go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1475 kişi  19 Haz 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

this

zm. bu
zf. böyle
  • - Hey, man. Man. Tell me.. ...should l be worried?
    - No, boss.
    - Shut the fuck up! People is trying to jack my loads here in Miami. I own this fucking town. You see? This is my town.
    - Hey, dostum. Dostum. Endişelenmeli miyim... söyle.
    - Hayır, patron.
    - Sen kapa lanet çeneni! İnsanlar burada Miami'de bana torpil yaptırmaya çalışıyorlar. Bu lanet şehir benim. Gördün mü? Bu benim şehrim.
  • - Hey, pretty cool, huh? Nifty lids.
    - All right, this is for Mikey.
    - All righty
    - Hey, it's a lampshade. Let's see.
    - And for Leonardo,there you go. What else do we have here?
    - And Donatello...?
    - Japanese swords.
    - Hey, çok hoş, ha? Kullanışlı botlar.
    - Tamam, bu Mikey için.
    - Tamamdır.
    - Hey, bu bir abajur. Bir bakalım.
    - Ve Lomberdo için, al bakalım. Başka neyimiz var?
    - Ya Donatello...?
    - Japon kılıçları.
  • - Hey, kids! Get out of my car! Lock the doors. That's my car. Get out of there. Get out of my car. Oh, thanks, mister. You saved our lives.
    - He's a car thief. This is a stolen car?
    - No.
    - Hey, çocuklar! arabamdan çekilin! Kapıları kilitle. O benim arabam. Çekilin oradan. Arabamdan uzaklaşın. Oh, teşekkürler bayım. Hayatımızı kurtardınız.
    - O bir araba hırsızı. Bu araba çalıntı mı?
    - Hayır.
  • - I've checked everyone. Mr. Striker's the only one. What's your flying experience?
    - I flew single-engine fighters, but this plane has four engines.
    - Herkesi kontrol ettim. Bay Striker tek kişi. Senin uçuş tecrüben nedir?
    - Tek motorlu savaş uçakları ile uçtum, ama bu uçak dört motorlu.
  • - Everyone was waiting for you.
    - l had to go to a party. l came home early, my wife was out. The house was locked.
    - This house is also yours.
    - So l came here. lt's good you were at home.
    - Herkes seni bekliyordu.
    - Bir partiye gitmem gerekiyordu. Eve erken geldim, karım dişardaydı. Ev kilitliydi.
    - Burası senin de evin.
    - Ve buraya geldim. Evden olman da iyi oldu.
  • - I am becoming what I despise. I tell mysel that I got into this to bring Danny's killer to justice. The truth is,I'm more interested in revenge.
    - Her zaman hakir gördüğüm şey haline geliyorum. Bu işe Danny'nin katilini adalete teslim etmek için bulaştığımı söylüyorum kendime. Ama gerçek şu ki; intikamla daha ilgiliyim.
  • - I've aIways been a bum.
    - This is a great beginning. He's honest about himseIf.
    - Go on, hug your brother.
    - But...
    - Her zaman bir serseri oldum.
    - Harika bir başlangıç. Kendisiyle ilgili dürüst.
    - Hadi. Sarıl kardeşine.
    - Ama...
  • - Welcome aboard, everybody. Some of you may be wondering why this team has been assembled. Your host will give you the answer now, Mr. Weyland.
    - Hepiniz hoşgeldiniz. Bazılarınız bu takımın neden bir araya geldiğini merak ediyor olabilir. Ev sahibiniz şimdi bunun cevabını verecek. Bay Weyland.
  • - We should all lean. Move over, Mole. I'll pilot this thing.
    - Move over where?
    - Everybody lean left. Mole, your other left.
    - Hepimizin eğilmei gerek. Yana kay,Mole. Bu şeyi kullanacağım.
    - Nereye kayayım?
    - Herkese sola eğilsin. Mole, öbür soluna.
  • - It's always about that.
    - No. Not this time.
    - Hep onunla ilgilidir.
    - Hayır. Bu sefer değil.

