go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1045 kişi  21 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

of

ed. nin, ın, den, li, yüzünden
  • - Hey, kids! Get out of my car! Lock the doors. That's my car. Get out of there. Get out of my car. Oh, thanks, mister. You saved our lives.
    - He's a car thief. This is a stolen car?
    - No.
    - Hey, çocuklar! arabamdan çekilin! Kapıları kilitle. O benim arabam. Çekilin oradan. Arabamdan uzaklaşın. Oh, teşekkürler bayım. Hayatımızı kurtardınız.
    - O bir araba hırsızı. Bu araba çalıntı mı?
    - Hayır.
  • - You're covered in chocolate.
    - I hate you.
    - He was kidding around. And you go wash your jeans .
    - You make me sick, all of you!
    - Don't get mad, sweets!
    - Leave me alone! I'm going to bed.
    - Heryerin çikolata oldu.
    - Senden nefret ediyorum.
    - Sadece şaka yapıyordu. Git de kot pantolonunu yıka.
    - Bni sinir ediyorsunuz, hepiniz!
    - sinirlenme, tatlım!
    - Beni rahat bırakın! Ben yatmaya gidiyorum.
  • - Everyone has long conversation about interesting pop-culture shit And everyone talks in monologues.
    - But generally not.There are instances of real life.
    - Herkes pop kültür saçmalığı üzerine uzun uzun konuşuyor, monologlar halinde konuşuyor.
    - Genelde öyle olmayabiliyorda. Gerçek hayattan örnekler de var.
  • - Has he shown any sign of improvement?
    - None.You must help him.
    - Herhangi bir gelişme gösterdi mi?
    - Hayır. Yardıma ihtiyacı var.
  • - You have no weapon of any kind
    - We have carving knive in the abattoir.. a few more in the mess hall...some fire axes scattered about the place.
    - Herhangi bir çeşit silahınız yok.
    - Kesim yerinde oyma bıçağımız var. Kafeteryada da birkaç tane var. Bir de ortalığa dağılmış birkaç balta.
  • He'd always say.. he was gonna become a millionair and all of us would be jealous of him. It didn't really make us envious of him.
    - Her zaman bir milyoner olacağını ve bizim hepimizin onu kıskanacağımızı söylerdi. Bu bizi gerçekten kıskanç yapmadı.
  • - You gonna kill all those guys?
    - Stay out of it.
    - Hepsini öldürecek misin?
    - Sen karışma.
  • - All of it? - Why not?
    - Hepsini mi? - Neden olmasın?

  • - They are all good cops. Believe me.
    - What about the one who beat you up?
    - He's the best among them all. He failed to get a promotion because of me. I deserve to be beaten.
    - Hepsi iyi polistir. İnan bana.
    - Peki ya ağzını gözünü dağıtan?
    - Onların içinde en iyisidir. Benim yüzümden terfi alamadı. Ben dayağı hak etmiştim.
  • - Welcome aboard, everybody. Some of you may be wondering why this team has been assembled. Your host will give you the answer now, Mr. Weyland.
    - Hepiniz hoşgeldiniz. Bazılarınız bu takımın neden bir araya geldiğini merak ediyor olabilir. Ev sahibiniz şimdi bunun cevabını verecek. Bay Weyland.
  • - No, it's 35 years of marriage talking. Women protect their privacy. You never go in their handbags. lt's always, ''Bring me my purse.''
    - Hayır. Burada 35 yıllık evlilik konuşuyor. Kadınlar mahremiyetlerini korurlar. Asla çantalarına bakamazsın. Her zaman ''Çantamı getir!'' derler.
  • - No, Sharon! I won't go into that hole with you. I'm over that shit.
    - You're still scared of him.
    - You know what? You shouldn't come here in your uniform. People will think we're in trouble.
    - Nice seeing you too.
    - Hayır, Sharon! Seninle o deliğe girmeyeceğim. Bu boku bitirdim.
    - Hala ondan korkuyorsun.
    - Biliyor musun? Buraya üniformanla gelmemelisin. İnsanlar başımızın dertte olduğunu düşünecek.
    - Seni görmek de güzel.
  • - No, listen!
    - I ain't gonna do this anymore. That's all for me. Good-bye.
    - Okay. I'm gonna see what we have to work withe I'm gonna...
    - Jesus Christ, man. And it's like the room was filled with this thick green and red web, you know? And it's coming out of the table...and it's coming out of the walls,and it's coming out of the floor.
    - Hayır, dinle!
    - Bunu daha fazla yapmayacağım. Benim için bu kadar yeter. Hoşçakal.
    - Tamam. Ne ile uğraşmamız gerektiğini bulacağım. Ben...
    - Yüce Tanrım, dostum. Şu kalın kırmızı yeşil ağ ile örülmüş bir oda gibi burası. Biliyor musun? Ve, masadan çıkıyor... duvarlardan çıkıyor ve yerden çıkıyor.
  • - She has the right to make her life over.
    - Why bury a woman alive?
    - if her husband prefers whores It's hardly a question of entombment.
    - Hayatını bitirmeye hakkı var.
    - Neden bir kadını canlı canlı gömersin ki?
    - Eğer kocası fahişeleri tercih ediyorsa, bu pek de gömülme meselesi değildir.
  • - He's talking about risking lives.
    - We won't risk our lives.
    - Who'll kidnap him anyway?
    - We will kidnap him. We'll ask for a ransom of 5 lakhs, but you come and rescue him!
    - Hayatımızı tehlikeye atmaktan bahsediyor.
    - Hayatımızı tehlikeye atmayacağız.
    - Onu kim kaçıracak peki?
    - Onu bizx kaçıracağız. 5 lakh fideye isteyeceğiz ama sen gelip onu kurtaracaksın.
  • - Those were the happiest days of my life. The month we lived together in Paris, in that little hotel. What was it called?
    - It was in the Boulevard...Near La Concorde.
    - And the journey to Geneva.
    - Hayatımın en mutlu günleriydi. Paris'teşu küçük olde birlikte yaşadığımız ay. Neydi adı?
    - Bulevard'taydı... La Concorde'a yakındı.
    - Ve Cenevre yolculuğumuz.
  • - Those were the happiest days of my life. The month we lived together in Paris, in that little hotel. What was it called?
    - It was in the Boulevard...Near La Concorde.
    - And the journey to Geneva.
    - Hayatımın en mutlu günleriydi. Paris'teşu küçük olde birlikte yaşadığımız ay. Neydi adı?
    - Bulevard'taydı... La Concorde'a yakındı.
    - Ve Cenevre seyahatimiz.
  • - She saved my life. I slept in the chair. Being in the hospital upsets me,reminds me of things. I had the most peculiar dream. I have to go now.
    - Hayatımı kurtardı. Sandalyede uyudum. Hastahane de olmak beni üzüyor, bana bazı şeyler hatırlatıyor. Hayatımdaki en garip rüyayı gördüm. Şimdi gitmeliyim.
  • - Prying in my life... looking in my handbag... spying on me...
    - Quickest way of getting to know you.
    - Hayatımı gözetlemek... el çantamı karıştırmak... casusluk yapmak...
    - Seni tanımanın en hızlı yolu.
  • - Well, my dear, I take it you spend a lot of time in the saddle.
    - Yes, I love an early morning ride.
    - Hayatım, anladığım kadarıyla at üzerinde çok vakit geçiriyorsun.
    - Evet, sabah erken saatlerde ata binmeyi seviyorum.

91,407 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025