Toefl-ielts-toeic kelimeleri

• impersuadable:
• impertinence: i. terbiyesizlik, saygısızlık, küstahlık
• imperturbable: s. ağırbaşlı, soğukkanlı, sakin
• impervious: s. geçirmez, su geçirmez, etkilenmez, dayanıklı, vurdumduymaz
• impetuosity: i. acelecilik, tez canlılık, ataklık, şiddet
• impetuous: s. aceleci, tez canlı, coşkun, düşüncesizce yapılan, şiddetli, hızlı
• impetus: i. hız, şiddet, dürtü, güdü
• impiety: i. allah'a saygısızlık, dinsizlik, saygısızlık
• impious: s. allah'sız, dinsiz, dine saygısız, saygısız
• implausible: s. inanılmaz, mantıksız, makul olmayan
• impliable:
• implicate: f. içermek, sokmak, bulaştırmak, karıştırmak, içine almak, kapsamak
• implicit: s. ima edilen, üstü kapalı, itirazsız, tam, kesin
• imply: f. içermek, kastetmek
• impolitic: s. politik olmayan, uygunsuz, aykırı
• importation: i. ithalat, ithal malı
• importunate: s. ısrarla isteyen, ısrar eden, acil, sırnaşık
• importune: f. ısrarla istemek, başının etini yemek, sıkboğaz etmek
• impotent: s. aciz, güçsüz, iktidarsız, etkisiz
• impoverish: f. fakirleştirmek, yoksullaştırmak, güçsüzleştirmek, verimsizleştirmek, zayıflatmak
• impracticable: s. uygulanamaz, yapılamaz, kullanışsız, ele avuca sığmaz, geçilmez
• impregnable: s. zaptedilemez, ele geçirilemez, etkilenmez, dayanıklı, içirilebilir
• impregnate: f. hamile bırakmak, döllemek, aşılamak, içirmek, emdirmek i. hamile, gebe, döllenmiş, aşılanmış, doymuş, emmiş
• impromptu: i. hazırlıksız yapılmış şey, doğaçlama, emproptü s. hazırlıksız yapılan, doğaçlama
• improper: s. hatalı, uygun olmayan, yanlış, uygunsuz, münasebetsiz, yersiz, terbiyesiz, açık saçık
• impropriety: i. uygunsuzluk, yanlışlık, yanlış kullanma
• improvident: s. tedbirsiz, müsrif, tutumsuz, sağgörüsüz
• improvise: f. doğaçlama yapmak, uydurmak, geçici olarak bulmak, baştan savma yapıvermek
• imprudent: s. tedbirsiz, ihtiyatsız, düşüncesiz
• impudence: i. saygısızlık, terbiyesizlik, utanmazlık, yüzsüzlük, arsızlık
• impugn: f. karşı olmak, yalanlamak, kuşkulanmak, şüphe etmek
• impulsion: i. dürtü, itme, itici güç
• impulsive: s. itici, dürtücü, düşüncesiz, düşünmeden hareket eden
• impunity: i. cezadan muaf olma, cezasız kalma
• impure: s. saf olmayan, katışık, kirli, pis, ahlaksız, iffetsiz, cenabet
• impute: f. üstüne yıkmak, itham etmek, yüklemek, suçlamak, atfetmek
• inaccessible: s. ulaşılamaz, yaklaşılamaz, erişilemez
• inaccurate: s. yanlış, hatalı, kusurlu
• inactive: s. hareketsiz, pasif, çalışmayan, etkisiz, tembel, atıl, durgun, nötr
• inadequate: s. yetersiz, eksik, elverişsiz
• inadmissible: s. kabul edilemez, uygun görülemez
• inadvertent: s. dikkatsiz, dikkatsizlikten kaynaklanan, yanlışlıkla yapılan, kazara olan
• inadvisable: s. mantıksız, yerinde olmayan, yanlış, tavsiye edilemez
• inane: s. anlamsız, boş, beyhude, saçma, aptal
• inanimate: s. cansız, ölü, ruhsuz, donuk, sıkıcı
• inapprehensible: s. anlaşılmaz
• inapt: s. uygun olmayan, yersiz, beceriksiz, yeteneksiz, toy
• inarticulate: s. anlaşılmaz, konuşma özürlü, derdini anlatamayan, konuşamaz, dilsiz, eklemsiz
• inaudible: s. duyulamaz, işitilemez
• inborn: s. doğuştan, doğal