- l read, you arrived today, Lois! How nice!
- How did you know l was here?
- l called your hotel. They said you were on this number.
- Nickie,, l've been thinking about you morning, noon and night.
- Bugün geldiğini okudum, Lois. Ne güzel!
- Burada olduğumu nereden bildin?
- Otelini aradım. Bu numarada olduğunu söylediler.
- Nickie, sabah, öğlen ve akşam hep seni düşündüm.
- This is a recent issue, and there's an article in here written by "a keen mind of the South", who...My former vice-president, John Calhoun, perhaps.
- Could it be?
- Bu, son zamanların konusu, ve burada 'Güney'in keskin zihni' ki bu ... belkide benim önceki başkan yardımcım John Calhoun tarafından yazılmış bir makale var.
- Olabilir mi?
- Let's not walk this way.
- Where are we going?
- This way now.
- Are you in trouble? Have you run away?
- My mommy told me to run away.
- Why?
- I guess because Henry didn't like me.
- Why was that?
- Martin came home.
- And who is he?
- Martin is Mommy and Henry's real son.
- Bu yoldan yürümeyelim.
- Nereye gidiyoruz?
- Şimdi buradan.
- Başın dertte mi? Kaçtın mı?
- Kaçmamı annem söyledi.
- Neden?
- Çünkü sanırım Henry beni sevmediği için.
- Neden o?
- Martin eve geldi.
- Ya o kim?
- Martin annem ve Henry gerçek oğlu.
- Let's not walk this way.
- Where are we going?
- This way now.
- Are you in trouble? Have you run away?
- My mommy told me to run away.
- Why?
- I guess because Henry didn't like me.
- Why was that?
- Martin came home.
- And who is he?
- Martin is Mommy and Henry's real son.
- Bu yoldan yürümeyelim.
- Nereye gidiyoruz?
- Şimdi buradan.
- Başın dertte mi? Kaçtın mı?
- Kaçmamı annem söyledi.
- Neden?
- Çünkü sanırım Henry beni sevmediği için.
- Neden o?
- Martin eve geldi.
- Ya o kim?
- Martin annem ve Henry gerçek oğlu.
- I want to move out of this place and move all these damn records.
- That'll teach you to have a hobby. Be careful with those. You break them, I'll kill you.
- Bu yerden taşınmak ve bu aptal plakları da taşımak istiyorum.
- Bu sana bir hobi sahibi olmayı öğretecek. Bunlara dikkat et! Onları kırarsan, seni öldürürüm.
- I gambled in this race. This horse has a good timing. lt's a healthy horse, never had a problem. The jockey is light.
- As far as I know, you've never made 19 grands, have you?
- Bu yarışta oynadım. Bu atın zamanlaması iyi. Sağlıklı bir at, hiç problemi olmadı. Cokey hafif.
- Benim bildiğim kadarıyla, 19 dolar bile kazanamadın bugüne dek, değil mi?
- It is the annual banquet and presentation of the highest honour our theatre has: for the Sarah Siddons Awards. I placed in presenting this highest honour. Surely no actor is older than I.
- Bu tiyatromuzun her yıl Sarah Siddons Ödülleri için düzenlenen en onurlu yemeği ve sunumudur. Bu en onurlu geceyi sunmakla görevlendirildim. Elbette benden daha yaşlı bir aktörümüz bulunmuyor.
- I've been authorized to tell you that this offer expires in 60 seconds.
- Is this a joke?
- 55 seconds.
- You tell your employer, if he ever wastes my time like this again,our next meeting will not be happening.
- Bu teklif süresinin 60 saniye içinde dolacağını size söylemek için görevlendirildim.
- Bu bir şaka mı?
- 55 saniye.
- İşverenine söyle, eğer vaktimi bir daha bu şekilde harcarsa, gelecek toplantımız gerçekleşmeyecek.
- Follow me this way Jerk, you shouldn´t have hit me so hard.
- Oh, my God, come here. Hey, there´s no knob here!
- Oh, God, here we go. Olivia, what´s with this door? lt´s not opening.
- Bu taraftan beni izle, Jerk, bana bu kadar sert vurmamalıydın.
- Oh, aman Tanrım. Buraya gel. Hey, burada tokmak yok.
- Oh, Tanrım. Başladık yine.Olivia, kapının nesi var? açılmıyor.
- I don't like seeing this stuff.
- Me neither. He may even be a murderer.
- Crazy! I almost slept in a hotel with a murderer! Are you OK? You're so pale.
- It's just the neon lights.
- It's a real shock. I'm freaking out here.
- Bu şeyleri görmek hoşuma gitmiyor.
- Benim de. Bir katil bile olabilir.
- Çılgınlık! Otelde bir katille birlikte kalıyordum yani neredeyse. İyi misin? Çok solgunsun.
- Neon ışıklarındandır.
- Gerçk bir şok. Çıldıracağım birazdan.
- I've always thought that you hated this city, Colonel.
- The passion to build has cooled and the joy of reconstruction forgotten, and now it's just a garbage heap made up of fools.
- Bu şehirden hep nefret ettiğinizi düşünürdüm, Albay.
- inşa etme tutkusu soğudu ve kalkınma mutluluğu unutuldu, ve şimdi ahmaklar tarafından yapılmış bir çöp yığını sadece.