Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• tense: f. germek, gerilmek i. kip, zaman s. gergin
• tentative: i. deneme, tecrübe s. deneme niteliğinde, deneysel, geçici, belli belirsiz, tereddüdlü
• tenure: i. kullanım hakkı, tasarruf hakkı, kira süresi, görev süresi, kullanma
• tercentenary: s. üç yüzyıllık i. üç yüzüncü yıldönümü, üç yüzüncü yıldönümü töreni
• termagant: s. cadaloz, cadı, şirret i. cadaloz, şirret, cadı kadın
• terminal: i. son, terminal s. son, uç
• terminate: f. sınırlamak, sınır koymak, son vermek, bitirmek, sona ermek, bitmek s. sınırlanmış, sona eren
• termination: i. son, bitiş, son bulma, çekim eki, sınırlama, iptal, son verme, sonek, son hece
• terminus: i. amaç, erek, hedef, gar, son durak
• terrify: f. dehşete düşürmek
• territorial: i. gönüllü asker s. kara, bölgesel, yerel, ülkesel, karada olan
• terse: s. özlü, veciz, kısa ve öz
• testament: i. vasiyetname, vasiyet, ahit, inançların açıklanması
• testator: i. vasiyetçi, vasiyet eden
• testimonial: i. bonservis, takdirnâme, başarı belgesi
• thearchy: Allahın veya bir ilahın saltanatı
• theism: i. allah'a inanma, teizm, tanrıcılık, aşırı tein almaktan olan hastalık
• theocracy: i. teokrasi, din yönetimi
• theocrasy:
• theologian: i. ilahiyatçı
• theological: s. ilâhiyat, ilâhiyatla ilgili
• theology: i. ilahiyat, tanrıbilim
• theoretical: s. teorik, kuramsal, nazari
• theorist: i. nazariyeci, kuramcı
• theorize: [theorize (Amer.) ] f. kuramlaştırmak, farzetmek
• thereabout: zf. oralarda, civarında, aşağı yukarı, yaklaşık olarak
• therefor: zf. onun için
• thermal: s. termal, termik, sıcak
• thermoelectric:
• thermoelectricity:
• thesis: i. tez, sav, önerme, vurgulu hece (mısrada)
• thoroughbred: s. gösterişli, safkan, soylu, kültürlü, bilgili, şık
• thoroughfare: i. işlek cadde, yol, geçit, suyolu
• thrall: köle, esir, kölelik
• tilth: toprağı sürme, tarım, işlenmiş toprak
• timbre: ses rengi, tını
• timorous: ürkek, çekingen, utangaç
• tincture: hafifçe renklendirmek, hafif etkilemek ispirto ruhu, tentür, renk, iz
• tinge: hafif renk, az miktar, iz, belirti hafifçe boyamak, renklendirmek (az), katmak, hafif etkilemek
• tipsy: çakırkeyif, kafası dumanlı, içkili, sallanan, titrek
• tirade: tirad, uzun azar
• tireless: yorulmaz, yorulmak bilmez, hiç durmaz, tekerleksiz
• tiresome: yorucu, bıktırıcı, sıkıcı
• titanic: titanic dev gibi, titanyum ile ilgili titanik
• toilsome: zahmetli, yorucu, ağır
• tolerable: hoşgörülebilir, dayanılır, katlanılır, çekilir, orta halli, iyice, biraz, kısmen
• tolerance: hoşgörü, tolerans, müsamaha, dayanma, tahammül, hata payı
• tolerant: hoşgörülü, müsamahakâr, sabırlı, toleranslı, tahammül eden
• tolerate: katlanmak, tahammül etmek
• toleration: izin, müsaade, hoşgörü, tolerans