Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• analogous: s. analojik, benzer, benzeşen, andıran
• analogy: i. analoji, benzeşim, benzerlik, örnekseme; karşılaştırma, kıyas
• analyst: i. analist, tahlilci, araştırmacı
• analyze: [analyze (Amer.) ] f. analiz etmek, tahlil etmek, çözümlemek, incelemek, araştırmak
• anarchy: i. anarşi, başsızlık, kargaşa, başıboşluk
• anathema: i. aforoz, lanetleme, lânetlenmiş kimse, lânetli şey, nefret edilen şey
• anatomy: i. anatomi, anatomik yapı, vücut yapısı; inceleme, analiz
• ancestry: i. ecdat, atalar, soy
• anecdote: i. fıkra, hikâye, kısa hikâye, anekdot
• anemia: i. kansızlık, anemi
• anemic: s. kansız, anemik; beti benzi kaçmış, solgun
• anemometer: i. anemometre, rüzgârölçer
• anesthetic: i. anestetik ilaç, anestetik, uyuşturucu ilaç s. anestetik, uyuşturucu
• anew: zf. yeniden, tekrar, baştan, bir daha
• angelic: s. melek gibi, meleklere özgü
• anglo-saxon: i. anglosakson, eski ingilizce
• anglophobia: i. İngiliz düşmanlığı
• angular: s. açısal, köşeli, açılı; çöp gibi (Argo), kemikleri sayılan; sevimsiz, soğuk
• anhydrous: s. susuz
• animadversion: i. eleştiri, tenkit, kınama, sitem
• animadvert: f. eleştirmek, tenkit etmek
• animalcule: i. mikroskobik hayvan, hayvancık
• animate: f. canlandırmak, hareketlendirmek, anime etmek, neşelendirmek, diriltmek s. canlı, yaşayan; hareketli, neşeli, hayat dolu
• animosity: i. düşmanlık, kin, nefret, husumet
• annalist: i. tarihçi, kronik yazarı
• annals: i. tarih, kronik, tarihsel olaylar
• annex: f. eklemek, ilave etmek, katmak, topraklarına katmak; habersiz almak i. ek, ilave, eklenti; ek bina
• annihilate: f. iptal etmek, yoketmek, imha etmek, feshetmek, ortadan kaldırmak, bozmak; yenmek, elemek
• annotate: f. dipnot koymak, çıkma yaparak açıklamak
• annual: i. yıllık, senelik
• annuity: i. yıllık taksit, yıllık ödenek
• annunciation: i. duyuru, ilan, haber verme
• anode: i. anot, pozitif kutup, artı uç
• anonymous: s. anonim, imzasız, isimsiz, yaratıcısı bilinmeyen
• antagonism: i. antagonizm, düşmanlık, kin, rekabet, zıtlık
• antarctic: i. Güney kutbu ve yöresi
• ante: f. para koymak, para sürmek, ödemek, para vermek i. bop, pokerde kart almadan ortaya konulan para, giriş ök. önce, ön; evvel
• antecede: önce gelmek
• antecedent: i. yerine zamir gelen isim, öncül s. önceki, evvelki, önce gelen
• antechamber: i. bekleme odası, giriş salonu, antre
• antedate: f. geçmiş tarih atmak; önce gelmek, sezmek
• antediluvian: s. tufandan öncesine ait, çok eski i. eski kafalı kimse, çok yaşlı kimse
• antemeridian:
• antemundane:
• antenatal: s. doğum öncesi, doğumdan önceki
• anterior: s. öndeki, ön, önceki, evvelki
• anteroom: i. bekleme odası, giriş salonu, antre
• anthology: i. antoloji, seçmeler, güldeste
• anthracite: i. antrasit, taşkömürü, parlak taşkömürü
• anthropology: i. antropoloji, insanbilim