-We were promised an increase by last year's negotiator.
-I want to help, but I've see no written agreement.Without that, my hands are tied.
-Geçen yılın temsilcisi tarafından artış için söz verilmişti.
Yardım etmek isterim ama ben yazılı bir anlaşma görmedim. Bu olmadan elim kolum bağlı kalır.
- Your parents?
- l don't have anybody. l'm an orphan.
- Where's your house?
- This hostel room is my house.
- And after college gets over?
- l'll think about that later.
-ebeveynlerin?
-kimsem yok.ben yetimim.
-evin nerede?
-bu öğrenci yurdu odası benim evim.
-peki üniversite bittikten sonra ne olacak?
- Listen, I've got an idea, the plane lands somewhere else.
- You want to hijack it?
- Why not? If you're led by political motives, it could be done. It would work out.
-Dinleyin, bir fikrim var, uçak başka bir yere iniyor.
-Ne yani, uçağı kaçırmayı mı düşünüyorsun?
-Neden olmasın? Siyasal gerekçeleriniz varsa, olabilir ve bu işe yarayabilir.
-What are you doing here?
- Wrong question
- You had an argument with your parents and ran away?
-No!
-Then, what are you doing here?
- I'm fighting to save the world.
-Burada ne yapıyorsun?
-Yalnış soru.
-Ailenle tartıştın ve evden kaçıyorsun?
-Hayır!
-O zaman ne yapıyorsun?
-Dünyayı kurtarmak için savaşıyorum!
-Didn't see you here I try to keep a low profile ?
-I never really did like these things anyway.
-You know, this has actually made quite an impression on me.
-Burada göze batmamaya çalıştığımı görmedin mi?
-Her ne olursa olsun böyle şeyleri hiç sevmem.
-Biliyorsun, bu gerçekten bende iyi bir izlenim bıraktı.
-You're fortunate not to be paying for this with your head.
-Your Highness, sir, I could muster an army and surround Sherwood.
-But you couldn't catch him.
-Bunu başınla ödemediğin için talihlisin.
-Ekselansları, efendim, orduyu toplayıp Sherwood'u çember içine alabildik.
-Ama yakalayamadınız.
- You're gonna have to get used to taking care of yourself now.
- I know. I know.
- You might have to hire a maid.
- A maid? Oh, no. I don't need an extra expense. At least for a few weeks.
-Bundan sonra kendine daha dikkatli bakmalısın.
-Biliyorum.
-Aslında bir bakıcı tutsan iyi olur.
-Bakıcı mı?Hayır. Fazladan masrafa gerek yok. En azından bir kaç hafta için.
-Mr. Cheung? I'm from Citizen Daily. Can I have an interview with you?
- You're from the Fashion page? Make an appointment with my secretary.
-She's just turned me down.
-Nothing I can do then.
-Bay Cheung? Ben Citizen Daily'denim. Sizinle bir röportaj yapabilir miyim?
-Moda sayfasından mısınız? Sekreterimden randevu alın.
-Az önce beni geri çevirdi.
-Öyleyse yapabileceğim bir şey yok.
- You joined the marching band to meet girls
- Yeah.
- Well, you faked it for three years. You can handle it for another couple of weeks. You'll be part of an international youth orchestra.
- Yürüyüş bandosuna kızlarla tanışmak için girmiştin.
- Evet.
- E üç yıl numara yaptın. Birkaç hafta daha idare edebilirsin. Uluslararası gençlik orkestrasının bir parçası olacaksın.
- Three weeks ago, Sloane gave me a package that I had sent to him in the mail. It was addressed in my handwriting. Inside was a key and an address to an apartment in Rome.
- Üç hafta önce, Sloane ona postayla göndermiş olduğum bir paket verdi. Adresi el yazımla yazılmıştı. İçinde Romadaki bir dairenin adresi ve anahtarı vardı.
- Can't sleep? Me neither. Want to go somewhere?
- Now? It's 3 a. m. The whole world is sleeping.
- Not the whole world.
- Is this a date?
- Just an appointment.
- We can rest, if you want.
- Well, then rest. See you later. I wish we could go swimming. Why can't we?
- In our clothes? Oh, my God! You can't take off your clothes in a state park!
- You need to learn to take a day off. Come on!
- Uyuyamadın mı? Ben de. Bir yere gitmek ister misin?
- Şimdi mi? Saat sabahın 3'ü. tüm dünya uyuyor.
- Tüm dünya değil.
- Bu bir randevu mu?
- Hayır bir buluşma.
- Dinlenebiliriz, istersen.
- Peki, dinlen o zaman. Sonra görüşürüz. Keşke yüzmeye gidebilseydik. Neden gidemiyoruz?
- Elbiselerimizle mi? Oh aman Tanrım! Devlet parkında kıyafetlerini çıkaramazsın.!
- Bir gün izin yapmayı öğrenmen gerek. Hadi ama!