- On the first piece of paper I see Boniface's exquisite handwriting. And the one with wrong spelling should be Pepinot's. And the one with music notes, that's Morange's.
- İlk kağıtta Boniface'in güzel el yazısını görüyorum. İmla hatalı olan da Pepinot2unki olmalı. Müzik notalarının olduğu da Morange'ninki.
- What do you mean, interested? What's so interesting about her?
- Okay, Marcus, here. Here's my last scrap of dignity. Enjoy it. I want to go out with her.Okay? I'd like her to be my girlfriend.
- İlgili demekle ne kastediyorsun? Onunla ilgili bu kadar ilginç olan ne?
- Tamam, Marcus, işte. İşte saygınlığımın son kırıntısı. Tadını çıkar. Ben onunla dışarı çıkmak istiyorum. Tamam mı? Kız arkadaşım olmasını istiyorum.
- It seems they were twins. Look at that marvelous girl!
- My God! My friend, that girl is no more than thirteen years old.
- That doesn't make her less attractive.
- Sometimes these girls are women at the age of thirteen.
- İkizmişe benziyorlar. Şu harikulade kıza bak!
- Tanrım! Dostum, bu kız onüç yaşından daha fazla değil.
- Bu, onu daha az çekici yapmıyor.
- Bazen bu kızlar onüçünde kadın oluyorlar.
- I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
- Don't. What are you doing? Please don't kill me.
- I'm having a little trouble pulling the trigger.
- Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
- İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
- Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
- Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
- Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.
- I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
- Don't. What are you doing? Please don't kill me.
- I'm having a little trouble pulling the trigger.
- Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
- İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
- Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
- Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
- Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.
- I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
- Don't. What are you doing? Please don't kill me.
- I'm having a little trouble pulling the trigger.
- Of course ,you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
- İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
- Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
- Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
- Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası bir ihtiyar olana dek seni, içeri tıkarlar.
- I never thought I'd be glad for bad luck, but I am. I never thought I'd be glad o a hail storm at harvest time, but I am. I'm glad of the rain, the storm and the hail.
- Hiçbir zaman şanssızlıktan memnun olacağımı düşünmezdim ama oldum. Hiçbir zaman dolu fırtınasından memnun olacağımı düşünmezdim ama oldum. Yağmurdan, doludan ve fırtınadan memnunum.
- I can't remember anything. Dead. I'm a dead man.
- You expect pity?
- I expect you to hand over those keys and then... move your nigger ass out of my room.
- What did you say?
- Move your nigger, spade...
- Hiçbir şey hatırlayamıyorum. Ölü. Ben bir ölüyüm.
- Acımamı mı bekliyorsun?
- Şu anahtarları bana vermeni ve sonra... zenci poponu odamdan götürmeni bekliyorum.
- Ne dedin sen?
- Zenci belini götürmeni...
- There's no way he meant to kill.
- Of course he meant to kill Marvin. Kramer wa a creature of habit. He was in that office every morning before 8:00.
- Hiçbir şekilde isteyerek öldürmemiştir.
- Elbette isteyerek öldürdü Marvin. Kramer, alışkanlıklarından vazgeçmeyen biriydi. Her sabah 8.00'den önce ofiste olurdu.
- You've been on your own with no family tie. But those solo days are done. You'll be two of a kin spending quality time together. As father and son. Building model ships. Takin' fishin' trips. Workin' hand in hand...
- Hiçbir aile bağı olmadan kendi başınaydın. Ama bu yalnız günler bitti. Birlikte iyi vakit geçiren 2 kişilik bir aile olacaksınız. Baba ve oğul olarak. Model gemiler inşa ederek. Balık tutma gezilerine giderek. elele çalışarak...
- Hi, doc.
- Jelly, what are you doing here?
- Hey, doc. It's been a while.
- I thought you were in prison.
- It would appear not.
- Well, how did you get out?
- I had a new trial. It turns out the evidence in my first trial was, you know, tainted.
- I see. Anyway, two of the witnesses decided not to testify, and the third guy......he committed suicide.
- Selam doktor.
- Jelly, burada ne yap?yorsun?
- Hey doktor. Uzun zaman oldu.
- Senin hapiste oldu?unu san?yordum.
- Görünü?e göre, de?ilim.
- Ee, nas?l ç?kt?n?
- Yeni bir duru?ma oldu. ?lk mahkemedeki kan?tlar bir ?ekilde... bilirsin... bozuk ç?kt?.
- anlad?m. Neyse, görgü tan?klar?ndan ikisi ifade vermemeye karar verdi ve üçüncü ki?i de... intihar etti.
- Hi, doc.
- Jelly, what are you doing here?
- Hey, doc. It's been a while.
- I thought you were in prison.
- It would appear not.
- Well, how did you get out?
- I had a new trial. It turns out the evidence in my first trial was, you know, tainted.
- I see. Anyway, two of the witnesses decided not to testify, and the third guy......he committed suicide.
- Selam doktor.
- Jelly, burada ne yapıyorsun?
- Hey doktor. Uzun zaman oldu.
- Senin hapiste olduğunu sanıyordum.
- Görünüşe göre, değilim.
- Ee, nasıl çıktın?
- Yeni bir duruşma oldu. İlk mahkemedeki kanıtlar bir şekilde... bilirsin... bozuk çıktı.
- anladım. Neyse, görgü tanıklarından ikisi ifade vermemeye karar verdi ve üçüncü kişi de... intihar etti.