go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 1878 kişi  07 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

an

bir [kendisinden sonra gelen kelime sesli harfle başlıyorsa]
  • - Have you found the clothes yet?
    - No. I found us an empty hangar.
    - Good. Have everything taken there?
    - Elbiseleri bulamadın mı daha?
    - Hayır. Bizim için boş bir hangar buldum.
    - Güzel. Herşey oraya gitti mi?
  • - If it was you handling the case..
    - Well, it isn't me. And thank God for that.
    - But if it was, sir. What would you do?
    - Well, when l was an attorney a long time ago, young man, l realised after much trial and error, that in a courtroom, whoever tells the best story wins. ln unlawyer-like fashion, l give you that scrap of wisdom free of charge.
    - l'm much obliged for your time, sir.
    - Eğer davayı yürüten siz olsaydınız.
    - Ama ben değilim. Ve bunun için de allaha şükür.
    - Ama öyle olsaydı, efendim. Ne yapardınız?
    - Uzun süre önce ben avukatken, genç adam, mahkemede bir çok deneme ve yanılmadan sonra farkettim ki her kim en iyi hikayeyi anlatırsa kazanır. Avukat olmayan şekliyle, bu kadarcık aklı ücret istemeden verebilirim.
    - Zamanınız için minnettarım, efendim.
  • - If someone should find an excuse to use your handkerchief and return it to your pocket like this, you'll know you've made contact.
    - Eğer birisi mendili kullanmak ve onu bu şekilde geri koymak için bir bahane bulursa, iletişim kurmuş olduğunu anlarsın.
  • - I wanted to see exotic Vietnam ...the jewel of Southeast Asia. I wanted to meet ....interesting people of an ancient culture|.
    - Egzotik Vietnam'ı görmek istedim.... Güneydoğu Asya'nın mücevheri. Eski bir kültürün ilginç insanlarıyla ... tanışmak istedim.
  • - An exercise ball?
    - Popular in America! Suitable for the whole family! Very handy!
    - Show us!
    - Sure! Sit here!
    - Egzersiz topu mu?
    - Amerika’da popüler! Bütün aile için uygun! Çok kullanışlı!
    - Gösterin bize!
    - Elbette! Buraya oturun!
  • - I started panicking.. ...thinking. Is that weird?
    - I am redefining "weird" on an hourly basis.
    - What's he doing?
    - I don't know. He's talking with some guy.
    - Düşünüp... paniklemeye başladım. Bu garip mi?
    - Garip kelimesinin tanımını saat başı ydeğiştiriyorum.
    - Ne yapıyor?
    - Bilmiyorum. Adamın tekiyle konuşuyor.
  • - When other boys had their eyes on girls, I sat in Juvenile prison for having taken an old lame granny's sledge. Mikkonen.
    - Diğer çocuklar gözlerini kızlardan ayıramazken, ben eski, garip bir büyükanne kızağını almak için çocuk hapishanesinde otururdum.
  • - So you're the director.
    - No, I'm an extra. You're the star. You should do a better job.
    - Demek yönetmensin.
    - Hayır, ben figüranım. Sen yıldızsın. Daha iyi iş çıkarmalısın.
  • - I thought we were just getting started.
    - You've done an amazing job.
    - Daha yeni başladığımızı sanıyordum.
    - Harika bir iş çıkardın.
  • - Very exciting. Be mindful of whom you came with tonight.
    - As if it was possible to forget.
    - It was an evening of triumph, yes?
    - Çok heyecanlı. Bu gece kiminle geldiğin konusunda dikkatli ol.
    - Unutmak mümkünmüş gibi.
    - Zafer gecesiydi, değil mi?
  • - You have such an honest face.
    - l have?
    - l can trust you, can't l?
    - Yes, l suppose so.
    - Good. Come with me.
    - Çok dürüst bir yüzün var.
    - Öyle mi?
    - Sana güvenebilirim, değil mi?
    - Evet, sanırım.
    - Güzel. Gel benimle.
  • - Does he work?
    - Yes, he's an investment banker.
    - Çalışıyor mu?
    - Evet, yatırım bankacısı.
  • - QuicKly, get a ladder! Is this how you keep an eye on him? How did he get up there? I
    - I'll hammer you into the ground. How did you get up there? If you fall, you'll break every bone.
    - Çabuk! Bir merdiven getir! Ona böyle mi göz kulak oluyorsun? Oraya nasıl çıktı?
    - Seni yere çivileyeceğim. Oraya nasıl çıktın? Eğer düşersen bütün kemiklerin kırılır.
  • - You should make an effort. He's gonna be your son-in-law and you hardly know him.
    - I know him well enough.
    - Then you should try to be more positive.
    - Çaba göstermelisin. Damdın olacak ve sen onu çok az tanıyorsun.
    - Onu yeteri kadar iyi tanıyorum.
    - O zaman daha pozitif olmalısın.
  • - Nothing serious, really. He met with an accident once and hurt his knee. We gave him the best treatment, but he's psyched now. He thinks he might fall, if he tried to walk.
    - Ciddi birşey yok, gerçekten. Bir keresinde kaza geçirmiş ve dizini yaralamış. En iyi tedaviyi uyguladık. Ama şu anda kendini aldatıyor. Eğer yürümeyi denerse, düşeceğini zannediyor.
  • - You didn't come here to d an objective story.
    - There's no such thing. The objective journalist is a myth you read about......like Gerard or Phoenix an honest politician.
    - Buraya objektif bir hikaye yazmak için gelmediniz.
    - Böyle birşey yoktur. Objektif gazeteci diye okuduğunuz şey, bir mit sadece .... aynı Gerard ya da Pheonix'in dürüst politikacılar olması gibi.
  • - There isn't anyone. Maybe an Eskimo who can ice-fish for food. Help me to build a nest for when the baby comes.
    - There are no Eskimo here, and you're not really pregnant. You made that up.
    - Burada kimse yok. Belki yiyecek için buzda balık avlayan bir Eskimo. Bebeğin gelişi için bir yuva yapmama yardım et.
    - Burada Eskimo felan yok, ve sen de aslında hamile değilsin. Hepsini sen uydurdun.
  • - You'd like to stay on here.
    - There's not that much work after the harvest.
    - It's an idea. You could think about it and let me know later.
    - Burada kalmak istiyor musun?
    - Hasattan sonra fazla iş yok.
    - Sadece bir fikir. Düşünüp daha sonra bana haber verebilirsin.
  • - Did you find something here? An envelope?
    - Yes. I've got it.
    - Don't you think we'd better destroy it, so it won't fall in the wrong hands?
    - Burada bir şey buldun mu? Bir zarf?
    - Evet. Onu aldım.
    - Yanlış ellere düşmesin diye onu imha etsek daha iyi olmaz mı dersin?
  • - You stole these.
    - I was out of cash. It was an emotional emergency.
    - Bunları çaldın.
    - Param yoktu. Bu duygusal bir buhrandı.

16,338 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025