go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1056 kişi  21 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

of

ed. nin, ın, den, li, yüzünden
  • - The Hawaiians call this harbour WaiMomi. It means ''water of pearls.''
    - It's so beautiful. My dad took me up a couple of times.
    - Hawaililer bu limana WaiMomi derler. 'İnci suyu' anlamına geliyor.
    - Çok güzel. Babam beni birkaç kez buraya getirmişti.
  • - Redeemer! In my opinion, the work of the missions is the work of the devil. They teach contempt for lawful profit, and they disobey the king's authority. The paramount vow is a vow of obedience.
    - Hatırla! Benim fikrime göre özel heyet işi şeytan işidir. Yasal karı hor görmeyi ve kralın otoritesine itaatsizlik etmeyi öğretir. En büyük yemin ise itaat yeminidir.
  • - There wa no sign of disease.
    - It appears the child drowned.. but without the proper laboratory tests...it's impossible to be absolutely certain.
    - Hastalığın belirtisi yoktu.
    - Çocuğun boğulduğu belli... ama doğru düzgün labratuvar testi olmadan... tamamen emin olmak mümkün değil.
  • - You were amazing.
    - Thank you
    - Where did you learn to play like that?
    - Well, jazz flute has always been a small passion of mine.
    - So what other passions do you have, Mr. Burgundy?
    - Harikaydınız.
    - Teşekkür ederim.
    - Böyle çalmayı nerede öğrendin?
    - Şey, caz flüt her zaman küçük bir tutkum olmuştur.
    - Peki, başka ne tutkularınız var, Bay B urgundy?
  • - You're wonderful. You're so young. How can you look so lovely and fresh without sleep? Makes me jealous.
    - Are you in that big of a hurry? Give me a minute, okay?
    - I want you now.
    - I've got to pee.
    - Harikasın. Çok gençsin. Uykusuzken nasıl bu kadar güzel ve taze görünebiliyorsun? Beni kıskandırıyor.
    - O kadar acelen mi var? Bana bir dakika ver, tamam mı?
    - Seni şu anda istiyorum.
    - İşemem gerek.
  • - It's a great place!
    - Think so? It needs work.
    - Yeah, that's true. A hammer and nails and a bit of paint...
    - Harika bir yer.
    - Öyle mi dersin? Biraz işi var.
    - Evet, doğru. Bir çekiç, birkaç çivi ve biraz da boya...
  • - Which one is which -Who cares me and your boss, Rex Crater, we had a little misunderstanding. - What kind of misunderstanding? - He tried to have me killed and blew up my club.
    - Hangisi kim? - Kimin umrundaki? Ben ve patronun Rex Crater, küçük bir anlaşmazlığımız var. - Ne tür bir anlaşmazlık? - Beni öldürtmeye ve klubümü uçurmaya çalıştı.
  • - Which village is that?
    - Chandanpur. You may have heard of it. lt's a 3 hour journey by train. And 2 hours 30 minutes by bus. So it must be about 200 miles away.
    - lt might be more than that.
    - Hangi köy bu?
    - Chandanpur. Duymuş olabilirsin. Trenle 3 saatlik bir yol. Ve otobüsle 2 saat 30 dakikalık. Yani 200 mil kadar uzalıkta olmalı.
    - Bundan daha fazla da olabilir.
  • - I did it already. I took care of that, Pop.
    - That's right. I forgot.
    - Hallettim. O iş halloldu bile, baba.
    - Doğru. Unutmuşum.
  • - Once Hal becomes the king, he has to take on the responsibilitie of leadership and turn his back...on his old, drunken friend, Falstaff.
    - Hal kral olduğunda, liderliğin sorumluluklarını üstlenmek ve eski ayyaş arkadaşı Falstaff.'e sırt çevirmek zorunda olacak.
  • -When will the judge be here?
    -l don't know.
    -Where is he?
    -None of your business.
    - Hakim ne zaman burada olacak?
    - Bilmiyorum.
    - Nerede?
    - Seni ilgilendirmez.
  • - Having reached the point of truthful selflessness you eventually gain enlightenment.
    - What happens after enlightenment?
    - Hakiki benlikten uzaklaşma noktasına varınca, en sonunda aydınlanmayı kazanırsın.
    - Aydınlanmadan sonra ne olur?
  • - She remained in his memory simply as the most plaintive.. ...and poignant.
    - She's very deft.
    - That's the only kind of target she'll ever hit. No one could ever be jealous of May's triumphs.
    - Hafızasında en ağlamaklı ... ve sızlanan olarak kaldı.
    - Çok meharetlidir.
    - Gerçekleştirebileceği tek hedef de bu. Mary'nin zaferlerini kimse kıskanamaz.
  • - Welcome to the Hadleyville fourth of July picnic. Lots of fun for everybody, and don't forget the big fireworks show tonight.
    - Hadleyville Dört Temmuz pikniğine hoşgeldiniz. Herkese bol eğlenceler. Ve bu geceki büyük havai fişek gösterisini unutmayın.
  • - C'mon, Abu! Would you look at that? Just a handful of this stuff. This would make me richer than the sultan!
    - Hadi, Abu! Şuna bir bakar mısın? Bir avuç dolusu mal. Bu beni sultandan bile daha zengin yapabilir.
  • - Let's sit and talk. I'll tell you.. .
    - But I already know everything.
    - Then you know I'll never paint again.
    - Why so?
    - Because it's of no use to anyone. That's all.
    - Hadi oturup konuşalım. Sana anlatacağım şey...
    - Ama ben zaten herşeyi biliyorum.
    - O zaman bir daha resim yapmayacağımı da biliyorsun.
    - Neden öyle?
    - Çünkü kimseye faydası yok. Hepsi bu.
  • - Get out of here. - I couldn't take it anymore.
    - Hadi ordan! - Daha fazla dayanamazdım.

  • - Let's go. We got a lot of work to do. - All right.
    - Hadi gidelim, yapacak çok işimiz var. - Tamam.

  • - Let's get out of here.
    - I'm sorry, I was just looking for someone with flying experience.
    - Hadi çıkalım buradan.
    - Üzgünüm, sadece uçuş tecrübesi olan birini arıyordum.
  • -Please hurry!
    - What happened?
    - The flowers of garlic should be placed...on either side of the head of the one to be protected.
    - Hadi acele et!
    - Ne oldu?
    - Sarımsak çiçekleri korunması gereken kişinin başının her iki yanına gelecek şekilde yerleştirilmeli!

91,407 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025