En çok kullanılan 1000 İngilizce kelime

• cup: f. çanak gibi yapmak i. fincan, kupa, kâse
• customer: i. müşteri
• dad: i. baba, babacığım
• danger: i. tehlike, tehdit
• dangerous: s. tehlikeli, riskli
• dark: i. karanlık, koyu renk s. loş, kasvetli
• date: f. tarih atmak, buluşmak i. tarih, randevu
• daughter: i. kız, kız evlât
• day: i. gün, gündüz
• dead: i. ölü zaman s. ölü, çıkmaz zf. aşırı
• dear: i. sevilen kimse s. sevgili zf. samimi olarak
• death: i. ölüm, yıkım
• december: i. Aralık
• decision: i. karar, sonuç
• deep: i. derinlik; koyuluk s. derin, koyu
• degree: i. derece, rütbe
• delicious: s. lezzetli
• dentist: i. dişçi, diş doktoru
• detail: f. ayrıntılı anlatmak i. ayrıntı
• difference: i. fark, ayrım
• different: s. farklı, değişik, çeşitli
• difficult: s. zor
• dinner: i. akşam yemeği, ziyafet
• direct: f. yöneltmek, komuta etmek s. dolaysız
• director: i. yönetici, yönetmen
• dirty: f. kirletmek s. kirli, iğrenç
• disadvantage: i. dezavantaj, zarar
• disc: i. disk, daire, plâk (gramofon)
• doctor: f. doktorluk yapmak i. doktor
• dog: f. takip etmek i. köpek
• double: f. ikiye katlamak i. çift s. çifte
• down: f. yere indirmek i. tüy, bunalım s. aşağıya doğru
• each: s. her, her bir zm. her biri
• early: s. erken zf. evvel, önce
• easy: s. basit, kolay, zahmetsiz
• effect: f. etkisi olmak i. etki
• efficient: s. verimli, becerikli
• effort: i. çaba, gayret
• egg: f. teşvik etmek, kışkırtmak i. yumurta
• either.....or....: ya.....ya.....
• elder: i. yaşlı kimse s. yaşça büyük
• else: zf. başka
• emergency: i. tehlike, acil durum
• empty: f. boşaltmak i. boşalma s. boş
• enemy: i. düşman s. düşman, düşmana ait
• energy: i. enerji, kuvvet
• enough: s. yeterli zf. yeteri kadar ünl. yeter
• equal: f. eş değerde olmak i. emsal s. eşit, denk
• even: f. düzlemek s. düz, eşit zf. bile, hatta
• evening: i. akşam
• event: i. olay, durum
• ever: zf. daima, hiç
• every: s. her, her bir
• exactly: zf. tam olarak, kesin olarak ünl. kesinlikle, aynen
• example: i. örnek
• except: f. hariç tutmak ed. haricinde bğ. yoksa, başka
• expensive: s. pahalı
• explanation: i. açıklama
• extra: i. ilave s. ekstra, ek zf. ilaveten
• eye: f. gözetlemek i. bakış s. göz
• family: i. aile s. ailevi
• famous: s. ünlü
• far: s. uzak zf. uzağa, uzakta
• fashion: f. biçimlendirmek, uydurmak i. moda, üslup
• fast: f. oruç tutmak i. oruç, oruç süresi s. çabuk, hızla, hızlı
• fat: f. şişmanlatmak i. yağ s. şişman
• father: f. yaratmak, babası olmak i. allah, tanrı i. baba, papaz, peder, yaratıcı
• february: i. şubat
• few: i. az miktar s. az, kıt
• file: f. dosyalamak, kayda geçirmek i. dosya
• film: f. filme çekmek i. ince tabaka, film
• final: i. final s. son, sonuncu
• finally: zf. sonunda
• fine: f. berraklaştırmak i. para cezası s. güzel, hassas
• finger: f. parmak ile dokunmak, parmakla göstermek i. parmak
• first: i. başlangıç s. ilk zf. öncelikle
• fish: f. balığa çıkmak s. balık
• floor: f. döşemek, yere yıkmak i. zemin
• flower: f. çiçeklenmek i. çiçek
• food: i. yiyecek, gıda
• foot: f. ödemek, hesaplamak i. ayak, adım
• for: ed. için bğ. nedeniyle, çünkü
• foreign: s. yabancı, dış
• fork: f. çatalla kaldırmak i. çatal
• forward: f. sevketmek i. forvet, ileride yer alan kimse s. ileri
• fresh: s. taze, yeni i. serinlik zf. taptaze
• friday: i. cuma
• friend: i. arkadaş
• from: ed. den, den beri
• front: f. bakmak, dönmek i. ön taraf s. ön
• full: f. yıkayıp çektirmek i. doluluk s. dolu, tam
• fun: i. eğlence, şaka
• funny: s. komik, eğlendirici
• future: i. gelecek s. ilerideki
• game: f. kumar oynamak i. oyun s. cesur, hevesli
• garage: f. garaja çekmek i. garaj, tamirhane
• garden: f. bahçe işiyle uğraşmak i. bahçe, park s. bahçe ile ilgili
• garlic: i. sarımsak
• gas: f. gaz vermek, benzin almak i. gaz, benzin
• general: i. general, genel ilkeler s. genel, yaygın, baş