- This isn't your first lie either.
- He tells you he killed his grandma with a hammer? Really?
- No. Second lie.
- Why'd you say that?
- To scare you.
- Bu da senin ilk yalanın değil.
- Sana büyükannesini bir çekiçle öldürdüğünü mü söylüyor? Gerçekten mi?
- Hayır. İkinci yalan.
- Neden böyle söylüyorsun?
- Seni korkutmak için.
- You want to pretend, this isn't gonna be a very big band?
- Well, it is.
- You call yourself a leader of this band.
- But your direction allowed this.
- Bu çok büyük bir grup olmayacakmış gibi mi hareket etmek istiyorsun?
- E büyük.
- Sen kendine bu grubun lideri diyorsun.
- Ama buna izin veren senin direktiflerin.
- if this is some kind of joke I'm in no mood.. - There must be some misunderstanding. - You're very ill-mannered. - That's right...ill-mannered and a liar - Yes, I said you're a liar! A liar
- Bu bir çeşit şakaysa hiç havamda değilim. - Bir yanlış anlaşma olmuş olmalı. - Tavırların hastalıklı senin. - Doğru hastalıklı ve yalancı. - Doğru. Demiştim yalancısın sen! Yalancı!
- This is my date. He's a lawyer.
- Does he have a name, or should l call him "Lawyer"?
- l'm sorry. This is Ace. Tom Ace.
- Pleasure to meet you. Congratulations on all your success. You smell terrific!
- Bu benim flörtüm. O bir avukat.
- Bir ismi var mı yoksa ona 'avukat' diye mi seslenmeliyim?
- Pardon. Bu Ace. Tom Ace.
- Sizinle tanışmak bir zevk. Tüm başarılarınızı tebrik ederim. Çok güzel kokuyorsunuz.
-This always brought me good luck.You should carry it tonight
- An orange peel ?
- Not just any orange peel..Scottie Pippen dropped this orange peel at the Sonics game.and I picked it up.
- Bu bana hep şans getirdi.Bu gece bunu taşımalısın.
-Kabuğu soyulmuş bir portakal?
-Herhangibir kabuğu soyulmuş portakal değil bu. Soothe Pippen , Soniklerle olan maçta düşürdü bunu yere ve bende aldım.
- From this moment forward I, John, am king of England.
- Aren't you a little premature, brother Richard!
- The Lion-Heart.
- He's lying! He's an imposter. The king lives.
- Men of Sherwood Robin Hood. It's a trick of the outlaws! Kill him! Seize him!
- Bu andan itibaren, ben, John İngiltere'nin kralıyım.
- Biraz vakitsiz değil misin, Richard kardeş!
- Aslan yürek!
- Yalan söylüyor. O vergileri koyan kişi. Kral yaşıyor.
- sherwood'lu Robin Hood! Kanunsuzların oyunu bu! Öldürün onu! Yakalayın!
- Tell me more about this key.
- Oh, it's not an ordinary key. It's a jewel
- A jewel?
- Yes. The heart of Ahirman.
- Well, can it be worn?
- Only by me. No one else dares to touch it.
- Bu anahtarla ilgili daha fazla şey anlat bana.
- Oh, o sıradan bir anahtar değil. O bir mücevher.
- Mücevher mi?
- Evet. Ahirman'ın kalbi.
- Peki, takılabilir mi?
- Sadece benim tarafımdan. Başka hiç kimse ona dokunmaya cesaret edemez.