Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• sympathize: [sympathize (Amer.) ] f. sempati duymak, yakınlık duymak, yakınlık göstermek, sempatizanı olmak, tarafını tutmak, acımak, başsağlığı dilemek, etkileşmek, aynı acıyı hissetmek, halden anlamak
• symphonic: s. senfonik
• symphonious: s. ahenkli, uyumlu
• symphony: s. senfoni i. senfoni, harmoni, ahenk, uyum
• synchronism: i. eşzamanlılık, senkronizm, tarih sırasıyla düzenleme
• syndicate: f. sendikalaştırmak, kartelleştirmek, şirketleştirmek, sendika aracılığı ile satmak i. sendika, kartel, devlet memurları birliği
• syneresis:
• synod: i. kilise meclisi, rahipler meclisi, kavuşma [ast.], kavuşum [ast.]
• synonym: i. eşanlamlı sözcük, anlamdaş sözcük, sinonim
• synopsis: i. özet, ilk üç incil
• systematic: s. sistematik, sistemli, düzenli, yöntemli
• tableau: i. tablo, resim, grafik, görülmeye değer sahne
• tacit: s. söylenmeden anlaşılan, sözsüz, sessiz, konuşmayan
• taciturn: s. sessiz, suskun
• tack: f. raptiyelemek, teyellemek, tutturmak, çakmak, katmak, eklemek, birleştirmek, gemiyi çevirmek, rüzgâra karşı volta vurmak i. geçici olarak tutturma, raptiye, iri başlı küçük çivi, besin, yiyecek, yol, yöntem, geminin rüzgâra göre yaptığı yön değişikliği, rüzgâra karşı volta vurma
• tact: i. incelik, ortama göre davranma, nabza göre şerbet verme, dokunma
• tactician: i. tabiyeci, taktikçi
• tactics: i. taktik, tabiye
• tangency: dokunma
• tangent: i. teğet, tanjant s. teğet
• tangible: s. somut, elle tutulur, gerçek, hissedilir, maddi
• tannery: i. tabakhane
• tantalize: [tantalize (Amer.) ] f. gösterip de vermemek, umutlandırıp vermemek
• tantamount: s. eşit, aynı değerde
• tapestry: i. duvara asılan işli örtü, goblen
• tarnish: f. donuklaşmak, kararmak, lekelemek, kirletmek, matlaştırmak i. donukluk, karartı, leke, kir
• taut: s. gergin, gerili
• taxation: i. vergilendirme, mahkeme masrafı
• taxidermy: i. tahnitçilik, hayvan doldurma
• technic: i. teknik, uygulama, yöntem, teknoloji s. teknik, teorik, kurallı, yasal
• technicality: i. teknik özellik, teknik ayrıntı, teknik terimlerin kullanılması
• technique: i. teknik, yöntem
• technography:
• technology: i. teknoloji, uygulayımbilim
• teem: f. dolu olmak, bol olmak, kaynamak, meyve vermek, yavrulamak, hamile olmak, dökmek, boşaltmak, dökülmek, boşalmak, bardaktan boşanırcasına yağmak
• telepathy: i. telepati, uzaduyum
• telephony: i. telefonculuk, santral memurluğu
• telescope: f. iç içe geçmek i. teleskop, dürbün
• telltale: s. sahte, yalan i. dedikoducu, sırrı açığa vuran kimse, ispiyoncu, sayaç, işe giriş saatini yazan makine
• temerity: i. cüret, küstahlık, korkusuzluk
• temporal: i. şakak kemiği s. şakak, zamana ait, geçici, dünyevi, maddi, zaman belirten, şakak kemiği ile ilgili
• temporary: s. geçici
• temporize: [temporize (Amer.) ] f. ayak uydurmak, zamana uymak, uygun zamanı kollamak, oyalamak
• tempt: f. baştan çıkarmak
• tempter: i. baştan çıkaran kimse
• tenacious: s. inatçı, vazgeçmeyen, sıkı sıkı sarılmış, yapışkan, kuvvetli (hafıza)
• tenant: f. kiralamak, oturmak i. kiracı
• tendency: i. eğilin, meyil, yüz tutma, çalma (yeşile vb.), eğilim
• tenet: i. inanç, doktrin, ilke, öğreti
• tenor: s. tenor i. tenor, gidiş, akış, eğilim, anlam, asıl suret, aslının aynı nüsha, vade, en tiz erkek sesi (tenor)