Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• dendrology: i. ağaçbilim
• denizen: i. ikamet eden kimse, oturma izni olan kimse; yerleşmiş yabancı sözcük, ortama uyum sağlamış canlı; müdavim
• denominate: f. adlandırmak, isim koymak
• denomination: i. ad, isim; sınıf; çeşit; nominal değer, mezhep, tarikat
• denominator: i. payda, bölen
• denote: f. göstermek, belirtmek, ifade etmek, işareti olmak, adı olmak
• denouement: i. sonuç, çözüm; akıbet, son
• denounce: f. aleyhinde olmak; ihbar etmek; kınamak; kehanette bulunmak; geçersizliğini duyurmak
• dentifrice: i. diş macunu, diş temizleme maddesi
• denude: f. çıplak bırakmak, açmak, soymak; erozyona uğratmak
• denunciation: i. ihbar, ele verme; suçlama; kınama
• deplete: f. boşaltmak, dökmek; tüketmek, bitirmek; kurutmak
• deplorable: s. acınacak halde, acınacak, acıklı, içler acısı
• deplore: f. acımak; üzülmek, teessüf etmek; beğenmemek, hayıflanmak
• deponent: i. etken anlamlı edilgen yapılı fiil; yeminli şahit, tanık s. etken anlamlı edilgen yapılı
• depopulate: f. nüfusunu azaltmak, nüfus azaltılması yoluna gitmek
• deport: f. sınırdışı etmek; dışlamak; uzaklaştırmak; sürgün etmek
• deportment: i. tavır, davranış, hareket, gidiş
• deposition: i. görevden alma; ifade; tahttan indirme; tortu; yeminli ifade verme, tanıklık etme; emanet etme; depozito verme
• depositor: i. para yatıran kimse; emanet eden kimse
• depository: i. emanetçi; depo, ambar
• deprave: f. ahlâkını bozmak; baştan çıkarmak; ayartmak
• deprecate: f. karşı çıkmak, itiraz etmek
• depreciate: f. küçük düşürmek, küçümsemek, değerini düşürmek; ucuzlatmak, değeri düşmek
• depreciation: i. küçültme, değerini düşürme, değeri düşme, amortisman
• depress: f. moralini bozmak
• depression: i. buhran, depresyon, bunalım; çöküntü, çökme; kasvet; daralma, değerini düşürme; bastırma
• depth: i. derinlik, en derin nokta
• derelict: i. terkedilmiş mal, sahipsiz mal; gemi enkazı; dışlanmış kimse; ihmalkâr kişi s. terkedilmiş, sahipsiz; harabe; ihmalkâr, ihmalci, sorumsuz
• deride: f. alaya almak, alay etmek
• derisible:
• derision: i. alay, alay etme
• derivation: i. köken; türetme; türevini alma
• derivative: i. türetilmiş şey, türetme, türev s. türetilmiş, ikincil
• derive: f. türetmek; sağlamak; çıkarmak; kaynaklanmak
• dermatology: i. dermatoloji, deribilim
• derrick: i. vinç, petrol kuyusu iskelesi; bumba
• descendant: i. torun, oğul, neslinden olan kişi; düşen şey
• descendent: i., bak. descendant.
• descent: i. iniş, alçalma; baskın; çöküş, düşme; madene inme; yokuş; nesil, köken; miras kalma; üşüşme
• descry: f. farketmek, ayırt etmek, keşfetmek; seçmek
• desert: f. yüzüstü bırakmak i. çöl s. çorak
• desiccant: kurutucu
• designate: f. göstermek, işaret etmek; tayin etmek, atamak; tanımlamak, adlandırmak s. atanmış, tayin edilmiş
• desist: f. vazgeçmek, çekilmek
• desistance:
• despair: f. umudunu kesmek i. çaresizlik
• desperado: i. umutsuz kimse; her şeyi göze almış kimse; gözü dönmüş kimse; çılgın
• desperate: s. çaresiz, umutsuz
• despicable: s. adi; değersiz; küçümsenen