go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1085 kişi  06 Haz 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

a

i. lâ [müz.], pek iyi
  • - What's your name?
    - My name is David.
    - Hello, David. How old are you?
    - I don't know.
    - You need someone to take care of you? Would you like a nanny?
    - İsmin ne?
    - Benim adım, David.
    - Merhaba David. Kaç yaşındasın?
    - Bilmiyorum.
    - Sana bakacak birine ihtiyacın var mı? Bir dadı ister misin?
  • - Hazel Dobkins is the name. Do you know her?
    - Couldn't get it out of my head for years. Nice little housewife. Three little kids... a nice husband.... No financial problems.
    - İsmi Hazel Dobkins. Onu tanıyor musun?
    - Yıllarca aklımdan çıkaramadım. Küçük tatlı ev hanımı. Üç küçük çocuk... tatlı bir koca.... Para problemleri yoktu.
  • - People aren't ashamed of it like they used to be. This is a great thing. The truth restored, law restored. That's what President Reagan's done, Harper. He says truth exists and can be spoken proudly.
    - İnsanlar eskiden olduğu gibi bundan utanmıyorlar. Bu harika birşey. Gerçekler iyileşti, kanın iyileşti. Bu Başkan Reagan'ın yaptığı birşey, Harper. Gerçekler vardır ve gurur duyularak anlatılabilir der.
  • - People aren't ashamed of it like they used to be. This is a great thing. The truth restored, law restored. That's what President Reagan's done, Harper. He says truth exists and can be spoken proudly.
    - İnsanlar eskiden olduğu gibi bundan utanmıyorlar. Bu harika birşey. Gerçekler iyileşti, kanın iyileşti. Bu Başkan Reagan'ın yaptığı birşey, Harper. Gerçekler vardır ve gurur duyularak anlatılabilir der.
  • - People aren't ashamed of it like they used to be. This is a great thing. The truth restored, law restored. That's what President Reagan's done, Harper. He says truth exists and can be spoken proudly.
    - İnsanlar eskiden olduğu gibi bundan utanmıyorlar. Bu harika birşey. Gerçekler iyileşti, kanın iyileşti. Bu Başkan Reagan'ın yaptığı birşey, Harper. Gerçekler vardır ve gurur duyularak anlatılabilir der.
  • - People change. Raj has changed too. At school he used to be very quiet. Now he has great sense of humour. When l asked him what he's up to... he said he's a thief.
    - Maybe that wasn't a joke?
    - İnsanlar değişir. Raj da değişti. Okuldayken çok sessizdi. Şimdiyse harika bir mizah anlayışı var. Ona neler yaptığını sorduğumda... hırsız olduğunu söyledi.
    - Belki de bu bir şaka değildi?
  • - Why would a person do such a thing?
    - Because he has to.
    - İnsan neden böyle bir şey yapar?
    - Yapmak zorunda olduğu için?
  • - How will you go about conducting your investigations, Dr. Markway?
    - I shall occupy the house with a group of carefully selected assistants.
    - İncelemelerinizi nasıl devam ettireceksiniz, Dr. Markway?
    - Evde, dikkatlice seçilmiş bir grup asistanla oturacağım.
  • - Help! Pick me up! Get me out of here! Drop down a ladder! Please! Please, come back! I don't know anything about the flaregun. I swear I was here all the time long.
    - İmdat! Beni yukarı çek! Beni buradan çıkar! Bir merdiven gönder! Lütfen! Lütfen, geri dön! Silahla ilgili hiçbir şey bilmiyorum. Yemin ederim, tüm bu zaman boyunca buradaydım ben.
  • - I decided to marry the first man who proposed. His name was Gabriel Firmin. I wasn't very happy with him. I wasn't too sad either. He wasn't a very tender person.
    - İlk teklif eden kişiyle evlenmeye karar verdim. İsmi Gabriel Firmindi. Onunla çok mutlu değildim. Çok üzgün de değildim. Pek şefkatli biri değildi.
  • - I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
    - Don't. What are you doing? Please don't kill me.
    - I'm having a little trouble pulling the trigger.
    - Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
    - İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
    - Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
    - Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
    - Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.
  • - I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
    - Don't. What are you doing? Please don't kill me.
    - I'm having a little trouble pulling the trigger.
    - Of course you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
    - İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
    - Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
    - Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
    - Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası yaşlanana dek seni, içeri tıkarlar.
  • - I killed them both, all right? Does that make you feel good? Is that better?
    - Don't. What are you doing? Please don't kill me.
    - I'm having a little trouble pulling the trigger.
    - Of course ,you are. Because you're not a killer. You're a nice boy who's very upset. Look, if you shoot me, the cops will find out. They'll put you away until you're very fucking old.
    - İkisini de öldürdüm, tamam mı? Bu seni iyi hissettirdi mi? Daha iyi mi?
    - Yapma! Ne yapıyorsun? Lütfen beni öldürme.
    - Tetiği çekmekle ilgili küçük bir sorunum var.
    - Elbette, var. Çünkü sen katil değilsin. Üzgün, iyi bir çocuksun. Bak. Eğer beni vurursan, polisler öğrenir. Kahrolası bir ihtiyar olana dek seni, içeri tıkarlar.
  • - Two and a half miles straight down.
    - I'm right behind you. Cab 1, do you see it yet ?
    - I don't see anything yet
    - Hang on. I'm gonna test my strobes.
    - İki buçuk mil düz aşağı.
    - Tam arkandayım. Taksi 1 onu hala görmedin mi?
    - Henüz birşey görmüyorum.
    - Bekle. Işıklarımı deneyeceğim.
  • - The only traumatic event she needs is a good smack in the jaw.
    - She's my niece. But you're absolutely right.
    - İhtiyacı olan tek travmatik olay, çenesine iyi bir yumruk.
    - O benim yeğenim. ama kesinlikle haklısın.
  • - Sleeping inside me.
    - Does it feel like a boy?
    - İçimde uyuyor.
    - Oğlanmış hissini veriyor mu?
  • - Go in, quick l save it for you. Eat!
    - Did you save it for me?
    - The maids don't know. Eat more!
    - Very delicious. Where's Dragon?
    - He's on the Casino Cruises, he'll be back early morning for a trip to Taiwan. You've to finish it.
    - No, l've to save some for my brother.
    - You guys are good brothers
    - İçeri gel, çabuk. Senin için sakladım. Ye!
    - Benim için mi sakladın?
    - Hizmetçiler bilmiyor. Daha çok ye!
    - Çok lezzetli. Dragon nerede?
    - Casino teknesinde, yarin sabah Tayvan'a bir gezi için erken dönecek. Onu bitirmen gerek.
    - Hayır. Biraz kardeşime ayırmalıyım.
    - Sizler iyi kardeşsiniz.
  • - Will you drink it or not?
    - I will, but not like this.
    - Then how will you drink?
    - The way a baby drinks from a bottle.
    - İçecek misin, içmeyecek misin?
    - İçeceğim, ama bunu sevmiyorum.
    - Peki öyleyse nasıl içeceksin?
    - Bebeğin biberondan içtiği gibi.
  • - May I smoke?
    - Fell free. Isn't that harmful?
    - No way. It's very good. Do you want a hit?
    - Pass. I'll stick to my beer.
    - İçebilir miyim?
    - Rahat ol. Bu şey zararlı değil mi?
    - Asla. İyi birşey bu. Bir fırt ister misin?
    - Pas. Ben birama devam edeceğim.
  • - Welcome. Shall we join to the living room ?
    - John, Warren brought us beer.
    - Ah thank you, Warren. Have a seat. Right here, you take that. Okay. So, uh... what do you do back in Auclair ?
    - Well, my brother and I, we have a shoe store.
    - Hoş geldin. Salona geçelim mi?
    - John, Warren bize bira getirmiş.
    - Ah, teşekkür ederiz, Warren. Gel otur. Buraya, sen bunu al. Tamam. Eee ımm... Auclair'de neler yapıyorsun?
    - Şey, kardeşim ve ben, bizim bir ayakkabı mağazamız var.

91,185 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025