go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 343 kişi  19 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

little

i. az miktar
s. ufak
zf. azıcık
  • and I have been crying
    like a little girl.
    …ve küçük kız çocukları
    gibi ağlıyordum.

  • Poor little Fredo, he's got pneumonia.
    Zavallı küçük Fredo.
    Zatürree geçiriyor.
  • Figured I might need a
    little Jewish dinner chat.
    Yemekte biraz Yahudi muhabbeti
    gerekebilir diye düşündüm.
  • And I'm gonna need a little extra time for lunch today.
    Yemek için fazladan zamana ihtiyacım olacak.

  • I'd have found some rich old wealthy man to nurse help him get a little sicker each day while treating him with kindness,to inherit his fortune
    Yaşlı bir zengin bulur, hergün biraz daha hastalanması için ona hemşirelik yaparken, mirasını almak için de ona nazik bir biçimde davranırdım.
  • So maybe he's got a little theory under his belt.
    Yani belki de kemerinin altında küçük bir teorisi vardır.
  • Videogames are a little more work and they're a little more stilted.
    Carlos Alazraqui
    Video oyunları bira daha emek ister,fakat onlar biraz daha gösterişlidirler.
  • And a little bit of sugar. That's my trick.
    Ve biraz da şeker. Bu da benim sırrım.
  • And I like a little junk in the trunk.
    Ve biraz da kâsesi
    büyük olsun isterim.
  • And,you know, when we met last night, I
    - I sensed a little spark between us.
    Ve bilirsin, geçen gece tanıştığımızda,
    aramızda bir kıvılcım hissettim.
  • In violent seas, little hope remains for over 100 Russian crewmen,still missing after the sinking an hour ago,
    Vahşi denizlerde, bir saat önce batmalarından saonra ,100den fazla Rus denizci için, pek fazla umut kalmadı.
  • Sorry it took so long. I had a little accident.
    Üzgünüm, uzun sürdü.Küçük bir kaza yaşadım.

  • Sorry, honey, my dad's always
    been a little overprotective.
    Üzgünüm tatlım, babam her
    zaman çok korumacı olmuştur.
  • The three little monk are not afraid of being bullied. They surround the tall guy. Look, they move!
    Üç küçük keşiş zorbalık edilmekten korkmaz. Uzun boylu adamın etrafını sararlar. Bak, yer değiştiriyorlar!
  • Sleep, my little one. I am the sandman and you can't resist me. Your eyelids are so heavy.
    Uyu yavrum. Ben uyku perisiyim, sen de bana direnemezsin. Göz kapakların çok uykulu.
  • I hope our little friend will catch the fish and we have something to eat tonight.
    Umarım küçük arkadaşımız balığı yakalar ve bizim de bu akşam yiyecek bir şeylerimiz olur.
  • They had a few bananas and a little apple juice from their plane.
    Uçaktan birkaç tane muzları ve biraz elma suları vardı.

  • Now a pawnbroker's business is mostly done of an evening, Mr. Holmes, especially Thursday and Friday evening, which is just before pay-day; so it would suit me very well to earn a little in the mornings.
    Tefeciler çoğunlukla akşam çalışırlar,bay Holmes,özellikle Perşembe ve Cuma akşamı, tam ödeme gününden önce;bu yüzden sabahları biraz kazanmam bana çok iyi uyar.

  • Gee, Mom, thanks, but that's
    a little too generous.
    Tanrım, anne, teşekkürler, ama
    bu biraz fazla cömertlik olur.
  • We're just into toys, whether it's motorcycles or race cars or computers. I've got the Palm Pilot right here with me, I've got the world's smallest phone Maybe it's just because I'm still a big little kid and I just love toys, you know?
    Catherine Bell
    Tamamen oyuncaklarlayız,motorsikletler,yarış arabaları yada bilgisayarlar,ne farkeder ki, Burada yanımda Palm Pilot'um var,dünyanın en küçük telefonuna sahibim,bunun nedeni hala büyük küçücük çocuk olmamdır ve oyuncakları seviyorum,biliyormusunuz?

4,189 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024