- I've wanted to ask you this all night... Who's Franklin?
- Franklin ? Franklin is my husband.
- Really? Is that his loft, then?
- He owns it, yes.
- Do you live with him?
- No. He's in Turkey.
- Bütün gece sana bunu sormayı istedim... Franklin kim?
- Franklin? Franklin benim kocam.
- Gerçekten mi? Bu çatı dairesi de onun o zaman?
- Sahibi o, evet.
- Onunla mı yaşıyorsun?
- Hayır. O Türkiye'de yaşıyor.
- You ever notice how they never come down here. This is where the work is, right? Same reason we get a half share to their one. Our time is their time.
- Buraya nasılda hiç gelmediklerini fark edemiyorsun. Burası işin olduğu yer, tamam mı? Onların bir payına karşılık bizim yarım almamızla aynı nedenden. Bizim zamanımız onların zamanı.
- I shouldn't have come here, damn it! I should have let you rot in that Turkish jail. Where's the car?
- This way, I'll take you back to the hotel.
- No! I've got to find Zen.
- To do what?
- Buraya hiç gelmemeliydim, kahrtsin! Seni bu Türk hapis hanesinde çürümeye bırakmalıydım. Araba nerede?
- Bu taraftan. Sizi otele geri götüreyim.
- Hayır! Zen'i bulmalıyım.
- Ne için?
- I'll take this to my room so we can go eat.
- No, I can't.
- Macon, what harm would it do to have supper with me? I'm someone from home, you've run into in Paris.
- Bunu odama götürdükten sonra yemeğe gidebiliriz.
- Hayır, yapamam.
- Macon, benimle öğle yemeği yemenin ne zararı var? Pariste karşılaştığın, evden biriyim.
- Where'd you get that?
- From the great Antarctic pine forest right over the hill.
- There are no pine forests in Antarctica.
- This one's a blue spruce.
- There are no blue spruce in...
- I chewed this pine tree down with my teeth. Like a beaver. I'm hungry, I haven't eaten in three days.
- Bunu nereden aldın?
- Tepenin tam üzerindeki Antarktik çam ormanından.
- Antarktika'da çam ormanı yoktur.
- Bu bir mavi ladin.
- Burada mavi ladin...
- Bu çam ağacını dişlerimle çiğnedim. Bir kunduz gibi. Çok açım. Üç gündür yemek yemedim.
- Where'd you get that?
- From the great Antarctic pine forest right over the hill .
- There are no pine forests in Antarctica. This one's a blue spruce.
- Bunları nereden buldun?
- Tepenin üzerindeki büyük Antartika çam ormanından.
- Antartika'da çam ormanı yok. Bınlar mavi Ladin.