go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1076 kişi  19 Nis 2024 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

forward

f. sevketmek
i. forvet, ileride yer alan kimse
s. ileri
  • You are either going forward or you are not.
    Mitchell Reiss
    Ya ileriye gidiyorsun, yada gitmiyorsun.
  • And, in the case of schools, or anything else, if you have something that is forcing you to do better than you did the day before, it makes you look forward and it makes you think in a way that's going to make the product better, which is the students and the education.
    Craig Benson
    Ve, okullar yada başka herhangi bir şey konusunda,bir gün önce yaptığından daha iyisini yapman için seni zorlayan bir şeyin varsa, bu seni bir şekilde ileriye baktırır ve seni düşündürür,bu verimi daha iyi yapacaktır,ki bu öğrenciler ve eğitimdir.
  • And I'm really looking
    forward to your wedding.
    Ve düğününüzü dört gözle bekliyorum.
  • That's all I have
    to look forward to?
    Ummam gereken bu mu yani?
  • I'm looking forward to being
    an active member of your community.
    Topluluğunuzun aktif bir üyesi
    olmak istiyorum.
  • Looking forward to it.
    Sabırsızlanıyorum.
  • Now lean forward and choke yourself.
    Öne doğru uzan
    ve kendini boğazla.
  • She had been standing there waiting and sprung forward lightly, Gregor had not heard her coming at all, and as she turned the key in the lock she said loudly to her parents At last!.
    Orada duruyordu ve bekliyordu ve öne doğru hafifçe eğilmişti.Gregor onun gelişini hiç duymamıştı.ve o anahtarı kilitin içinde çeviriken O,ebeveynlerine yüksek sesle sonunda,nihayet dedi.
  • Hey, Brian. Really looking
    forward to making your show.
    Merhaba Brian. Senin programı
    çekmek için sabırsızlanıyorum.
  • Two months ago, FTL vacated their forward base at Roubaix and their support station at Chaniers. All the heavy equipment was moved.
    İki ay önce FTL Roubaix'deki ileri üslerini ve Chaniers'deki destek istasyonlarını boşalttı. Tüm ağır ekipman taşındı.
  • We'll have to look back, and forward a little more than we have done.
    Geriye bakmak zorunda kalacağız,ve yaptığımızdan biraz daha fazla ileriye bakmak zorunda kalacağız.
  • I've been looking forward to Summer Season all year long ,the Winters are too cold and snowy to go out,It's warm and the sun shining at last.
    Bütün yıl boyunca Yaz mevsimini sabırsızlıkla bekliyorum,kışlar dışarı çıkılmayacak kadar soğuk ve karlı,nihayet,hava ılık ve güneş parlıyor.
  • He's been looking forward to this. This is gonna destroy the whole thing.
    Bunu aylardır bekliyor. Bu herşeyi yerle bir edecek.

  • This is the forward berthing compartment. This way.
    You guys OK? Check your gauges.
    Bu ön yanaşma bölümü. Bu yoldan.
    Siz iyi misiniz? Göstergelerinizi kontrol edin.
  • You would be required to forward the information to the FBI, and we both know what they would do.
    They would classify it.
    Bilgiyi FBI'ya iletmen gerekecektir ve ikimiz de onların ne yapacağını biliyoruz.
    Bunu gizleyeceklerdir.
  • There's a crack in the tank, it can't even slow down, or the flame will blow forward to the leaking fuel.
    Benzin deposunda bir çatlak var, yavaşlayamaz bile, aksi halde alevler sızan yakıta fırlar.
  • Do not betray me Come forward So you are... Her father I also fought We were conquered I sought death in vain.The uniform I wear tells youthat I defended my king and country
    Beni aldatma.Öne gel. İşte buradasın…Babasıyla bende dövüştüm.Bizler yenilmiştik. Ölümün peşinde koştum boşu boşuna. Giydiğim uniforma, ülkemi ve kralımı sonuna dek savunduğumu anlatır sana.
  • But I won't stay behind, I have to keep moving forward working, looking for money to educate my children.
    Ancak geride kalmayacağım, çocuklarımı okutmak için çalışarak, para bulmaya uğraşarak ilerlemek zorundayım.
  • The flame will blow forward to the leaking fuel. If that thing blows up it will take the whole neighborhood.
    Alevler, sızıntı yapan yakıta doğru ilerleyecek. Eğer o şey patlarsa, tüm mahalleyi havaya uçurur.
  • - Will he come forward and be sworn?
    - He doesn't understand English.
    - Yemin altında ifade verir mi?
    - İngilizce bilmez.

483 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2024