge garden...They married and they moved in.
    Daha sonra adam kasabanın kenarında çok güzel bir ev satın aldın. Büyük bir ev, büyük bir bahçe... Evlendiler ve daha sonra eve taşındılar.
  • That's a lovely dog. Do you mind if l pet him?
    Çok sevimli bir köpek. Onu okşayabilir miyim?
  • - Lovely fresh air - My teeth ache with chattering.- Nightingales singing.
    Çok hoş temiz bir hava- Dişlerim takırdıyor-Bülbüller ötüyor.
  • That would be lovely, Alan. Thank you.
    Çok güzel olur, Alan. Teşekkürler.


180 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024