go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 805 kişi  06 Haz 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

a

i. lâ [müz.], pek iyi
  • - How long have we been on the road?
    - 4 and a half hours.
    - I've headache already.
    - Ne kadardır yoldayız?
    - 4 buçuk saattir.
    - Şimdiden başim ağrıyor.
  • - How much damage did he do?
    - Wrecked a gate and a barn door.He hasn't got a driver's license.
    - Ne kadar zarar vermiş?
    - Bahçe kapısı ve ahır kapısına zarar verdi. Bir ehliyeti dâhi yok.
  • - How long were you two engaged?
    - Just a week.
    - Ne kadar süredir nişanlısınız?
    - Bir haftadır.
  • -Such an exciting day.
    - It sure was and what a finale Thomas, your friends ar really delightful. I just love them.
    - Ne kadar heyecanlı bir gündü.
    - Gerçekten öyleydi ve sonu nasıl da güzeldi Thomas, arkadaşların çok hoş. Onları çok sevdim.
  • - What do you want?
    - You cannot give me what l want. Should l tell you the truth?
    - Here! A hot cup of tea. Drink it! Why don't you drink ?
    - Ne istiyorsun?
    - Sen bana istediğimi veremezsin. Sana gerçeği söyleyeyim mi?
    - Al bir fincan sıcak çay. İç şunu! Neden içmiyorsun?
  • - What do you want?
    - I want to be Prime Minister
    - You've got it. But remember: a single error, and it'll be your funeral!
    - Ne istiyorsun?
    - Başbakan olmak istiyorum.
    - Bunu elde ettin. Ama unutma; tek bir hata, ardından bu cenaze törenin olur!
  • - You could do anything you like. The more fantastic, the better. That's what people want: fantasy. You write a proper part for me.. ...a couple of catchy songs.. ... I guarantee you a triumph deluxe! What do you say?
    - How much will you pay me?
    - Well, madame......how about half the receipts?
    - Ne istersen yapabilirsin. Ne kadar çok fantazi, o kadar iyi. İnsanların istediği bu: fantazi. Bana düzgün bir parça yaz... dikkat çekici birkaç şarkı... Ben de sana ekstra lüks bir zaferi garanti edeyim. Ne diyorsun?
    - Bana ne kadar ödeyecksiniz?
    - Peki, bayan... hesapların yarısına ne dersiniz?
  • - What have we been drinking?
    - I don't know. It was something with a horse on the label. Dog. It was like a dog horse.
    - Ne içiyorduk?
    - Bilmiyorum. Etikette at gibi birşey vardı. Köpek. Köpek at gibiydi.
  • - What for? For you, for the children, for our family?
    - It's so nice when you laugh .
    - I'll be gone for a few days.
    - Why?
    - Business.
    - Okay.
    - Ne için? Senin için mi, çocuklar için mi, aile için mi?
    - Güldüğün zaman çok güzelsin.
    - Birkaç günlüğüne yokum.
    - Neden?
    - İş.
    - Tamam.
  • - What do you have to be mad about? I understand it must have been hard for you when I left. But you didn't put up a fight.
    - What kind of fight was I supposed to put up?
    - Ne için kızmak zorundasın? Gittiğimde herşey senin için zor olmuş olmalı, anlıyorum. Ama kavga çıkartmadın?
    - Ne tür bir kavga çıkartmam gerekirdi?
  • - What a nice piece.
    - It is an antique lampshade. It must be from the Medieval ages. How much do you think this costs?
    - A fortune!
    - Ne hoş bir parça.
    - Antika bir abajur. Ortaçağdan kalmış olmalı. Sence bu ne kadardır?
    - Bir servet!
  • - What do you think, Chamberlain?
    - In my opinion, it's time we had a piece in our own language. Plain German for plain people.
    - Kapellmeister?
    - Majesty......I must agree with "Herr Direttore".
    - Ne düşünüyorsun, Chamberlain?
    - Bence, kendi dilimizde bir parça edinmenin vakti geldi. Sade insanlar için sade Almanca.
    - Kapellmeister?
    - Majesteleri... 'Sayın Direktör' le aynı fikirdeyim.
  • - What do you think, Dad? Should we drive to work or hail a gondola?l like rain.
    - Ne düşünüyorsun baba? İşe arabayla mı gidelim yoksa yük arabasını mı çağıralım?
  • - What was I saying, God, I can't remember anything. Dead, I'm a dead man.
    - You expect pity?
    - Ne diyordum, Tanrım, hiçbir şey hatırlayamıyorum. Ölü, ben ölü bir adamım.
    - Merhamet mi bekliyorsun?
  • - What do you mean? Are you accusing him of cheating the company?
    - He's dead anyway. It's a closed case for the company.
    - Ne demek istiyorsun? Onu şirketi dolandırmakla mı suçluyorsun?
    - Öldü zaten. Şirket için kapanmış bir dava artık.
  • - What kind of a look? - I know that look.
    - Ne çeşit bir bakış? - O bakışı biliyorum.

  • - What are you looking for?
    - She says she saw a boy in there.
    - How do you know about this?
    - The bear told me.
    - Ne arıyorsun?
    - İçeride bir çocuk gördüğünü söylüyor.
    - Bunu nereden biliryorsun?
    - Bana ayı söyledi.
  • - What are you doing here?
    - I have a meeting in the building.
    - Ne arıyorsun burada?
    - Binada bir görüşmem var.
  • - What'd you buy, mom?
    - I didn't. It's a gift from your aunt Helen. I'm sure it's another one of her little jokes.
    - Ne aldın anne?
    - Ben almadım. Teyzen Helen' dan sana bir hediye, Eminim bu da onun küçük şakalarından biridir.
  • - You know how it is? You take up a hobby. And the more you get to know it ,the more fascinating it becomes.
    - Nasıldır bilir misin? Bir hobi seçersin. Ve onu daha fazla öğrenmeye başladıkça, daha olağanüstü hale gelir.

91,185 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025