go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1083 kişi  02 May 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

little

i. az miktar
s. ufak
zf. azıcık
  • Aren't you starting to feel a little guilty about misleading him?
    Onu kandırdığın için, kendini az da olsa suçlu hissetmeye başlamadın mı?

  • Should we leave her a little note?
    Ona küçük bir not yazsak mı?
  • When combined with oxygen and a little heat, it will cause a rapid expansion.
    Oksijen ve az miktarda ısıyla birleştiğinde, ani genleşmeye sebep olacaktır.
  • Oh, Madam Mina, I know that the friend of that poor little girl must be good, but I had yet to learn? He finished his speech with a courtly bow.
    Oh,Madam Mina,o zavallı küçük kızın arkadaşının iyi olması gerektiğini biliyorum,sonunda öğrenmek zorunda kaldım,o,konuşmasını kibar bir selamla bitirdi.
  • Oh, the busboy left the menu a little close to the candle.
    Oh, komi menüyü muma biraz yakın bırakmış.

  • She's a little upset. It's been an emotional day.
    O biraz üzüldü. Duygusal bir gün geçirdi.

  • So anyway, Judy, what's new in your little world?
    Neyse, Judith, küçük dünyanda yeni birşey var mı?

  • Where is the little fart meister?
    Nerede bizim küçük
    osuruk ustası?
  • You know what kind
    of little girls do that?
    Ne tür kızlar yapıyor bunu biliyor musun?
  • 'Would you like to see a little of it?' said the Mock Turtle.
    Mock Turtle,''Ondan küçücük birşey görmek istermisin?''dedi.
  • Apart from his stomach an digestive disorders, he gave the impression of being very healthy And he had to cope with .an unhealthy way of life.Far too little fresh air,far too little exercise.
    Mide ve sindirim bozukluklarını saymazsak oldukça sağlıklı olduğu izlenimini vermişti. Aynı zamanda çok az açık hava ve çok az egzersiz ile geçen sağlıksız bir hayatla baş etmek zorundaydı.
  • Hello, Sheriff! I was just talking to Stevens about a little extension on your payment. You didn't get it, eh?
    Merhaba Şerif! Şimdi Stevens ile ücretinde küçük bir artış hakkında konuşuyordum. Onu almadın değil mi?
  • Don't worry. This little boy
    can't do a thing to you.
    Merak etme. Bu oğlan
    sana hiçbir şey yapamaz.
  • Welcome to the neighborhood - it’s just a little somethin from our garden.- Except for the pasta.
    Mahallemize hoşgeldiniz.Bu size bahçemizden küçük bir hediye, makarnayı saymazsak.
  • Lisa was a little scared at first...
    Lisa başta biraz korktu...

  • Take care of the little things and the big things will take care of themselves.
    Küçük şeylere dikkat et,büyük şeyler kendilerine bakabilirler.
  • I was surprised by the fact that my little boy's getting married
    Küçük oğlumun evleniyor olması gerçeği beni şaşırtmıştı.
  • Our little force will march on tomorrow or the day after.
    Peter Stuyvesant
    Küçük kuvvetimiz yarın veya ertesi gün ilerleyecek.
  • The little light's blinking right now. '' Come and listen to the idiot.
    Küçük ışık yanıp sönüyor şu anda. " Hadi şu gerizekalıyı dinle.

  • Well, little gifts are always a nice way to express your feelings.
    Küçük hediyeler her zaman duygularını ifade etmek için hoş bir yoldur.


4,189 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024