  • - l'll get right to the point. Our mascot was stolen from his tank last night. Are you familiar with Snowflake?
    - Negative
    - We got him from Miami. He's a rare bottle-nosed dolphin. This is a new trick. He was going to do for the half time show.
    - Hemen konuya gireceğim. Maskotumuz dün gece tankından çalındı. Snowflake'i bilir misin?
    - Hayır.
    - Onu Miami'den almıştık. Az bulunan şişe-burun yunuslardan. Bu yeni oyunu. Şovun yarısını o yapacaktı.
  • - No, I don't want to be apart.
    - You don't get it. They could come here at any moment. It's dangerous here, we'll sleep somewhere else. You leave tomorrow.
    - Is this another attempt to trick me?
    - You idiot!
    - Don't hit me!
    - You're so stubborn. Do as I tell you to.
    - Hayır. Ayrılmak istemiyorum.
    - Anlamıyorsun. Her an buraya gelebilirler. Burası tehlikeli, başka bir yerde uyuyacağız. Yarın gidersin.
    - Bu beni oyuna getirmek için başka bir girişim mi?
    - Seni aptal!
    - Vurma bana!
    - Çok inatçısın. Sana ne diyorsam onu yap.
  • - No, Jack. I can do this on my own.
    - Yes, I know.
    - Hayır, Jack. Bunu tek başıma yapabilirim.
    - Evet, biliyorum.
  • - No, listen!
    - I ain't gonna do this anymore. That's all for me. Good-bye.
    - Okay. I'm gonna see what we have to work withe I'm gonna...
    - Jesus Christ, man. And it's like the room was filled with this thick green and red web, you know? And it's coming out of the table...and it's coming out of the walls,and it's coming out of the floor.
    - Hayır, dinle!
    - Bunu daha fazla yapmayacağım. Benim için bu kadar yeter. Hoşçakal.
    - Tamam. Ne ile uğraşmamız gerektiğini bulacağım. Ben...
    - Yüce Tanrım, dostum. Şu kalın kırmızı yeşil ağ ile örülmüş bir oda gibi burası. Biliyor musun? Ve, masadan çıkıyor... duvarlardan çıkıyor ve yerden çıkıyor.
  • - No, not this drug. This drug is poisonous. And not just disorienting... I hear things. Voices.
    - Voices? Saying what?
    - I'm not supposed to tell.
    - You better tell the doctor.
    - Hayır, bu ilaç olmaz. Bu ilaç zehirli. Sadece desoriyantasyon değil... Bazı şeyler duyuyorum. Sesler.
    - Sesler mi? Ne diyorlar?
    - Bunu söyleyemem.
    - Doktora söylesen iyi olur.
  • - No, this is more important. - She might leave work any minute.
    - Hayır, bu daha öneml,. - İş yerinden her an ayrılabilir.

  • - The Hawaiians call this harbour WaiMomi. It means ''water of pearls.''
    - It's so beautiful. My dad took me up a couple of times.
    - Hawaililer bu limana WaiMomi derler. 'İnci suyu' anlamına geliyor.
    - Çok güzel. Babam beni birkaç kez buraya getirmişti.
  • - While we're toweling off, I flick the towel at her and by accident, I hit her on the ass, and we got this big red mark. I'm all sorry.
    - Havlu savaşı yaparken, okazayla onu kamçıladım, ona poposundan vurdum ve bu kocaman kırmızı iz oldu. Çok üzgünüm.
  • - Airborne is a possibility. But we don't know yet.
    - ls this an international health hazard or a military concern?
    - Both.
    - Are these people alive or dead?
    - We don't know.
    - Havadan indirme harektı bir olasılık. Ama henüz bilmiyoruz.
    - Bu uluslararası bir sağlık riski mi yoksa orduyla mı ilgili?
    - İkisi de.
    - Bu insanlar canlı mı ölü mü?
    - Bilmiyoruz.
  • - Well,remember when I told you I rented this house?
    - Yeah?
    - Hatırlıyor musun sana bu evi kiraladım demiştim?
    - Evet?

13,650 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025