go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1084 kişi  06 Haz 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

a

i. lâ [müz.], pek iyi
  • - You should be ashamed of yourself.
    - Why? Nothing happened.
    - They're digging up the pavement.
    - They're always doing that.
    - I'll go down and get a few shots.
    - Can't you do it from here?
    - You're right. I'll get the tripod. That was smart thinking. It'll be a documentary film. What are you reading?
    - I'm just looking at pictures.
    - Kendinden utanmalısın.
    - Neden? Hiçbir şey olmadı.
    - Kaldırımı kazıyorlar.
    - Onlar bunu her zaman yapıyor.
    - Aşağı inip birkaç çekim yapacağım.
    - Buradan yapamaz mısın?
    - Haklısın. Fotoğraf sehpasını alayım. Bu akıllıcaydı. Bir belgesel film olacak bu. Ne okuyorsun?
    - Sadece resimlere bakıyorum.
  • - I don't feel so good.
    - And you've lost a lot of weight. That suits you. You were heavy back then.
    - I haven't been that heavy since 1960.
    - We were all heavier back then before.
    - Kendimi iyi hissetmiyorum.
    - Ve çok kilo kaybettin. Sana yakıştı. Çok ağırdın o zamanlar.
    - 1960 dan beri o kadar ağır olmamıştım.
    - O zamanlar hepimiz daha ağırdık.
  • - I could change myself. But I can't. There ought to be a law
    - There is a law, you'll see.
    - Kendimi değiştirebilirdim. ama yapamıyorum. Bir kanun olmalı.
    - Bir kanun var, göreceksin.
  • - What I'm telling myself: Take Wise's money. Take a damn vacation. I'll find his rich girl for him and lay in the sun.
    - Keep away from Wise, damn it!
    - Kendime dediğim: Wise'ın parasını al. Kahrolası bir tatile çık. Onun için onun zengin kızını da buluum ve güneşte yatarım.
    - wise'dan uzak dur, kahrolası.
  • - In the forest.. where I could survive myself. And where I grew up free and strong like a jaguar. When I was 20 years old I went to the castle to claim for what was mine...
    - Kendi başıma hayatta kaldığım yer olan... ormanda. Ve bir jaguar gibi güçlü ve özgür olarak büyüdüğüm yerde. 20 yaşındayken benim olanı ilan etmek için şatoya gitmiştim...
  • - You need a little more heat on that arc.
    - Start talking.
    - Kemeri daha da canlandırmalısın.
    - Başla konuşmaya.
  • - Where's your violin?
    -l'm not giving a lesson.
    - Kemanın nerede?
    - Ders vermiyorum.
  • - l've got a Missing Persons Male, Caucasian, 24 years. Name: Embry Larkin.
    - So, when'd this kid go missing?
    - Uh... two years ago, from the university. Rich kid. Dropped out. No family.
    - Kayıp bir erkek var elimde. Kafkas. 24 yaşında. İsim: Embry Larkin.
    - Peki, bu çocuk nerede kaybolmuş?
    - Aa ... iki yıl önce, üniversitede. Zengin bir çocuk. Okuldan ayrılmış. Ailesi yok.
  • - I can't get a grip on it.
    - Well, keep trying, baby. Just keep trying.
    - Kavrayamıyorum.
    - Denemeye deavm et bebeğim, sadece denemeye devam et.
  • - Murderers and burglaries and drug dealers... We are dealing with things like that. A missing dolphin isn't exactly a high priority.
    - Katiller, hırsızlıklar ve uyuşturucu satıcıları... Biz bu gibi şeylerle uğraşıyoruz. Kayıp bir yunuz en yüksek önceliğe sahip değil tam olarak.
  • - Did you find the murderer?
    - A man from Marseille.
    - The murderer. The real murderer?
    - There's a problem, Ledda. I have the story, but there' no evidence against the baron.
    - You have my testimony.
    - Katili buldun mu?
    - Marseille'dan bir adam.
    - Katil. Gerçek katili?
    - Bir problem var, Ledda. Hikayem hazır, ama barona karşı kanıt yok.
    - Benim ifademe sahipsin.
  • -l don't even have a true friend to confront
    -Well, l guess l don't need one anymore.
    - Karşısına çıkacağım gerçek bir arkadaşım bile yok.
    - E, sanırım artık birine ihtiyacım da yok.
  • - Is it complicated?
    - Quite a simple game really, the chap are in two teams of 15 each and they use a jolly old pumpkin in the shape of an orange, now the object is to propel the pumpkin as best you can.
    - Karışık mı?
    - Çok basit bir oyun aslında, her biri 15 kişilik iki takıma ayrılıp portakal şklinde çok eski bir kabak kullanılıyor. Amaç kabağı yapabildiğin kadar ileri sürmek.
  • You know, with his wife.
    You want to know
    a secret?
    - Karısıyla.
    - Bir sır vereyim mi?
  • - Your brother was lost in an amusement park.. and he was found 2 days later, behind a fence. They'd taken a kidney
    - Holy shit!
    - You won't tell anyone? You promised. They swiped your brother's kidney! I was wrong to tell you.
    - Kardeşin eğlence parkında kaybolmuştu... ve sonra 2 gün sonra çitin arkasında bulundu. Böbreklerinden biri alınmıştı.
    - Aman Tanrım!
    - Kimseye söylemeyeceksin! Söz verdin. Kardeşinin böbreğini çaldılar. Sana söylemekle hata ettim.
  • - On my way to my sister's what did I see? A green card by a green lamppost. And I was wearing green.
    - Maybe you'll meet a little green man! The colour of hope. I t's a good year.
    - Kardeşime giderken ne gördüm? Yeşil bir sokak lambasının yanında yeşil bir kart. Ve yeşil giymiştim.
    - Belki de küçük yeşil bir adamla tanışacaksın! Umudun rengi. İyi bir yıl olacak.
  • - She arranged for me a new place for my headquaters. No place is more secure or pleasant. My host is now the Baron de Ferte, an ex-cavalry officer.
    - Karargahım için bana yeni bir yer ayarladı. Daha güzel ve güvenli başka bir yer daha yok. Şimdiki ev sahibim Ferte Baronu, eski bir süvari subayı.
  • - We'll need a full autopsy.
    - With emphasis on the cranial and oral areas. Let us know when the report comes in, will you, please?
    - Kapsamlı bir otopsiye ihtiyacımız olacak.
    - Kafatası ve oral bölgeler üzerinde durulan noktalarla birlikte. Rapor geldiğinde bize bildirin, olur mu, lütfen?
  • - You were suppose to throw away the key.. ...not leave the door wide open.
    - Are you implying I had a hand in his escape?
    - Kapıyı açık bırakmaktan ziyade anahtarları aşağıya atmışsınız.
    - Onun kaçışında parmağım olduğunu mu ima ediyorsunuz?
  • - You were supposed to throw away the key.. ...not leave the door wide open.
    - Are you implying I had a hand in his escape?
    - Kapıyı açık bırakmaktan ziyade anahtarları aşağıya atmışsınız.
    - Onun kaçışında parmağım olduğunu mu ima ediyorsunuz?

91,185 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025