go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 583 kişi  19 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

this

zm. bu
zf. böyle
  • - This is the room where you can examine this young lady.
    - And why should I examine this young lady?
    - Bu genç bayanı inceleyebileceğiniz-muayene edebileceğiniz oda burası.
    - O zaman niye bu genç bayanı inceleyeyim-muayene edeyim?
  • - This situation is explosive.
    - Who the hell is that? Explosive, what are you saying man?
    - Bu durum tartışmalı.
    - Bu da kim? Tartışmalı, sen ne diyorsun adam?
  • You handling this case? Yeah.
    - Bu dosyayla sen mi ilgileniyorsun?
    - Evet.
  • -Does this diagrams how us how to get out?
    -Well, uh... no.
    - Bu diyagram buradan nasıl çıkacağımızı gösteriyor mu?
    - Sanırım, oh.. hayır.
  • - This is crazy. I can't equalize the tubes!
    - What do you need?
    - Equalizing valves!
    - Valve?
    - Bu derme çatma. Tüpleri dengeleyemiyorum!
    - Neye ihtiyacın var?
    - Dengeleyici valflere!
    - Valf mi?
  • - She would stay for four or five days this time.
    - The baggage is more than before, is she alright?
    - Bu defa dört beş gün kalacakmış.
    - Bagajı öncekilerden fazla, o iyi mi?
  • - This isn't your first lie either.
    - He tells you he killed his grandma with a hammer? Really?
    - No. Second lie.
    - Why'd you say that?
    - To scare you.
    - Bu da senin ilk yalanın değil.
    - Sana büyükannesini bir çekiçle öldürdüğünü mü söylüyor? Gerçekten mi?
    - Hayır. İkinci yalan.
    - Neden böyle söylüyorsun?
    - Seni korkutmak için.
  • - What's that? We're gonna be ushers at the wedding.
    - I don't recognize half the people in this place. At least they all brought gifts.
    - Bu da nesi? Düğündeki yer göstericiler gibi olduk.
    - Bu insanların yarısını tanımıyorum ben. Neyse en azından hediye getirmişler.
  • - This is major. - I thought you'd like that.
    - Bu çok fazla. - Hoşuna gideceğini düşündüm.

  • - You want to pretend, this isn't gonna be a very big band?
    - Well, it is.
    - You call yourself a leader of this band.
    - But your direction allowed this.
    - Bu çok büyük bir grup olmayacakmış gibi mi hareket etmek istiyorsun?
    - E büyük.
    - Sen kendine bu grubun lideri diyorsun.
    - Ama buna izin veren senin direktiflerin.
  • - Don't take this shit, man. Turns you to jelly
    - Neto, the doctor's here.
    - Go talk to him.
    - Please, Doctor! Excuse me. I have to talk to you.
    - Bu boku alma, dostum. Seni jöle gibi yapar.
    - Neto, doktor geldi.
    - Git konuş onunla.
    - Lütfen, Doktor! Afedersiniz. Sizinle konuşmalıyım.
  • - This is a dream,right?
    - Of course it's a dream.
    - Bu bir rüya değil mi?
    - Elbette, bu bir rüya.
  • - if this is some kind of joke I'm in no mood.. - There must be some misunderstanding. - You're very ill-mannered. - That's right...ill-mannered and a liar - Yes, I said you're a liar! A liar
    - Bu bir çeşit şakaysa hiç havamda değilim. - Bir yanlış anlaşma olmuş olmalı. - Tavırların hastalıklı senin. - Doğru hastalıklı ve yalancı. - Doğru. Demiştim yalancısın sen! Yalancı!
  • - This ain't a bachelor party.
    -Yeah, it is.
    - Tommy is getting divorced tomorrow.
    - Bu bir bekarlığa veda partisi değil.
    - Evet, öyle.
    - Tommy yarın boşanıyor.
  • - But is this an emergency? - Of course it is.
    - Bu bir acil durum mu? - Tabii ki acil durum.

  • - This is my son. Martin, no!
    - We'll have a contest to see who he comes to first.
    - Bu benim oğlum. Martin, hayır!
    - Kimin birinci geleceğini görmek için bir yarışma yapacağız.
  • - This is my date. He's a lawyer.
    - Does he have a name, or should l call him "Lawyer"?
    - l'm sorry. This is Ace. Tom Ace.
    - Pleasure to meet you. Congratulations on all your success. You smell terrific!
    - Bu benim flörtüm. O bir avukat.
    - Bir ismi var mı yoksa ona 'avukat' diye mi seslenmeliyim?
    - Pardon. Bu Ace. Tom Ace.
    - Sizinle tanışmak bir zevk. Tüm başarılarınızı tebrik ederim. Çok güzel kokuyorsunuz.
  • -This always brought me good luck.You should carry it tonight
    - An orange peel ?
    - Not just any orange peel..Scottie Pippen dropped this orange peel at the Sonics game.and I picked it up.
    - Bu bana hep şans getirdi.Bu gece bunu taşımalısın.
    -Kabuğu soyulmuş bir portakal?
    -Herhangibir kabuğu soyulmuş portakal değil bu. Soothe Pippen , Soniklerle olan maçta düşürdü bunu yere ve bende aldım.
  • - From this moment forward I, John, am king of England.
    - Aren't you a little premature, brother Richard!
    - The Lion-Heart.
    - He's lying! He's an imposter. The king lives.
    - Men of Sherwood Robin Hood. It's a trick of the outlaws! Kill him! Seize him!
    - Bu andan itibaren, ben, John İngiltere'nin kralıyım.
    - Biraz vakitsiz değil misin, Richard kardeş!
    - Aslan yürek!
    - Yalan söylüyor. O vergileri koyan kişi. Kral yaşıyor.
    - sherwood'lu Robin Hood! Kanunsuzların oyunu bu! Öldürün onu! Yakalayın!
  • - Tell me more about this key.
    - Oh, it's not an ordinary key. It's a jewel
    - A jewel?
    - Yes. The heart of Ahirman.
    - Well, can it be worn?
    - Only by me. No one else dares to touch it.
    - Bu anahtarla ilgili daha fazla şey anlat bana.
    - Oh, o sıradan bir anahtar değil. O bir mücevher.
    - Mücevher mi?
    - Evet. Ahirman'ın kalbi.
    - Peki, takılabilir mi?
    - Sadece benim tarafımdan. Başka hiç kimse ona dokunmaya cesaret edemez.

13,650 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025