Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• interlude: i. interlüd, ara, ara faslı, perde arası, antrakt
• intermediate: i. orta dereceli şey s. orta, ara
• interminable: s. sonsuz, uzun, bitmez tükenmez
• intermission: i. antrakt, ara, mola, perde arası
• intermit: f. ara vermek, durdurmak, durmak, kesilmek, tatil olmak
• intermittent: s. aralıklı, kesik kesik, gidip gelen
• interpolation: i. ekleme yapma, ara değerini bulma
• interpose: f. araya koymak, araya girmek, ileri sürmek, itiraz etmek, karşı çıkmak, aracılık yapmak
• interposition: i. karışma, araya girme, araya koyma
• interpreter: i. yorumcu, çevirmen, tercüman, yorumlayıcı
• interrogate: f. ifadesini almak, sorguya çekmek, soru sormak, sorgulamak
• interrogative: i. soru zamiri s. soru, soru soran, sorgu
• interrogatory: i. soru s. soru ifade eden, soru türünden
• interrupt: f. sözünü kesmek, yarıda kesmek
• intersect: f. kesmek, kesişmek
• intervale:
• intervene: f. geçmek, arada olmak, araya girmek, aracılık etmek, karışmak, nüfuzunu kullanmak
• intestacy: i. vasiyetsiz ölme, vasiyeti olmama
• intestate: i. vasiyetname bırakmadan ölen kimse s. vasiyetsiz, vasiyetnamesiz
• intestine: i. bağırsak, iç, ülke içi
• intimacy: i. samimiyet, yakınlık, sıkı dostluk, cinsel ilişki
• intimidate: f. gözünü korkutmak, korkutmak
• intolerable: s. dayanılmaz, çekilmez, tahammül edilmez
• intolerance: i. hoşgörüsüzlük, dayanamama
• intolerant: s. hoşgörüsüz
• intoxicant: i. sarhoş edici içki s. sarhoş edici
• intoxicate: f. sarhoş etmek, kendinden geçirmek, keyif vermek
• intracellular:
• intramural: s. okul içi, bina içinde yapılan, duvarlar içinde olan
• intrepid: s. cesur, korkusuz, gözüpek
• intricacy: i. karışıklık, karmakarışıklık, anlaşılmazlık
• intricate: s. karmakarışık, girift, dallı budaklı, karışık
• intrigue: f. entrika çevirmek, gizlice sevişmek, ilgisini çekmek, ayartmak, kandırmak, şaşırtmak i. entrika, dolap, fesat, dalavere
• intrinsic: s. esas, asıl, gerçek
• introductory: s. giriş niteliğinde olan, tanıtıcı
• introgression:
• intromit:
• introspect: f. içgözlem yapmak, kendi duygularını ölçmek
• introspection: i. içgözlem
• introversion: i. içeriye dönme, içe dönüklük, içine kapanıklık
• introvert: f. kendine çevirmek, kendi içine çevirmek i. içe dönük kimse, içine kapanık kimse
• intrude: f. zorla sokmak, zorla sokulmak, izinsiz girmek, tecâvüz etmek, davetsiz gelmek
• intrusion: i. zorla girme, davetsiz gelme, izinsiz girme, tecâvüz, ihlal
• intuition: i. sezgi, sezi, önsezi
• inundate: f. su basmak, sel basmak, boğmak
• inundation: i. su baskını, sel, boğma
• inure: f. alıştırmak, yürürlüğe girmek
• invalid: f. çürüğe çıkarmak i. hasta, sakat s. geçersiz, hükümsüz
• invalidate: f. geçersiz kılmak, hükümsüz kılmak, iptal etmek, boşa çıkarmak
• invaluable: s. paha biçilmez