En çok kullanılan 5000 İngilizce kelime

• fat: f. şişmanlatmak i. yağ s. şişman
• fate: i. kader, kısmet
• father: f. yaratmak, babası olmak i. allah, tanrı i. baba, papaz, peder, yaratıcı
• father in law: i. kayınpeder
• fault: f. kusur bulmak, hatası olmak i. hata, kabahat
• faultless: s. kusursuz, mükemmel
• faulty: s. kusurlu, hatalı, bozuk
• favor: f. iyilik etmek, yardımda bulunmak i. şeref nişanı
• favorite: i. favori, gözde s. favori
• favour: f. dikkat göstermek, kayırmak, desteklemek i. şeref nişanı
• favourable: s. iyi niyetli, elverişli, faydalı
• favourite: s. favori, gözde i. favori
• fear: f. korkmak, endişe etmek i. korku
• fearful: s. korkunç, ürkek, kaygılı
• feather: f. tüy takmak i. tüy
• feathers:
• feature: f. karakterize etmek, belirtmek i. yüz hattı, özellik
• february: i. şubat
• fed up: bıkmış, usanmış
• federal: s. federal, federe
• fee: f. ücretini vermek i. ücret
• feet: i. foot ölçüsü
• fellow: i. arkadaş s. eş, ortak
• female: i. kadın s. dişi, kadınlara ait
• fence: f. çit ile çevirmek, korumak i. çit, parmaklık, engel
• ferry: f. feribotla taşımak i. feribot
• fertile: s. bereketli, üretken
• fertilize: [fertilize (Amer.) ] f. verimli kılmak, gübrelemek
• festival: i. bayram, şenlik s. festival ile ilgili, festival
• fetch: f. gidip almak, cezbetmek
• fever: f. ateşlenmek i. ateş, heyecan
• few: i. az miktar s. az, kıt
• fewer: [few] s. kıt, azıcık
• fiance: i. nişanlı
• fiction: i. düş, kurgu
• field: f. sahaya çıkarmak i. tarla, saha
• fierce: s. azılı, kızgın, kötü
• fifteen: i. onbeş
• fifth: i. beşte bir, beşinci kısım s. beşinci
• fifty: i. elli
• fig: i. incir, giyim kuşam
• fight: f. dövüşmek i. mücâdele, kavga
• fighting: s. savaşçı i. savaş, mücâdele
• figure: f. şekillendirmek, resmetmek i. şekil, rakam
• file: f. dosyalamak, kayda geçirmek i. dosya
• film: f. filme çekmek i. ince tabaka, film
• final: i. final s. son, sonuncu
• finally: zf. sonunda
• finance: f. finanse etmek i. para durumu
• fine: f. berraklaştırmak i. para cezası s. güzel, hassas
• finest: [fine] s. güzel, narin
• finger: f. parmak ile dokunmak, parmakla göstermek i. parmak
• fire: f. yakmak, işten atmak i. ateş, alev, yangın ünl. ateş
• fireplace: i. şömine, ocak
• firm: f. sağlamlaştırmak i. şirket s. katı, sabit
• first: i. başlangıç s. ilk zf. öncelikle
• fiscal: s. mali, devlet hazinesine ait
• fish: f. balığa çıkmak s. balık
• fist: f. yumruklamak i. yumruk
• five: i. beş
• flag: f. bayrak çekmek i. bayrak, sancak, flama
• flake: f. yolmak (pullarını) i. pul, tanecik
• flame: f. alevlenmek i. alev, hiddet
• flash: f. ışık tutmak, görünüp hızla kaybolmak i. ışıltı, parlama s. ani
• flat: i. düz yüzey s. düz, kesin, sabit zf. düz olarak
• flavour: f. tat vermek [flavour (Brit.) ] i. tat, çeşni
• flea: i. pire
• flee: f. kaçmak, aceleyle çıkmak
• fleet: i. filo, donanma s. seri, çevik
• flesh: f. çiğ etle beslemek, ayrıntılarıyla anlatmak i. et, vücut
• flight: i. kaçma, uçuş
• flipper: i. yüzgeç (kaplumbağa vb.), kol, palet
• float: f. su üzerinde durmak i. yüzen şey, sal
• floating: s. yüzen
• flock: f. sürü halinde hareket etmek, toplanmak i. sürü, kalabalık
• flood: f. basmak, akın etmek i. su baskını
• floor: f. döşemek, yere yıkmak i. zemin
• florida: i. Florida
• florist: i. çiçekçi
• flour: f. öğütmek i. un
• flow: f. akmak i. akış, akım, akıntı
• flower: f. çiçeklenmek i. çiçek
• fluent: s. akıcı
• foam: f. köpürmek i. köpük
• foam rubber: sünger
• fog: f. sis kaplamak i. sis
• folk: i. halk, ahali, millet s. halk
• folks: i. ev halkı, insanlar, yakınlar
• fond: s. düşkün
• food: i. yiyecek, gıda
• foolish: s. aptal
• foot: f. ödemek, hesaplamak i. ayak, adım
• football: i. futbol topu, futbol
• footprint: i. ayak izi, iz
• for: ed. için bğ. nedeniyle, çünkü
• forehead: i. alın
• foreign: s. yabancı, dış
• foreman: i. ustabaşı, jüri sözcüsü
• forest: f. ağaçlandırmak i. orman
• forever: zf. sonsuza dek, devamlı