Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• braggart: s. övünen, böbürlenen, atıcı, palavracı i. kendini öven kimse, böbürlenen kimse, atıcı (Argo); farfara, palavracı
• brandish: f. sallamak, savurmak
• bravado: i. meydan okuma, cesaret gösterisi, kabadayılık; kurusıkı atma
• bray: f. anırmak, anırır gibi bağırmak; dövmek (havanda), ezmek i. anırma, kulak tırmalayıcı ses
• braze: f. pirinçle lehimlemek
• brazier: [brazier (Amer.) ] i. mangal, maltız; pirinç işçisi
• breach: f. gedik açmak, yarmak, kırmak i. ihlal, uymama, çiğneme, bozulma, bozma (anlaşmayı); gedik, yarık, dalgaların sahile vurup kırılması
• breaker: i. dev dalga, kırıcı, kıran şey veya kimse, mancana (gemi)
• breech: i. popo, arka, kuyruk (top), kıç (Argo)
• brethren: i. tarikat üyeleri
• brevity: i. kısalık, özlük
• bric-a-brac: i. antikalar, ufak süs eşyaları, biblolar
• bridle: f. gem vurmak; dizginlemek, frenlemek, zaptetmek, karşı gelmek, başkaldırmak i. dizgin, yular, gem
• brigade: i. tugay, ekip, takım
• brigadier: i. tuğbay, tuğ, tuğgeneral
• brigand: i. haydut, çeteci, eşkıya
• brimstone: i. kükürt s. sarı renkli
• brine: i. tuzlu su, salamura, deniz, okyanus
• bristle: f. diken diken olmak (saç); dolu olmak i. sert kıl, domuz kılı, kıl
• britannia: i. Britanya
• briticism: i. İngiliz İngilizcesine özgü deyim veya söz
• brittle: s. kolay kırılır, kırılgan, gevrek, kıtır kıtır, nazik, ince, hassas
• broach: f. delmek, açmak, ileri sürmek i. matkap, delgi, şiş
• broadcast: f. yayın yapmak [radyo, tv], yaymak, duyurmak, yayımlamak, saçmak, ekmek (tohum) i. yayın [radyo, tv], radyo yayını s. radyo veya televizyonla ilgili
• brogan: kaba kundura
• brogue: i. İrlanda aksanı, aksanlı konuşma; kaba ve sağlam ayakkabı
• brokerage: i. komisyonculuk, komisyon
• bromine: i. brom
• bronchitis: i. bronşit
• bronchus: brons
• brooch: i. broş, iğne (süs)
• brotherhood: i. kardeşlik, birlik
• browbeat: f. ters bakışla korkutmak, gözünü korkutmak, yıldırmak
• brusque: s. kaba, düşüncesiz, nezaketsiz
• buffoon: i. palyaço, soytarı, şaklaban, maskara, muzip, şakacı, dalgacı
• buffoonery: i. maskaralık, soytarılık
• bulbous: s. soğan biçiminde, soğanlı, soğan ile ilgili
• bullock: i. öküz, iğdiş edilmiş boğa
• bulrush: i. kamış; saz, hasir sazi; hasırotu
• bulwark: i. siper, istihkâm, sur, kale duvarı, küpeşte, parapet
• Bumper: i. bereketli şey, ağzına kadar dolu kadeh
• bumptious: s. kendini beğenmiş, ukalâ, kibirli
• bungle: f. acemice iş yapmak, yüzüne gözüne bulaştırmak, berbat etmek, becerememek i. acemice iş, beceriksizlik, karışıklık
• buoyancy: i. suya batmama, canlılık, neşe
• buoyant: s. yüzen, batmaz, kaygısız, neşeli, yüksek (piyasa)
• bureau:
• bureaucracy: i. bürokrasi, kırtasiyecilik, devlet memurları
• burgess: i. kasaba sakini, kasabalı, parlamentodaki kasaba veya üniversite temsilcisi
• burgher: i. kasaba sakini, kasabalı, boer cumhuriyetlerinden birinin yurttaşı
• burnish: f. parlatmak, cilâlı olmak, cilalamak