go
Logo
twitter twitter
çevrimiçi: 3578 kişi  09 May 2025 
 Boşluk doldurma (kelimeler)
 Boşluk doldurma (fiiller)
 Kelime tamamlama
 Fiil tamamlama
 Kelime Eşleştirme
 Fiil Eşleştirme
 Kelime Telaffuzları
 Fiil Telaffuzları
 Fiil çekim testleri

got

got, gotten, getting, gets
[get] f. almak, edinmek, elde etmek, ele geçirmek; satın almak; getirmek, götürmek; varmak, gelmek; kazanmak; yapmak; idrak etmek; anlamak; başına gelmek; olmak; başlamak; canına okumak; öldürmek; açığını bulmak, yalanını çıkarmak
  • - I need a ladle. You got a ladle?
    - We have a ladle.
    - Thanks. See you at the party.
    - Kepçe lazım. Kepçen var mı?
    - Kepçemiz var.
    - Teşekkürler. Partide görüşürüz.
  • - Have you got yourself a new pair of jeans?
    - Yes, they're all l have with me.
    - You've put on weight.
    - Yes, but l've lost a little bit now.
    - Kendine yeni bir kot pantolon mu aldın?
    - Evet, yanımda olan tek şey bu.
    - Kilo almışsın.
    - Evet ama şimdi birazını verdim.
  • - l've got a Missing Persons Male, Caucasian, 24 years. Name: Embry Larkin.
    - So, when'd this kid go missing?
    - Uh... two years ago, from the university. Rich kid. Dropped out. No family.
    - Kayıp bir erkek var elimde. Kafkas. 24 yaşında. İsim: Embry Larkin.
    - Peki, bu çocuk nerede kaybolmuş?
    - Aa ... iki yıl önce, üniversitede. Zengin bir çocuk. Okuldan ayrılmış. Ailesi yok.
  • - I got up and came to work. - There's a show. That's a show.
    - Kalktım ve işe geldim. - İşte size dizi. Bu bir dizi.

  • - I got a brown sweater. - Here. You want a sweater?
    - Kahverengi bir süveterim vardı. - Al. Süveter mi istiyorsun?

  • - I got coffee. Sugar, sweetener?
    - Black. So what kind of life did you rearrange to get coffee? You never talk about yourself. What do you do?
    - Kahve aldım. Şeker, tatlandırıcı?
    - Sade. Ee kahve alabilmek için ne çeşit bir hayat kurdun? Kendinden hiç bahsetmiyorsun. Ne iş yapıyorsun?
  • - You got something on your mind? - No.
    - Kafanda bir şeyler var mı? - Hayır.

  • - How many votes have we got ?
    - Eleven.
    -We need 20.
    - We might dig up a few more.
    - Kaç tane oyumuz var?
    - Onbir.
    - Bize 20 tane gerek.
    - Birkaç oy daha alma ihtimalimiz var.
  • - Good day, sir
    - You, too. Today is the cleaning day. Floor, hallways, windows.
    - And mopping. Got it?
    - Yes, sir!
    - İyi günler, efendim.
    - Size de. Bugün temizlik günü. Yerler, koridorlar, pencereler.
    - Ve paspaslama. Anlaşıldı mı?
    - Evt efendim.
  • - I got tied up. - I'll bet you did.
    - İşte biraz bağlandım - Bahse girerim öyledir.

  • - Is she off work?
    - The thing is, she and her brother got themselves arrested.
    - How come? He's a leader of the strike at the factory there.
    - I reckon, they're both a pair of commies. Jail is their badge of honor.
    - İş dışında mı?
    - Mesele şu ki, o ve kardeşi tutuklandılar.
    - Nasıl olur? Oradaki fabrikanın grevinde lider o.
    - Bana kalırsa, ikisi bir çift kominist. Hapis onlar için onur nişanı.
  • - I don't believe it!
    - It's got to be fake.
    - İnanamıyorum!
    - Mutlaka sahtedir.
  • - Ever. - We got along beautifully.
    - Hiç. - Çok iyi geçiniyorduk.

  • - I ain't got a chance?
    - No, I'm saying this is your chance. Are you smart enough to recognize it?
    - Hiç bir şansım yok mu?
    - Hayır, tersine bunun senin şansın olduğunu söylüyorum. Bunu farkedecek kadar zeki misin?
  • - I got a vicious dog.
    - No, it's a horrible dog. It's a menace.
    - I'm bringing him in now.
    - No, don't!
    - Hırçın bir köpeğim var.
    - Hayır, o korkunç bir köpek. O bir tehdit.
    - Onu içeri getiriyorum şu anda.
    - Hayır, yapma!
  • - Hey, you got some new furniture.
    - And a new friend.
    - Who's this?
    - Hey, yeni mobilya edinmişsin.
    - Ve yeni bir arkadaş.
    - Kim bu?
  • - Do you always knock?
    - Always. Haven't got anything to hide, have you?
    - Her zaman kapıya vurur musun?
    - Herzaman. Saklayacak birşeyin yok, değil mi?
  • - I am becoming what I despise. I tell mysel that I got into this to bring Danny's killer to justice. The truth is,I'm more interested in revenge.
    - Her zaman hakir gördüğüm şey haline geliyorum. Bu işe Danny'nin katilini adalete teslim etmek için bulaştığımı söylüyorum kendime. Ama gerçek şu ki; intikamla daha ilgiliyim.
  • - l'll get right to the point. Our mascot was stolen from his tank last night. Are you familiar with Snowflake?
    - Negative
    - We got him from Miami. He's a rare bottle-nosed dolphin. This is a new trick. He was going to do for the half time show.
    - Hemen konuya gireceğim. Maskotumuz dün gece tankından çalındı. Snowflake'i bilir misin?
    - Hayır.
    - Onu Miami'den almıştık. Az bulunan şişe-burun yunuslardan. Bu yeni oyunu. Şovun yarısını o yapacaktı.
  • - No. You're not just handling bark. The energy's there. You've got to encourage it to come to you.
    - I think I feel something.
    - Hayır. Sadece ağaç kabuğuna dokunuyorsun. Enerji orada. Onu sana gelmesi için teşvik etmen gerekiyor.
    - Sanırım, bir şey hissediyorum.

4,947 c?mle
Cümle Sözlük, bir Onur-Hoca projesidir. cumlesozluk.com © 2009 - 2025