go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1543 kişi  15 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

me

zm. bana, beni
  • - Do you realize what you're saying? - Yes, this guy ripped me off.
    - Ne söylediğinin farkında mısın? - Evet, bu adam beni soydu.

  • - What do you want?
    - You cannot give me what l want. Should l tell you the truth?
    - Here! A hot cup of tea. Drink it! Why don't you drink ?
    - Ne istiyorsun?
    - Sen bana istediğimi veremezsin. Sana gerçeği söyleyeyim mi?
    - Al bir fincan sıcak çay. İç şunu! Neden içmiyorsun?
  • - What do you want?
    - The truth. Who's Steve Lambert?
    - I don't know.
    - Are we living some kind of lie? What'll I find out next? That you are married? Where are you going?
    - What do you want me to say?
    - Ne istiyorsun?
    - Gerçeği. Steve Lambert kim?
    - Bilmiyorum.
    - Bir çeşit yalanı mı yaşıyoruz? Gelecek sefer ne öğreneceğim? evli olduğunu mu? Nereye gidiyorsun?
    - Sana ne söylememi istiyorsun?
  • - What do you want?
    - The truth!
    - Who's Steve Lambert?
    - I don't know.
    - Are we living some kind of lie? What'll I find out next? That you are married?
    -What do you want me to say?
    - I don't want you to say anything!
    - Ne istiyorsun?
    - Gerçeği.
    - Steve Lambert kim?
    - Bilmiyorum.
    - Bir tür yalan mı yaşıyoruz? Gelecek sefer ne öğreneceğim? Evli olduğunu falan mı?
    - Ne dememi istiyorsun?
    - Hiçbir şey demeni istemiyorum.
  • - What was that all about? - They said they were interested in me.
    - Ne hakkındaydı bu? - Benimle ilgilendiklerini söylediler.

  • - What do you mean, "we're"? - Susan wants me to be there.
    - Ne demek "söyleyeceğiz"? - Susan benim de orada olmamı istiyor.

  • - What did you say? - You heard me.
    - Ne dedin? - Ne dediğimi duydun.

  • - Anyhow, I got me a good lawyer.
    - You got about a minute...
    - Nasıl olsa iyi bir avukatım var.
    - Bana öğrenmek istediğimi...

  • - My customers may ask for me by name 'Gigolo Joe'.
    - Why do you do that?
    - That's just what I do.
    - Now follow me!
    - Müşterilerim beni ismimle sorabilirler, Jigolo Joe.
    - Neden bu işi yapıyorsun?
    - Bu yalnızca benim işim.
    - Şimdi beni takip et!
  • - I had made an unhappy boy temporarily happy. And there wasn't anything in it for me at all. I didn't even want to shag his mum.
    - Mutsuz bir çocuğu geçici olarak mutlu ettim. Üstelik bana hiç bir faydası da yoktu. annesiyle yatmak dahi istemedim.
  • - Probably wants to whine to me about his latest boyfriend. Friends like that are hard to deal with sometimes.
    - That's what friends are for.
    - I know that,
    - Muhtemelen son erkek arkadaşı ile ilgili sızlanmak istiyor.Bu tip arkadaşlar baş etmek bazen zor oluyor.
    - Arkadaşlar bunun içindir.
    - Bunu biliyorum.
  • - I was born purple ...so purple they thought I was dead. True or false. They ignored me for two hours while trying to save my mother. Then they decided to wash me, so I'd look decent for the funeral.
    - Mor doğmuşum... o kadar mor ki beni ölü zannetmişler. Doğru ya da yanlış. Annemi kurtarmaya çalıştıkları iki saat boyunca ilgilenmemişler benle. Sonra cenazede düzgün gözükeyim diye beni yıkamaya karar vermişler.
  • - Folks, l want yo to meet Willie Stark the next governor of our state.
    - Bear patiently with me for a few minutes. l'd like to tell you what this state needs.
    - Millet, sizi eyaletimizin bir sonraki valisi ile tanıştırmak istiyorum.
    - Birkaç dakika bna sabırla katlanmanızı istiyorum. Size bu eyaletin ne ye ihtiyacı olduğunu anlatmak istiyorum.
  • - You can't get in to see Mike?
    - He's got me waiting in a lobby!
    - Mike'ı hala göremedin mi?
    - Beni lobide bekletiyor!
  • - Mike is right.
    - Let me ask you something.
    - Mike haklı.
    - Sana bir şey sorayım.
  • - I hate the graveyard shift. It fucks my system.
    - All the shit you eat is fucking up your system. I love graveyard. No traffic. Nothing's worse than a 459 crosstown during rush hour.
    - You like graveyard because you have insomnia.
    - I know what puts me to sleep.
    - Mezarlık vardiyesinden nefret ediyorum. Sistemime sıçıyor.
    - O yediğin boklar sistemine sıçıyor. Ben mezarlığı seviyorum. Trafik yok. Hiçbir şey 459 şehirlerarasını kalabalık vakitte geçmekten kötü değildir.
    - Sen mezarlığı seviyorsun çünkü uykusuzluk sorunun var.
    - Beni ne uyutur biliyorum.
  • - l forgot my handkerchief. Can you lend me one?
    - l've only got Kleenex.
    - l never blow my nose in paper.
    - Mendilimi unutmuşum. Bana bir tane ödünç verebilir misin?
    - Sadece kağıt mendil var yanımda.
    - Burnumu kağıda silemem.
  • - I have told Madame Olenska.
    - What?
    - That we're engaged. I want everybody to know. Let me announce it at the ball.
    - Madam Olenska’ya söyledim.
    - Neyi?
    - Nişanlandığımızı. Herkes bilsin istiyorum. İzin ver baloda açıklayayım.
  • -Please, help me
    - Get inside. Take off your clothes.
    - Lütfen,bana yardım edin.
    -İçeri gir. Kıyafetlerini çıkar.
  • - Please say you're okay.
    - God, that hurt.
    - I never did that before. I never hit anyone. Can you see?
    - I can see only blood.
    - Let me get a towel.
    - I could have you arrested.
    - Lütfen iyi olduğunu söyle.
    - Tanrım, bu çok acıttı.
    - Bunu daha önce yapmadım. Hiç birisine vurmadım. Görebiliyor musun?
    - Sadece kan görüyorum.
    - Sana bir havlu getireyim.
    - Seni tutuklatabilirim.

12,775 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025