go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 917 kişi  21 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

of

ed. nin, ın, den, li, yüzünden
  • - What do you want?
    - The truth. Who's Steve Lambert?
    - I don't know.
    - Are we living some kind of lie? What'll I find out next? That you are married? Where are you going?
    - What do you want me to say?
    - Ne istiyorsun?
    - Gerçeği. Steve Lambert kim?
    - Bilmiyorum.
    - Bir çeşit yalanı mı yaşıyoruz? Gelecek sefer ne öğreneceğim? evli olduğunu mu? Nereye gidiyorsun?
    - Sana ne söylememi istiyorsun?
  • - What do you want?
    - The truth!
    - Who's Steve Lambert?
    - I don't know.
    - Are we living some kind of lie? What'll I find out next? That you are married?
    -What do you want me to say?
    - I don't want you to say anything!
    - Ne istiyorsun?
    - Gerçeği.
    - Steve Lambert kim?
    - Bilmiyorum.
    - Bir tür yalan mı yaşıyoruz? Gelecek sefer ne öğreneceğim? Evli olduğunu falan mı?
    - Ne dememi istiyorsun?
    - Hiçbir şey demeni istemiyorum.
  • - You could do anything you like. The more fantastic, the better. That's what people want: fantasy. You write a proper part for me.. ...a couple of catchy songs.. ... I guarantee you a triumph deluxe! What do you say?
    - How much will you pay me?
    - Well, madame......how about half the receipts?
    - Ne istersen yapabilirsin. Ne kadar çok fantazi, o kadar iyi. İnsanların istediği bu: fantazi. Bana düzgün bir parça yaz... dikkat çekici birkaç şarkı... Ben de sana ekstra lüks bir zaferi garanti edeyim. Ne diyorsun?
    - Bana ne kadar ödeyecksiniz?
    - Peki, bayan... hesapların yarısına ne dersiniz?
  • - Time for what?
    - Time to talk you out of this.
    - Ne için zaman?
    - Seni bundan vazgeçirmek için.
  • - What do you have to be mad about? I understand it must have been hard for you when I left. But you didn't put up a fight.
    - What kind of fight was I supposed to put up?
    - Ne için kızmak zorundasın? Gittiğimde herşey senin için zor olmuş olmalı, anlıyorum. Ama kavga çıkartmadın?
    - Ne tür bir kavga çıkartmam gerekirdi?
  • - What kind of plans? - What's the difference?
    - Ne gibi planlar? - Ne farkeder?

  • - What do you mean? Are you accusing him of cheating the company?
    - He's dead anyway. It's a closed case for the company.
    - Ne demek istiyorsun? Onu şirketi dolandırmakla mı suçluyorsun?
    - Öldü zaten. Şirket için kapanmış bir dava artık.
  • -What sort of bag?
    -A handbag, inspector. My wife lost it at Victoria Station. But I got it back from the lost and found.
    - Ne çeşit bir çanta?
    - Bir el çantası dedektif. Karım onu Victoria İstasyonu'nda kaybetmişti. Ancak onu kayıp bürosundan geri almıştım.
  • - What kind of a look? - I know that look.
    - Ne çeşit bir bakış? - O bakışı biliyorum.

  • - What would you like?
    - Yeah, I'd like three orders of garlic chicken.
    - And then?
    - And then three orders of white rice.
    - Ne alırdınız?
    - Şey... Üç porsiyon sarımsaklı tavuk.
    - Başka?
    - Başka...Üç porsiyon pilav istiyorum.
  • - What'd you buy, mom?
    - I didn't. It's a gift from your aunt Helen. I'm sure it's another one of her little jokes.
    - Ne aldın anne?
    - Ben almadım. Teyzen Helen' dan sana bir hediye, Eminim bu da onun küçük şakalarından biridir.
  • - Ndugu and I, want you to know that he receives all of your letters. He hopes that you are happy in your life and healthy. He thinks of you everyday. And he wants very much your happiness.
    - Ndugu ve ben tüm mektuplarını aldığını bilmeni istiyoruz.Hayatından mutlu ve sağlıklı olmanı umuyor. Her gün seni düşünüyor. Ve senin mutluluğunu çok istiyor.
  • - I can't forget how we loved so passionatel Regardless of the misunderstandings...
    - Nasılda ihtiraslı bir biçimde sevdiğimizi unutamıyorum. Geçimsizliklere bile aldırmadan...
  • - Remember how we met? You threw a loaf of bread at a duck's head and killed it.
    - Excuse me? What's this about a duck?
    - Nasıl tanıştığımızı hatırlıyor musun? Bir ördeğin kafasına bir somun ekmek atmıştın ve onu öldürmüştün.
    - Pardon? Ördekle ne alaksı var tanışmamızın?
  • - Remember how we met? Remember why?
    - Because you threw a loaf of bread at a duck's head and killed it, basically.
    - Nasıl karşılaştığımızı hatırlıyor musun? Peki ya nedenini?
    - Çünkü esasında sen bir ekmek somununu ördeğin kafasına atıp onu öldürdün.
  • - What kind of favor?
    - It's nothing difficult. You know that piano house down the hill.
    - Yes, sir.
    - Go to the house and tell the maid that you came to see the teacher.
    - Nasıl bir iyilik?
    - Zor birşey değil. Tepenin aşağısındaki piyano evini biliyorsun.
    - Evet, efendim.
    - O eve git ve hizmetçiye öğretmeni görmeye geldiğini söyle.
  • -What kind of people end up at the bottom of a dam?
    - I think people who got involved in something awful.
    - Nasıl bir insan barajın dibine bırakılır ki?
    - Bence çok kötü şeylere bulaşan bir insan.
  • - I was immediately struck by their music, their beat and sense of humour on stage. Even when I met them, I was struck again by their personal charm.
    - Müziklerine, tempolarına ve sahnedeki mizah anlayışlarına hemen vurulmuştum. Onlarla tanıştığımda bile, bu sefer kişisel cazibelerine çarpıldım.
  • - Probably in the morning they'll launch their attack here.
    - We'll let them get in.
    - Not all of them. Just one. Or two. As soon as they enter, we shut the gates.
    - Muhtemelen sabah buraya saldırılarına başlayacaklar.
    - , İçei girmelerine izin vereceğiz.
    - Hepsinin değil. Birisinin. Ya da ikisinin. Onlar içeri girer girmez, kapıları kapatacağız.
  • - Monica, can you feel my hand on the back of your neck?
    - Yes.
    - Does any of this hurt?
    - No.
    - Monica, boynunun arkasında elimi hissedebiliyor musun?
    - Evet.
    - Bunlar acıtıyor mu?
    - Hayır.

91,407 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025